ede ek yerleşmelerinin ekincilik hayatının ve millî medeniyetin geİis-
esme sebep olacağı muhakkak olan Kazan Türklerinin, Türkistanda
16PnncVe Td t”31t,8ahİbİ Oİam,yaCağl' Türkista“ İdaresi Kanunun
haki maddeS,yIeı ***** Başkurtların toprak üzerindeki mülk
LlSrak d "M * rl değiştirilip araziyi,
tibmına t u "t?3 k6Sİlen ara2İyİ' Satmağa mecb- etmek ,£
.. I - 3 avvu ettl' Kırgız-Kazaklarda ise umumiyetle ârazi «kres-
dfk dT '8TeJÎ- f a2ak" °İUP kalan'ara daİmî mülk olarak tas- ^ka! 'mly0rdu- klmse toprağın bir gün elinden alının,-
ViIâTtl .T'" ?lam!y0rdu- Nihayet 1891 ydmda neşrolunan «Bozkır g ayetlen Idaresme Ait Kanunların 119 ve 120.. nci maddeleriyle butun Kazakistan toprağı Rusyanm devlet mülkü ilân edilip; Kazak- Kırgızlar. bu yerlerde geçici bir zaman için yas,yan bir konuk olarak tanındılar. Rusya hükümeti. Cenubî ve Şimalî Türkistamn her vilâye- tmde ve_ tümenlerinde göç idareleri kurmağa başlad.ğ, zaman. KaL- kıstanm butun tümenlerinde, Kazaklarm İktisadî hayat,n, inceleyip, „e a ar toprak Jcoparmak mümkün olacağın, tâyin için 1899 da * * C.r b * ? a Ve, ,9O5-1907 de K u z n e t * o v adi, bilginlerin idaresi alt,nda büyük heyetler-gönderdi. Bunlar bütün tümenlerin mufassal tavsifler,m, mükemmel haritalar ilâvesiyle neşrettiler. Bu iki heyetin her tümen (üyez): hakkında -ikişer cilt, göçmen r.us -hayatın, incel,yerek neşrethklan daha ayrı ciltleri vardır. Umumiyetle bu hevetle- »n çalışmaları, mükemmel eserlerdir. İçinde iktisadiyattan başka, et-
n ografya ve halkiyata ak malûmat ta çoktur. Burada, bütün Kazafc- Kırgız kabileleri ve şûbeleri sayılmıştır. Cenubî Türkistan vilâyetlerinde- (Rumiansov ve diğerleri idaresinde) yapılan tetkikler daha ince idu Yedisunun bütün tümenleri ve hattâ Tarançılar için ayrı ciltleri vardır. Rusların, istilâlarından sonra, buralarının iktisadiyatına , dair meydana koyabildikleri ciddî İlmî neşriyat olarak yalnız bunları gösterebiliriz. •.«Kırgızların Ekineİlik ve Toprak Meselelerine Ait Materyaller» *>• umumî adını ve «Şart Toprak Meselelerine Ait Materyaller238), «Ta- rançı Toprak Meselelerine Ait Materyaller» 239), «Göçmen İğeliğine Ait Materyaller» 240) adlarını taşıyan b*. eserleri seksen cildi geçmektedir ve mükemmel .haritaları vardır; ki bunlar, Şimalî ve Cenubî Türkistanv İktisadî, tarihî, etnografî ve coğrafî bakımdan öğrenmek istiyenler için, daima müracaat edilecek eserlerdir. Hele İ£-rk uruk adlarını öğrenmek, için bunlar, başlıca kaynaklardır. Fakat bu kadar «bilgince» yazılan: bu eserler, baştan başa cellât, katil felsefeleri ve sahtekarlıklarla doludur. Her cildin baş tarafında, o cildin mevzuu olan bölgeye Kırgızların ne zaman geldiklerine (!) ait bir anket «bulunuyor. Bununla, her bölgenin Kırgız ahalisinin asıl buralı olmadığı, o bölgenin Kırgızlar tarafından ancak yakın bir zamanda «istilâ olunduğu» (1) isbat edilmiş* oluyor. Bunlar, güya, her bölgenin toprağı ve tabiî zenginliğine göre burada yaşılan göçebe Kırgız ailesinin ne kadar davar beşlemekle ya- sıyabileceğim ve ona *en az ne kadar toprak lazım olduğunu tayin ediyorlarmış.
