İşte bu fikir bugün Almanyada, bilhassa Bavyerada gittikçe yayı-
Iıyor. Avusturyada komünist ve marksist aleyhtarlığa daha çok hirisli- yanUn namına ileri sürülüyor. Heirmvehr (yani vatan müdafaası) adlı Avusturya faşist fırkası bugünlerde Viyanada en tehlikeli günleri yaşatıyor. 29 eylülde burada yaptıkları inkılâp teşebbüsünde muvaffak olmalılarsa da, reisleri Dr. P fr e m e r'in sesi çok gürdür. Bunlar alman millî-sosyalistlerine nisbeten daha radikal olup, parlâmentarizmi zorla ortadan kaldırmak ve marksistlere karşı milli diktatörlük idaresi kurmak işini silâhlı bir kuvvet olarak gerçekleştirmek istiyorlar. Ortaavru- pada komünizme karsı millî diktatörlüğün yerleşeceğine bir delil de. bugüne kadar ekseriyeti kendi arkasında bulunduran sosyal-demokrat- lıgm ve mutedil sosyalistliğin, gün geçtikçe tedafüi vaziyete geçmesi ve gitgide millileşmekte olmasıdır. İkinci İnternasyonal çürüyor. Bun» mensup İngiliz Amele Fırkasının rehberi Macdpnald, şu ilkteşrin aymıı: 4.ünde İngiliz hükümeti reisi sıfatiyle Nevv-York'u ziyaret ettiğinde bir nutuk söyledi. O, burada, sosyalist amele fırkası rehberinden daha çok, dindar bir monaışıst, milliyetçi ve muhafazakârlar kadar imperyalist ve anglo-saksoncu olarak söz söyledi. Aynı günlerde vefat eden Almanya hariciye nazırı Stresernannm aynı 4 ilkteşrinde vâki olan defin merasiminde, alman sosyal-demokrat hükümetinin reisi Müller de bir nutuk söyledi. O da, burjuva Stresemaıını alman millî kahramanı gösterdi, ve onun milli zaferden ve «alman kiliselerinin kendisine hürmet çanları çaldığı günü görmeden üful ettiği» ni anlatarak âdeta ağladı.
Bu nutuklarda İkinci İnternasyonalin bu büyük rehberleri, artık internasyonal amele fırkalarının mümessilleri ve rehberleri değil, kırallı yahut kiliseli milletler adına söz söyliyen milliyetçilerdir. Bunlar bü yolla kendi istikballerin: baltalıyorlar ve millî diktatörlüğe yol açıyorlar. Sos- yal-demokratlar, burjuva Stresemann için ağlasalar, yerindedir; çünkü onun arkasından kendileri de bir taraftan Üçüncü İnternasyonale, diğer taraftan milliyetçilik cereyanına doğru giderek dağılıyorlar, kararsızlık ları ve yolsuzlukları yüzünden nüfuz ve itibarlarını kaybediyorlar.
Asyadan Japonyada da böyle bir aktif ve askerî milliyet ruhu gittikçe kendini hissettirmeğe başlıyor. Avrupada böyle aktif milliyet fikrinin yayılmağa başladığını görünce bolşevik Ruslar «faşizm tehlikesi» diye feryat etmeğe başlıyorlar. Onların tek ümidi «kapitalistler tezadı» (kapitalistiçeskoye protivoreçye), milliyetçilerin kendi aralarında yekdiğerine karşı tahakküm mücadelesine başhyacaklarına dair imanlarıdır. Fakat çok muhtemeldir, ki aktif milliyetçiler bolşevizm aleyhinde birleşirler.
Do'stlaringiz bilan baham: |