ELEŞTİRİ - KURAM
Ancak söz konusu olan saf dekoratif bir amaç ya
da statik işlev değildir, “süsleme ile yapı kütlesi-
nin mantıklı ve ayrılamaz bir bütün oluşturuşu-
dur” (Ulama, 2001: 11). Bu betiksel mekân
ontolojisi içerisinde hem yitik bir anlam hem de
onun sürekli yeniden bulunuşu sunulur.
Haluk Uluşan, Dr., MSGSÜ Mimarlık Fak. Mimarlık Bölümü
Notlar
1. Tasarım neticede bir kurmacadır. Bilinçaltında tezahür
eder. Uğur Tanyeli onu düş görme hali ile karşılaştırırken
dikkat çekici tartışmalara yer verir. Mimar çeşitli kısıtlamalar
ve bilinmeyenlerin ürettiği gerilimlerden bir düşyıkımı ile çık-
tığında yaratıcı eylem gerçekleşmiş olur (Tanyeli, 2011: 17).
2. “Simülasyon” kavramı yerine “benzeşim” kavramını öne-
ren Ali Akay, kendi kendine işaret eden, gösterilenden yok-
sun bir göstergeyi tanımlamaktadır. Akay’ın Baudrillard’dan
aktardığı tanıma göre simülasyon/benzeşim, modeller
yoluyla ne çıkış, ne varış noktası, ne de gerçekliği olan bir
gerçeğin, yani gerçekten daha muktedir olan bir üst-gerçe-
ğin üretilişidir. Buna göre benzeşim gerçek-üstü, yani
hiperreeldir; atmosferi olmayan (yani canlı olarak yaşam
belirtisi göstermeyen, dolayısıyla yaşam içinde gerçeği var
olmayan bir hiper-mekânda, mekândan daha çok mekân
olan bir yerde yayılan sentezin ürünüdür (Akay, 2002: 18;
Baudrilliard, 2011: 15).
3. Burada sözü edilen ‘fark’ biçimler arasındaki başkalıklar
ya da modelden sapan bir heterodoksi değil, her yineleyişte
farklı biçimler üreten gücül bir potansiyel, yani edimselliktir
(Colebrook, 2009).
4. Perez-Gomez mimarlık kuramının kurmaca bir hale
bürünmesini onun birtakım işlemsel kurallara, bir tarih
dökümüne ve teknolojik karakterde bir araca dönüştüğün-
den söz ederken, Husserl’in insanın klasik geometrinin
deneyim ve anlam dünyasını terk edişiyle gerçekten kopuk,
şiirsel bir âleme dayalı karar verişini bu sorun ile ilişkilendir-
mesine işaret eder (Perez-Gomez, 1985).
5. Bernard Tschumi mimari imgenin tüketimine dönük işta-
ha işaret eder. Yüzey ve göstergeye dönük ilginin gösterileni
baskılayışını Libeskind ya da Hadid gibi mimarların çok az
yapı inşa etmelerine karşın halen gündemi belirleyebilmeleri
ile örnekler. Yazınsal ürünlerin, görüntülerin ve farklı tem-
sillerin gerçekleşen yapıdan fazla gündem işgal edebilme
becerisini ortaya koyarak dönüşen gerçeklik kavrayışına dik-
kat çeker (Tschumi, 1994: 234-235).
6. Kuram ve ideoloji arasındaki diyalektik ilişki tüm bilim-
lerde belirgindir. Mimarlığın teknik bir pratik olarak kabulü
Rönesans’a dayanır (Panofsky, 1991). Özne-nesne ayrışma-
sının öncesi ve sonrası olarak sınıflandırabileceğimiz bu
düşünce dünyaları arasındaki en büyük farklılık mimarlığın
dolaysızlığının ve nesnedeki anlamın uğradığı aşınmadır.
Kendinde-nesne yitirilmiştir artık. Bir temsil gereci haline
dönüşürken, kendisi de başka temsil gereçlerine başvurur.
Kurmacanın kurmacası, yani bir simülasyon halini alır
(Forty, 2000).
7. Mimarlıkta anlamın üretilişinde temsil, akıl ve tarih kur-
macalarına dikkat çeken Peter Eisenman “The End of the
Classical: The End of the Beginning, the End of the End”
başlıklı makalesinde bu simülasyonlara bir örtbas ediş (
dissi-
mulation
) önererek karşı çıkar (Eisenman, 1998).
