Dosya: İstanbul’un Cumhuriyet Dönemi Modern Mimarlık Mirası Cumhurbaşkanı tarafından alınan bir kararla İstanbul’daki az sayıdaki tescilli Cumhuriyet dönemi mimarlık yapıtlarından biri olan AKM, bu yılın bahar aylarında yıkıldı. İstanbulluların belleğinde önemli yere sahip bu önemli yapının kamuoyunun fikri dinlenmeden yok edilişi mimarlar olarak bizlerde büyük rahatsızlık doğurdu. Benzer şekilde son beş sene içinde bir modern mimarlık ve endüstri mirası olan Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası ile İnönü Stadyumu’nun yıkılmaları ve Karaköy Yolcu Salonu’nun güçlendirme adı altında kısmi yıkımı, diğer büyük ölçekli kayıplar arasında sayılabilir. Öte yandan, Afet Yasası kapsamında hummalı bir şekilde yürütülen kentsel dönüşüm projeleri sonucu pek çok nitelikli yapının yok olarak hafızalardan silindiğine şahit olmaktayız. İstanbul’un Cumhuriyet dönemine tarihlenen mimari mirası, ülke genelinde bu alanda sahip olunan stokun önemli bir dilimini oluşturmaktadır. Bu miras yapıların bir kısmı kamuya ait, büyük bir kısmı ise özel mülkiyettedir. Her iki grupta yer alan nitelikli örneklerin değerleri saptanarak koruma altına alınması ve üzerlerindeki tehditlerin ortadan kaldırılarak yaşatılması gereklidir. Oysa İstanbul Manifaturacılar Çarşısı örneğinde olduğu gibi, korumayı başlatan ilk adım olan tescil süreçleri dahi yeterince işletilememekte, tescil yokluğundan ortaya çıkan açmazlar sonucu her geçen gün yeni bir yapı yitirilmektedir. Cumhuriyet dönemi mimari mirasının korunması konusuna ayrılmış bu dosya yukarıda değinilen sıcak gelişmelerin çelişki ve açmazlarını gündeme taşımayı ve bu mirasla ilgili farkındalık yaratmayı hedeflemektedir. Konunun alt başlıklarıyla meslektaşlarımıza sunulmasının mevcut bilgileri tazeleme ve onlara yenilerini ekleme konusunda bizlere yardımcı olacağına inanıyoruz. Dosyamızdaki yazıların ilkini yenilikçi tasarımları ile Cumhuriyet dönemi mimarlık repertuarına katkılar vermiş meslektaşımız Doğan Tekeli kaleme aldı. D. Tekeli, yazısında İstanbul’daki nitelikli XX. yüzyıl yapılarının korunamama nedenleri üzerine yorumlarını dile getirmekte ve bu yapı stokunun geleceğe aktarılması için diğer pek çok konuda olduğu gibi toplumun sahip olduğu eğitim ve bilinç seviyesinin yükselmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Tekeli’nin makalesini, halen Docomomo_Türkiye eş başkanı olan koruma uzmanı Ebru Omay Polat ’ın konunun kuramsal, yasal ve uygulamaya yönelik sorunlu noktalarına dikkat çektiği makalesi izlemektedir. Omay Polat, yazısında ülkemizde miras olarak tanınmasının üstünden geçen yirmi sene içinde modern mimarlık ürünleri ile ilgili önemli tartışma konularını akademisyen gözünden değerlendirmektedir. Dosyanın takip eden iki makalesi de 1950 sonrası tasarlanmış yapılara eğilmekte ve koruma sorunlarını örnekler üzerinden tartışmaktadır. Nezih Aysel’ in yazısında M3 grubunun projesi olan Harbiye Başak Sigorta Binasının rekonstrüksiyonla sonlanan talihsiz öyküsünü özgün çizimler eşliğinde okumaktayız. Aysel, daha önceki ayrıntılı incelemelerine benzer bir çalışmayı bu defa Harbiye Başak Sigorta Binası için yapıyor. Mimarlık tarihçisi