İ6İMLŞR CETVELİ, 617-696.
Türkistanm Coğrafî Durumu
Türkistanm Sınırları, Mesahası ve Ârızaları
Tabiî coğrafya, etnoğrafî ve tarihî mânası ile «Türkistan» cenup* ıan «G urgan» ırmağı, Horasan dağları, Küpet Dağ, Kuhi Baba (Kara Dağ, Kohzâr-i Mescid), Mezdûran, eski Yunanlıların Paropamis dedikleri Topçak ve Ak Dağ (Köh-i Sefîd) dağları, Hindügûş sırtları, Mus- lağ-Küenlün sıradağları; doğudan Şarkî Türkistanm doğu sınırları, «Su- cav»' civarında 98°,,50' tûl, 40c arz noktasından Moğol Altaymda Buıucan» geçidi —93°,,50' tûl ve 40°,,50' arz noktası—; şimalden Cungarya ve Kazakistanm şimal sınırlarını teşkil eden İrtiş havzası ve Aral-lrtiş su ayrımı hattının şimal yamaçları; batıdan Cenubî Ural Dağı, Yayık ırmağı, Edil’in denize döküldüğü yer (Bökey Orda) ve Haza; Denizi ile sınırlanmıştır. Bütün bu geniş ülkenin —Afganistan sınırları içinde olan «Afgan Türkistan!» ve İranın Astarâbâd ve Deregiz vilâyetlerinden ibaret plan «Iran Türkistanı» sayılmadığı halde—- mesahası 5.340.066 kilometre murabbaıdır.
Türkistan, Çine tâbi ölan doğu yarısı «Doğu Türkistan» ve Rus- yaya tâbi olan batı yarısı «Batı Türkistan» diye ikiye bölünür. «Doğu. Türkistan» 1,503.563 kilometre murabbaı olup bunun 1.1 18.71 3 kilometre murabbalık bölümü Tarım havzasından ibaret olan «Kaşgarya» ya 384.850 kilometre murabbaı da «İle» vilâyeti ile «Cungarya» ya aittir. «Batı Türkistan» ise 3.836.503 kilometre murabbaı olup bunun
979.816 sı sabık «Türkistan’ Umumî Valiliği» ni teşkil eden vilâyetlerle sabık Buhara ve Hıyve hanlıklarına, 1.856.687 kilometre murab- baı da sabık rus idari taksimatında «Sahra vilâyetleri» (Stepnıye ob- lasti) denilen «Kazakistan» a aittir.
Farsça bir tâbir olan «Türkistan» sözü bilhassa «Türkistan», «Türküi» eski çarlık vaîiiumumîliğine ve Doğu Türkistan» ve «Büyük Türkistan» itîâk olunduğundan, Hazar Denizinden ve Edil Tâbirleri (Volga)dan Çin Şeddine, Altaylardan Hindü-
jgûs'a kadar uzanan ülkeler mânasında umumi isim olarak «Uluğ ( BüyükV Türkistan» ve «Türkili» tâbirleri kullanılmıştır. Biz de bü eserimizde «Türkili» tâbiri ile beraber «Doğu Türkil- îeri» ve «İki Türkistan» tâbirlerini kullandık. Kitabımızın bu cildi Batı- türkistanâ tahsis edilmişse de dağlardan . bahsederken Doğııtürkistana da temas etmiş olacağız.
Her iki Türkistanda hayat, meskûn olmıyân sonsuz çöller arasındaki ırmak havzalarına, yüksek ve az meskûn dağların eteklerine mün-. hasır kalmış gibidir. Bundan dolayı ülkenin muhtelif bölgelerinde nüfus kesafeti pek değişiktir. İki Türkistanda bütün nüfus 17.00C.000 U geçmez. Ortalama hesapla her kilometre murabbama 3 kişi düştüğü halde «Taklamakan» çöllerinin bazı bölgeleri, tamamen gayrımeskûn, Karakum çölünde 100 kilometre murabbama 6, Pamir dağlarında 100 kilometre murabbama 7 kişi, münbit Ferğana vilâyetinde ise kilometre murabbama 29, Semerkand vilâyetinin «Kette Kurgan» tümeninde 45 kişi, Aşhâbâd civarında daha çok kişi düşmektedir. Böylelikle ülkenin bir çok bölgeleri gayrımeskûn olduğu halde diğer yerlerinde nüfus Avrupa kınasının ortalama nüfus kesafeti ile bir çıkıyor.
Amaların Umumî UmUm! heyeti bak,m,ndal' °rta Asyanm çöl de- Hatları denilebilecek olan şimal yarısını kaplıyan
Türkili (lürkistan), cenupta sıradağlarla sınırlandırılmış olduğu gibi, tam ortasında yer y üzün * n en yüksek dağlurmdan olan ve ülkenin her tarafına hakim bulunan sıradağlara dayanıyor. 95 şarkı tul ve 43 şimalî arzdan başlayıp «Tanrıdağî»rrr«Tiyanşan-Pamir» umumî adını taşıyan bu dağlar î 200 kilometre kadar batı ve 1 000 kilometre kadar da batı-cenup istikametinde devam eder ve cenup bölümlerinde «Dünyanın Beşiği» denilen Pamir yüksekliklerini teşkil ederek «Hmdügûş». «Himaîaya», «Küenlün» sıradağlarının birleşme noktalarına gelip yetişir. Büyük kısmı daima karlarla örtülü olan «Tiyanşaıv Pamir» Türkili’nin hayat kaynağıdır. Dediğimiz gibi Türkistanın en mâmur kıtaları da işte bu «Tjyanşan» ve «Pamir>>*‘ adlarını taşıyan büyük sıradağların eteklerindeki otlaklarla, kendisinin zengin cümudi- yelerinden çıkıp batı ve doğudaki çöllerin içerisine; akıp giderek yine çöl içerisinde kapalı göller, bataklıklar teşkil eden ırmakların havzalarından ibarettir. Yoksa memleket o kadar kuraktaki. ‘ meselâ, bilhassa Doğu Türkistanda ırmakların yanı başındaki çöllerde, binlerce
yıl önce yazılıp yahut dokunup toprakta' gömülü.^lajykâğn; yahut kumaş parçaları —üzerlerindeki yazılar/ ve resin&ri/Ie olduğu gibi
Do'stlaringiz bilan baham: |