Bu unvan altında «Yeni Türkistan»m 1928 nisa-
Türkistanda nında çıkan 9.uncu sayısında Türkistanda asker- Askerlik Meselesi lik meselesine bakıştaki tahavvüller hakkında ezcümle şunlar yazılmıştır:
«Millî askeri yahut askerliği olmadıkça, Türkistan bir devlet oıa maz. Askerlilere Türkistanda her hangi bîr rejim iktidar mevkiinde olursa olsun, o hükümetin umumî askerlik nizamına göre askerî, hizmette bulunmak y6 seferberliklerine iştirak etmek suretiyle öğrenilebilir. 1916 yılı kıyamında görüldüğü gibi, bizim millet, Rusların Türkistanlılardan asker almamasını, kendilerine «Ak Padişahın büyük bir inayeti» ve belki verdiği imtiyazları gibi telâkki ederlerdi.
Fakat gerek bu 1916 yılında ve geTekse rus inkılâbı zamanında Türkistanm başına gelen belâlara, açlıklara ve Rusların tecavüzüne karşı mukabele eylemek mecburiyetini gördüğü zaman, millet, siâh kullanmak ve askerliği tâm asrı mânasiyle öğrenmek lüzumunu anladı. Eski usulde çete şeklinde teşekkül eden «Basmacı» fırkaları muhtelif mınta- kalarda yerli TürkleTden yetişme ve esir Türk zabitleriyle, çar ordusu zabitlerinden bazılarının idaresi altında asrî fennî harb usulü öğreniyorlardı. Aynı zamanda Rusların resmî askerî fırkalariyle, Rus askerî mekteplerine gönüllü olarak girenler de çoğaldı. 1913-1914 senelerinde Türkistanda seyahat edenler, Türkistanlıları koyun sürüsünü andıran bir kütle, silâh kullanmaz ve kullanmak da istemez diye tavsif etmişlerdi. O zamanlar bir silâh patladığında köylülerin hanelerini terkederek kaçtıkları görülürdü. Fakat şimdi hiç umulmı 'an bir manzara karşısında bulunuyoruz: Silâhtan korkmak şöyle dursun, onu elde etmek istemiyen ve onu sevmiyen bir Türkistanlıya pek nadir olarak belki ancak şehirlerde tesadüf olunur. Yalnız tüfengi elde etmek için rus neferini taşla vurup öldürmek ve rus nöbetçilerine hücum ederek elinden silâhını kapmak ve kullanamıyacağı zaman bu silâhı da yer altında saklamak gibi hâdiseler Türkistanda çok defa tekerrür etmiştir. Ural Kozaklarının atamanı general Tolstov, 1919 yılında Mangışîak üzerinden firar ettiği .zaman bozkır şeraitinde dağınık giden ordusunun mühim bir kısmı ellerindeki :silahlarını almak isteyen Kazak-Kırgızlann Aday kabilesi tarafından birer birer öldürülmüştü. Buna saik olan yegâne âmil de, zamanımızda ancak elinde silâhı bulunan ve askerlikten anlayan Ksargiz-Ka£ak kendi hayat ve haysiyetini müdafaa edebileceği kanaatinin yerleşmesi idi, S9 56 den sonra bolşevik ve menşevikîerin Ruslar için ilân ettikleri seferberliklere iştirak eden Özbek, Kazak ve Kırgızlar epeyi askerlik öğrendiler» Tiiıkmenistanda menşevik ye İngiliz hâkimiyeti hengâmmda Uraz Serdar, Tican Abbas ve başkalarının idaresi altında muntazam ve gayri muntazam Türkmen fırkaları teşekkül etti. Ruslar, bu askerî fırkaları, muhtelif rus rejimlerine hizmet ettikleri halde millî gaye takip ettiklerin» den şüphelenerek, dağıtmıya çalıştılar. 1923-1927 yılları arasında Özbekistan ve Kazakistanda yerli Türkîere askerliği Öğretmek için bir taraftan yerli komünistlerin genç Özbek ve Kırgızları askerî mekteplere sevk eylemeleri, diğer taraftan da Rusların bu tedbirleri akim bırakmaları birbirini teakup etmiştir. Bilhassa hâlisüddem rus olan Voroşiîov iş başma geçince, Sovyetîer millî askerî kıtaları kat’î tedbirlerle ilga ettiler. 