Ş ç e r b i n a*mn incelemelerine göre, meselâ Kökçe Tav tümeninde bir Kazak^-Kırgız ailesine 5 at, 5 sığır, 20 koyuiı; Kostanay ye Aktübe tümenlerinde daha az sayıda hayvan yetişiyormuş. Bu hayvanları bozkırda beslemek için bir göçebe iğeliğe, 163 hektardan 605 hektara kadar yer olursa, «göçebe hayat tarzını muhafaza etmek mümkün oluyor» muş. Bü heyet 106.000 Kazak iğeliğine 1895 milyon hektar «arazi» (doğrusu «çöl») bırakmak kâfi geleceğini; ve ona göre de, Kazakis— tanda Rus göçmeni yerleştirmek için 19,6 milyon «fazla arazi» (doğrusu «müribit yerler») kopartabileceğini, «tâyin» etti. K ü z n e t z o v heyeti ise, yine aynı tümenlerde incelemeler yaparak, 'bir Kazak ailesinin daha az hayvanla, meselâ 3 at, 2 sığır, 12 koyunla geçinebilece-
ğini, bundan dolayı «göçebe iğeliğin devam ettirilmesi» için lâzım ge— len yaylanın 34,5 ve 381,5 hektara kadar indirilebileceğini «İlmî esas*' Iara göre tâyin» etmiş oldu. Neticede 1915 yılına kadar bozkır vilâyetlerinde 14.00Ö.000 hektar toprak gasbedilip, 2.0Ö0.0Ö0 Rus yerleştirildi. Şimalde Sibirya demiryolu hattına müvazi olan münfeit bölgelerde, 19. uncu asrın son yarısında ekincilik hayatına geçerek yerleşmiş:» bulunan Kazakların bir takımı geriye, cenuba, çöllere atıldı. Gitmeyip Omsk, Pavlodar, Petropavl, Kökçe Tav gibi Ruslarla meskûn tümenlerde kalan kısımları ise, Rus çokluğu arasında sıkışıp kaldılar, Son muhaceret ekspedisyonunun neşriyatından bazı ciltlerinin intişarı münasebetiyle Taşkentte çıkan «Srednaya Asia» dergisinde, Ruslardan «Svil-* ling»Jn 1911 yılında yazdığı tenkidinde, Kırgız ve Kazaklar hakkında tatbik edilen siyaseti;, Yahudinin, eşeğini az yemeğe alıştırmak için tatbik ettiği usûle benzetmiş ve: «Yahudi, eşeğine evvelce vermekte olduğu yemi her gün, yavaş yavaş azaltmak usulüyle hayvancağızı hiç yemeden yaşamağa alıştırmağa karar vermiş; fakat eşek, artık hiç yemeden yaşamağa alışmış olduğu zaman birdenbire ölüvermiş imiş. Mademki Kazakların elindeki toprağı zaptedecek, kendilerini çöllere atıp açlıktan öldüreceksiniz, payı (porsiyonu) azaltmak için bu tarzda «bilgince» incelemelere ne lüzum var».
Verimli ve otlu yayla ve otlaklara alışan hayvanlar, kötü yerlerde- yaşıyamıyor, her yıl payı eksiltilen, her yıl zayıflıyan bozkır ahalisinin, artık hastalıklara mukavemeti kalmıyor; çocukları zayıf doğuyor ve ölüyor veyahut doğum büsbütün azalıyor; ahalî sefalet içinde çırpmıyor, sonbahar yaklaşınca rus köylerine iş aramağa çıkıyor; birkaç kilo- un veya patates için bir yıllık, sonra iki yıllık, sonra daha çok yıllık hayatını Rusa satıyor; neticede ilelebed aç ve sefil kalıyordu 241). Baş- kurtlarla Yedisu Kırgız-Kazakları arasında doğrudan doğruya Rusların hizmetine girenlerle beraber kendi köyünde, kendi toprak ve iğe* ligine bir rus ailesini alıp, ona amelelik tedenler gittikçe çoğalıyordu* _ Başkurtların düştüğü bu sefaleti, gayet acı bir dille, yine Ruslardan .
Remiuzev, «Yabani Başkurdüstanm Hayatı» ,4) adı ile ilk defa 1887 yılında (daha sonra ikinci basımı da yapılmıştır) neşrettiği eserde an la t tığı gibi, yine Ruslardan Y a d r i n t z e v 1891, 1892 yıllarında «Müstemleke Olarak Sibirya» -) ve «Yerli Sibirya Ahalisinin Bugünkü Durumu»242 243) adlarıyla neşrettiği eserlerde, Kazakların durumundan bahsedip, Ruslar içinde insaniyet fikirleri uyandırmağa çalışmışlar, gürüjtu yapmışlar, lâkin bütün bu teşebbüsler akim kalmıştır. Ozamanki Rus em peryalizminin hakikî mümessilleri arasında Doğu Ruşyadakı (Sibirya, Başkurdüstan ve Kazakistandaki) «Gayrırus» (İnorodoitş) unsuların er- geç mahvolup bitmesi ve kalanlarının da rusluğa temessül edecek olmalının tabiî bir kanun olduğu, Doğu Rusyadaki «Gayr ir uslar» meselesinin, Amerikadaki Kızıl Derililerin mukadderatıyla bir olacağı, temsil gayesi takip etmiyen bir maarif siyasetinin imkânsızlığı ve manasızlığı» hafta «inorodoitş» meselelerinin başmütehassısı sayılan Miropeeve ^öre, «gayriinsanî» olduğu iddia edilmiş, bu cihetten Gayrıruslarm her lürlü yol ile yokedilmesinin ve temsilinin mübah olduğu ileri sürülmüş tür. R e m i u z o v, Yadrintzev ve P o t a n bn, buna karşı isyan etmişlerdi. Bununla beraber bu zevat da Sibirya ve Türkistanı Rus müstemlekesi biliyorlar ve öyle kalacağına da inanıyorlardı. Hattâ Yadrintzev rus müstemlekelerinin Çin Şeddine kadar genişliyeçeğine inam- rmştır. Rusların Cenulbî_ Türkistanı işgalleri sırasında, Avrugaj^â^ umumiyesine TbüT is t iTâJ arı medenî bir vazife, güzel gaye takip eden bir teşebbüs olarak gösterip eserler yazan meşhur rus gazetecisi ve coğraf- ^Çle^yaK kurmay subayı V e n i u k o v idi. Bu zatın Ortarusya meselelerine ait rusça ve fransızca birkaç eseri ve risalesi vardır. Birçok makaleleri Fransız Coğrafya Cemiyeti, Ticaret Cemiyeti dergilerinde de neşrolunmuştur. Bunlar, Türkistan gençliği ve münevverlen içm okunacak şeylerdir.
