Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları Öğr. Gör. Ali YAYLA
Sayfa 149 / 174
verilen bir belgeyle düğümlendi. Bu ünlü önergeyi, İzmir milletveki-
li Celal Bayar, İçel milletvekili Refik Koraltan, Kars milletvekili Prof.
Fuat Köprülü, Aydın milletvekili Adnan Menderes beraberce hazır-
lamış ve imzalamışlardı. O gün görüşmeye alınan ve üstündeki tar-
tışmalar 7 saat süren önerge, imza sahibi dört kişinin “evet” oyu
dışında reddedildi. Önergenin
imza sahipleri, hükümete yakından
bağlı milletvekillerinin saldırılarına marûz kaldılar.
O günlerde çok partili düzene doğru beklenen ilk adımı, “Dört-
ler”den daha önce davranan İstanbullu bir işadamı attı. Nuri Demi-
rağ 18 Temmuz’da yakın arkadaşları Hüseyin Avni Ulaş ve Cevat
Rıfat Atılhan ile birlikte İstanbul’da, Milli Kalkınma Partisi’ni kur-
duklarını açıkladı. Parti, programında devletçiliği reddediyor, özel
sanayi ve köycülüğü kalkındırmak için kendine göre bir planı orta-
ya koyuyordu. Dış politikasıyla İslâm Birliği’ni gerçekleştirmek
amacındaydı. Ayrıca, Rus yanlısı olarak gördüğü için CHP’ye karşı
çok sert bir tutum izleyeceğini açıkça belirtmişti.
Ne var ki, Millî Kalkınma Partisi beklenen yankıyı yaratmadı. Türk
Siyasî Tarihi’nde sadece, çok partili düzene doğru üçüncü kez atı-
lan bir adım niteliğinde kaldı. Ancak 1952’ye kadar varlığını sürdü-
rebildi. Millî Kalkınma Partisi; Terakkîperver Cumhuriyet Fırkası ve
Serbest Cumhuriyet Fırkaları’ndan sonra CHP’nin karşısına muha-
lif olarak çıkan üçüncü parti özelliği taşır.
CHP, “Dörtlü Önerge”ye imza koyan eski başbakanlardan Celal Ba-
yar’a pek dokunmak istemiyordu ama parti disiplinine aykırı hare-
ket ettikleri gerekçesiyle, “Dörtlü Önerge”ye
imza koyan Refik Ko-
raltan, Fuat Köprülü ve Adnan Menderes 26 Eylül 1945’de
CHP’den ihraç edildiler. Arkadaşlarını yalnız bırakmak istemeyen
Bayar da çok geçmeden, hem CHP’den, hem de İzmir mil-
letvekilliğinden ayrıldı.
O yıl, Meclis’in 1 Kasım’daki geleneksel açılış konuşmasında Cum-
hurbaşkanı İsmet İnönü: “Bizim tek eksiğimiz, hükümet partisinin
karşısında bir parti bulunmamasıdır!” diyor ve şöyle ekliyordu: “Bu
yolda memlekette geçmiş tecrübeler vardır.
Hatta iktidarda bulu-
nanlar tarafından teşvik olunarak teşebbüse girişilmiştir. İki defa
memlekette çıkan tepkiler karşısında teşebbüsün muvaffak ola-
maması bir talihsizliktir. Fakat memleketlerin ihtiyaçları şevkîyle,
hürriyet ve demokrasi havasının tabii işlemesi sayesinde başka bir