1927 de Kırgız kurultayı, asker almanın mecburiyeti hakkında karar kabul etmişti. Fakat Ruslar onu mevkii tatbika geçirmediler, Yalnız Pişpek gibi rus muhacirleriyle dolu olan tümenlerde pek az miktarda yerli asker aldılar. Ahziasker şubelerine gelen Kırgızların hemen hepsini «hastalık» bahanesijde reddetmişlerdir. Kazakıstanm Kökçetav ve Kostanay tümenlerindeki askerliğe girmek için ahziasker şubelerine gelenlere Rus- lar, «Askerlik etmek için beygirlerinizle birlikte gelmeniz lâzımdır» diye, bunları da geri çevirdiler. Şimdi kızıl ordunun on yıllık yıldönümü münasebetiyle 28 şubatta yapılan bayramda, bütün Türkmenistan, Kazakistan ve Ozbekistanda 1928 sonbaharında başlamak üzere umumî ahziasker kanununun tatbik olunacağı tekrar va'dediliyor. Kazakistanda jse bu kanunun daha bu yıl ilkbaharında tatbika geçirileceğini harbî komiser Şligmanov ilân etti. Burada Türkistanm yerli. Türklerini askerliğe cclbetmek işi, Rus hükümeti tarafından bir cemile olarak va’dedilmesî çok şayanı dikkattir. Halkımız cidden asker olmak istiyor. Fakat Ruslar, yerlilere askerlik öğretmek istemiyorlar».
«Yeni Türkistan »m Nr. 4, 1927 nüshasında «Tür- Aşağı Sırderya ve kistan iktisadiyatında yerli ve rus noktai nazarları» Khorezm IVfmtakası- makalesinde aşağı Sırderya ve Khorezmin imarı nm îman Meselesi meselesi hakkında şu fikirler ileri sürülmüştür:
«Şu günlerde Türkistanda göze çarpan en mühim iktisadi teşebbüs, Türkistan-Sbir (Turksib) demiryolu hattının inşasının ciddiyetle devam ettirilmesidir. Eski Otrar (bugünkü Arış), filozof Fârâbînin doğduğu yer, moğol ticaret kervanının kesilmesi dola- yisiyle, Çingiz Han ile Horezmşah Mehmed arasında harbin çıkmasına sebep olan şehir, 1405 kışında Temürün burada vefatı gibi, Türkistanlıların Çini istilâ etmek yolundaki s.on ciddî tedbirlerinin akim kalmasına sebep olan hâdisenin vukua geldiği yer, 1505 te Şaybak Hanın Mâverâünnehri Temürlüler elinden alması seferine mebde olan bu nokta bugün Türkistanı Sibirya ile, istikbalde Çin ile, bağlıyacak demiryolunun Şamara - Taşkenfc hattı ile birleştiği kavuşak olmuştur. 1919 senesinde biz Moskova hükümetinden Snrderya havzasiyle onun aşağı mecrasındaki kolları olan Yeniderya, -Kuvanderya ve Deryalık yataklarının İska edilmesini, Ak-Mesçit (Ferovsk)-Çimbay-Ürgenç hattının inşasını ve'ona Arıs-Semi (=Türkistan-Sibir) hattının devamı şekli yerilmesini talep etmiştik. «Çu» ve «ile» havzalarının İskası da, göçebe ICırgız-Kazak- ların ve saire türk muhacirlerinin iskânı ve pamuk yetiştiren vilâyetlere buğday yetiştirilmesi için zarurîdir. Ak-Meçit. hükümet merkezi olarak kalmalıdır. Ak-Meçitin biraz daha yukarısında «Yepi-Arik» istasyonu civarında Sırderyadan nehrin çentip tarafımdan «Yen^derya» nâmında bugün kurumuş bir kol ayrılıyor. Amuderyanm buğünkfy mansa- bmın şark tarafından ibaret olan «Çimbay» mmtakasına geldikten sonra, bu Yenideryanın bir şubesi Af ab Gölüne, diğeri de Çiıribaya, yani Amuderyaya gider. Sırderya, yahut onun mühim bir kısım 1-4rüncü ve 15 .inci asırlarda bu kol üzerinden akarak Amuderyaya miınsapv olmuştur. 16.ncı asra kadar bu yatağın boyunca şehir ve kasabalar yaşadığı, hattâ türk dilinin en mühim âbidelerinden olan «Rabguzi* kitabının bu yatak üzerinde vâki «Oğuz rabatonda yazıldığı malûmdur. Ak-Meçıtin karşısında Sırderyadan diğer bir kol daha ayralmıştır, ki «lOuvâhdefya^ ismiyle maruftur, bataklık teşkil eden yukarı kısmında su yarsa da, muntazam cereyan yoktur, aşağı kısımları ise kurumuştur. Bugünlerde sekenesi pek az olan bu yatakların yerli yesâit ile İska ve ihyası kabil değildir, kumlu yerlerden akan Sırderyada büyük bentler yâptnak icap ediyor».