8. Derrida mimarlığın ‘çerçevesini’ ve işlevini
parergon
(artistik ek) ile kavramsallaştırıp dört nokta ile açıklarken
onun bir anlamı olması, bunu göstermesi ve temsil etmesi
gerektiğini; ürettiği sembolik değerin mimarlığın dışından
bir ilke (
arche
), esas, aşkınlık ya da ereklilik (
telos
) uyarınca
yapı ve dizimi yönetmesi gerektiğini belirtir. Mimari parer-
gon mimarlığa karşı, mimariden üstün ve mimari eylemin
ötesindedir ancak rastlantısal değildir. XVIII. yüzyıldaki
peyzaj tablolarının süslemeli çerçevelerinden Kant’ın türet-
miş olduğu parergon ana işi (
ergon
) gecikmeli olarak o işin
(mimarlığın) içerisinde ama dışarıdan tamamlar (Derrida,
1987). Bu bir kodlama ve tercümedir. Yazının ilerleyen
bölümlerinde ele alınan mekânsal artzamanlılıkla deneyim
arasında kurulacak eşzamanlılık kullanıcıdan türeyen böylesi
bir çerçeve, ek, tamamlayıcı unsur olarak değerlendirilemez
mi?
9. İhsan Bilgin’in farklı tarihlerde farklı dergiler için kale-
me aldığı metinlerinden derleyerek 2016 yılında
Mima-
rın Soluğu
başlığı ile yayımladığı kitap bu bakımdan
örnekleyicidir (Bilgin, 2016). Zumthor’un zanaat esinli
üretiminde anlamın çeşitli işaret, sembol ve temsiliyetler-
le iletildiğini öne süren Bilgin bu mimarlığın Stein-
mann’ın “semantiksizleştirme” (anlam örüntüsünden
arındırma) kavramından (Steinmann, 1994) hareketle
“anlam olarak şeyler” yerine “dolaysız deneyim olarak
şeyler” arayışında olduğunu belirtir (Bilgin, 2016: 60).
Oysa Peter Zumthor 2013 yılında Tel Aviv Üniversite-
si’nde yaptığı bir konuşmada “anlamsızlığın imkânsızlı-
ğından” ve yapılarında “oluşan” anlamın dolaysızlığın-
dan söz eder (Zumthor, 2013).
10. İhsan Bilgin’in Zumthor mimarlığına giriş niteliği taşı-
yan metni aydınlatıcı bilgilerin yanında mimara münzevi bir
imge giydirmiş gözükür. Kitap üzerine ilgi çekici bir incele-
me kaleme alan Levent Şentürk, kamusal imajının tersine
piyasa dinamiklerinin çoğuna sadık kalmış ve Pritzker’i red-
detmemiş olan Zumthor’un kitapta betimlendiği gibi “bir
evliya ya da aziz olmayabileceğine” dikkat çekerek bu imge-
yi eleştirir (Şentürk, 2016).
11.
“Sanat nesnesi, zamansal ve mekânsal olmak üzere iki
farklı gerçeklik tanımlar; yapısal bir çözümleme, zaman-
sal olanın, öğelerin zaman içindeki ardışıklığına, yani
artzamanlılığa dayandığını, mekânsallığın ise öğelerin
eşzamanlılığıyla gerçeklik kazandığını gösterir.”
Makale-
sinde Gotthold Ephraim Lessing’in Lacoon başlıklı çalış-
masına atıfta bulunan Köksal, şiir ve resmin temsil araçla-
rının bir eşzamanlılık-artzamanlılık ikilemini dayattığını,
zamansal olanın karşısına mekânsal olanın eşzamanlılıkla
çıktığını tartışmaktadır (Köksal, 2015). Bu tartışma,
Zumthor mimarlığında ortaya çıkan ardıl ve eşzamanlı
varlık alanlarını incelemek için önemli bir referans sun-
maktadır.
12.
Mimarın Soluğu’
nda Bilgin, mimarın mekân-zaman
eksenindeki beden deneyimi kavrayışını “tine madde üze-
rinden varmak” biçiminde niteler (Bilgin, 2016: 103).
Şekil 4.
mimar•ist 2018/2
27
Do'stlaringiz bilan baham: |