Yadrintzev ve P o t a n i n, rus emperyalizmini terviç ve müstemlekeciliği genişletmekte yalnız V e n i u k o v’uh yoluyla gidiyorlardı. Bununla beraber bu iki kişi ye Cenubî Turkıstanda N a 1 i v k i n «müstemlekelerdeki Gayrırus milletler de yaşamak hakkını haizdirler. Onlar, yok edilmemelidir; onlarda medeniyete istidat yok değildir» dedikleri için tuşça okuyabilen ‘TBık müneyyerleri-onları severlerdi. Ben şahsen, Botaninle mektuplaşmağı şeref «ayardıpı. Tatlı dilliydi. Babacan adamdı. Yadrintzev de öyle imiş. Bunun içindir :kı,
*alis emperyalist fikirler ileri sürdüğü halde, Yadrintzev in son kitabı (yanı «Yerli Sibirya Ahalisinin Bugünkü Durumu») hükümetçe zararlı sayılarak menedildi. Bunlara ilâve olarak Potanın ve Yadrintzev, Sibir- yanın muhtariyeti taraftarı idiler.
B
Sozun kısası, Rusların barbar, vahşî tabiatleri hâkim oldu. Göçebeler amansız bir şekilde kırıldı. Muhaceret idarelerine mensup «bilginler», herhangi bir tümende Kır.gız-Kazağm hayatını tetkik ederse, bu bölgenin, evvelce Kazaklara ait olmadığını «Kazakların kendilerinden toplanan» anketle isbata çalıştıkları gibi, diğer ciddî bilginler ve müsteşrikler (F r. v o n S e h w a r z, W. G r i g o r i y e v A. A. S e m ı U n o v ve başkaları) de umumiyetle Türkistanın hiçbir zaman Türk merrıleketi olmayıp güya Rusların mensup oldukları Aryanîler unsurunun ülkesi olduğu hakkmdaki nazariyeleri (,bk. yukarıda s. 5 7, 86- 91) bu Rus müstemleke memurlarının siyasetlerini «ilmen esaslandır- mak» uğrunda çalıştılar.
ir zaman Türkler Aryanîleri imha ve temsil etmişdilerse de şimdi de Aryanıler (Ruslar) Türkleri temsil edeceklerini alenen yazdı- lar 7^). 1907 yılı martında Rusya ziraat departmeni (umum müdürlüğü) nin baş müdürü meşhur Kriukov «Rusya ziraat baş idaresi» meclisinde, «Kazak-Kırgızlar Çingiz ve Temürlerin turunlarıdır, bunlar imha edilmelidir», demişti. Ayni yıl Devlet Pumasının en nüfuzlu milliyetçi azas! ,<İIkkânundaki. .ce*se3*nd e’ ayni sözleri şu şekilde tekrar ederek, «Ka- zak-Kırkızlar Çingiz ve Temürün^tomn&ıdır ^ Amerika
Kızılderililerine ne gibi muamele yapılmışsa, biz de Kazak-Kır gizi ara öyle muamelede bulunmalıyız» demiştir244 245). Rusya hükümetinin resmî daireleri siyasetinin esasını teşkil eden bu fikre, Rus matbualmdl^ verirken» Kazak-Kırgızİarın müneırver^^ r^Heylchanoğîu
'.^k^an, oza7nanki rus muhitinde Çingiz ve Temürü müdafaanın kabil olmadığını bilerek, «Çingiz ve Temürün eski günahları için bugünkü Kırgızların müteselsel kefalete bulunacaklarını iddia etmek, haklı olmaz», demekle iktifa etmişti246). 1916 yılında Yedisudaki Kırgız is- yanında Pışpek tümeni Kırgızlarına başkanlık eden Ayükeoğlu Ka-
naat adlı altmış yaşındaki serkerde, sonradan Rusların eline geçip muhakeme edilirken, Rusların istîsal siyasetini açıkça tavsif ederek demiştir ki: «Siz Ruslar, bizim milleti diri diri mezara atıyorsunuz, sız,
Do'stlaringiz bilan baham: |