«Buralarda tetkikatta bulunan mühendis ve agronom heyetleri, bu yerlerin irva ve ihyasının .peîk kolay, ve ziraate, bilhassa pirinç ve buğday ekimine pek elverişli oitiuğuriu ve pek düz olan bu afarinir. b'atâk- hklarında bile . ısıtma olmadığını - söylüyorlar. Nehrin, sağ ye sol sahillerinde 19 14 te ancak 49.000 Hesatine ziraat sahası vafdı; halbuki müte- hassısların anlattığına göre Âk-Meçıtle Çimbay ve Kazanlı müsellesinde ceman 100.000 km2, teşkil eden sahanın tam yarısı, yanb$(^^ Yeniderya, / Kuvandefya* Deryalıkj ve: aşağı Sırderyatarafındân ıska edu lebilecektif. Bu yapddıği;,tâkdirde, burada Sırderya, Turgay, ve Akmölâ vilâyeti erini nKaiak-Kı^ âhaUsinihbepsi iskân edilebilirdi Ahali, buralarının İska,' edilmesi;^ sayesinde açıla imar, sahalarını bir «afzi mev’ud» gibı bekîemektediri Dahaçarhükümetinin Aleksanefgay-Çarcui
demiryolu hattı plânı vardı. Bu yol yapılırsa, Emba (Cim) petrol saha-, larını, Üstyurd üzerinde Khorezm sahası ile, sonra Çarcuy üzerinden Kuşka hattı vasıtasiyle Hindistanm Quetta hattı ile birleşecektir. Şimdi de «Arış» nehrinin munsabı karşısında, yahut Ak-Meçit (Kızıl-Orda) karşısında, Sırderyanm sol sahilinde Yeniderya boyunca Amuderya mun* şahındaki Çimbay, Khocayli ve Kühne Ürgence varacak bir hat yapılmalıdır. Bu son hat, her şeyden ziyade Yeniderya yatağını ihya ve iskâna, (mühendis RosenkampFm dediği gibi, /^muderyanın aşağı kısmında Koşhane civarında), büyük bir bendin inşasına ve bentler inşası için lâzım gelen taşocakletrı bulunmıyan Khorezmin İska işlerinin tanzimine hizmet eder ve bu ülkeyi Sır derya havzasına en kısa bir yol ile bağlardı».
«Bütün bu hat boyunca pek az bir zamanda Kazak-Kırgızlar iskân olunurdu. Aynı zamanda bu hat sarkan Arıs-Semi (Türkistan-Sibir) hattının Almatı-Gulca-Um rumçı (yahut Çögeçek-Urnrumçl) dan Çin dahiline, garben de Kühne; Ürgençten özboyu boylıyârak Kızıl Arvada, oradan Çekişie;r petrol 7
•I • farklıdır. Halbuki Tiyan-
Do'stlaringiz bilan baham: |