Tili va adabiyoti universiteti



Download 6,85 Mb.
Pdf ko'rish
bet243/464
Sana05.06.2022
Hajmi6,85 Mb.
#639528
1   ...   239   240   241   242   243   244   245   246   ...   464
Bog'liq
ANJUMANMATERIALLARI.19.11.2020

Kültür Yaklaşımı
(Approche par la culture)
: Kültür yaklaşımı dünyamızda 1920-1960 
yılları arasında aktif yöntemle birlikte uygulanmıştır. Bu yaklaşımda dille-kültür ilişkisi 
kurulmuş, “Öğretilen bir dilin kültürü ve mantığı da öğretilmelidir.” düşüncesinden hareketle 
kültürel amaçlara ağırlık verilmiştir. Dil öğretimi kültür aracı olarak görülmüş, önceki 
uygulamaların tersine dil bilgisi ve kelime öğretimi yerine metinler ön plana çıkarılmıştır. 
Metinlerde kültür kavramı üç alan birleştirilerek ele alınmıştır. Bunlar edebiyat, tarih ve coğrafya 
konularıdır. Öğrencilere verilen metinlerde edebiyat, tarih, coğrafya, atasözleri, genel kültür gibi 
konuların olmasına dikkat edilmiştir. Uygulamada gezi yazısı, roman gibi türler seçilmiştir. 
Önceleri gezi yazıları içinde edebiyat, tarih ve coğrafya konuları birleştirilerek ders kitaplarına 
yerleştirilmiştir. Ardından ders kitaplarında romanlar verilmeye başlanmıştır. Romanın tümü 
değil önemli bir bölümü seçilerek ders kitaplarına alınmıştır. Bu uygulamada önce romanın 
tanıtıcı bir özeti yapılmış, ardından özenle seçilen bir bölümü veya önemli karşılıklı konuşmaları 
içeren yerleri verilmiştir (Puren, 2004). Böylece öğrencilere dille birlikte dilin kültürü de 
öğretilmiştir.
Son zamanlarda yabancı dil öğretiminde en çok tartışılan konulardan biri kültürün 
yabancı dil programlarında nasıl yer alması gerektiğidir. Bu konuda amaç kültürel farkındalık mı 
yaratmak, yoksa hedef toplumla iletişim kurmayı kolaylaştırmak mı olmalıdır? Kabul etmemiz 
gerekir ki yabancı dil öğretiminde hedef kültürü gerektiğinde öğretilebilir gerektiğinde de bilgi 
olarak sunulabilir. Başkan’ın (2006:218) ifade ettiği gibi dili(grameri) öğrenirken beceri olarak 
öğreniriz, kültürünü öğrenirken de bilgi olarak öğreniriz. Bunun için hedef kültüre ait bazı 
önemli ve karakteristik öğelerden bahsederek öğrencilerin bilgilenmeleri sağlanabilir. Bu bilgi 
aktarımı sırasında hiçbir kültürün diğerinden daha üstün veya daha kötü olarak algılanmaması 
gerektiğini, farklılıklar olabileceğini ve hedef dilde de bunun böyle olabileceği öğrencilere 
vurgulanmak gerekmektedir. Öğretmenlerin amacı sınıfta ne hedef dille ilgili ön yargıları 
yıkmak ne de hedef kültürü olduğundan farklı göstermeye çalışmaktır. Öğrencilerin hedef dilin 
kültürü ile ilgili meraklarını uyandırmak ve bu çerçevede yabancı dil sınıfını sadece dilin 
öğretildiği bir ortam değil aynı zamanda konuşmacılar arasında geçen iletişimle ilgili çeşitli 
öğrenme ortamlarını sunmak olmalıdır. Eğitimcilerin kültür aktarımı sırasında akıllarında 
tutmaları gereken nokta öğrencilerde hedef kültürü öğrenmeden önce kendi kültürleri konusunda 
farkındalık oluşturmak ve bunu karşı kültürü öğrenirken karşılaştırma yapmalarına yardımcı 
olacak şekilde kullanabilmelerini sağlamaktır. Yabancı dil öğretimi sürecinde yer alan önemli 
öğeler sırasıyla dilbilgisi yeterliği, iletişimsel yeterlik, stratejik yeterlik gibi hedef kültürü 
tanıma konusunda yeterlik de yabancı dil öğrenimi sürecinde sahip olunması gerekenler 
arasındadır. Hiç kuşkusuz yabancı dil öğretmek yabancı kültürü de bir şekilde öğretmek 
demektir. Yabancı dil öğretiminde kültür, konuşma, dinleme, yazma, okuma dışında kabul 


288 
edilebilecek beşinci bir beceri değildir. Aksine, kültür etkili ve anlamlı bir iletişim yeterliğine 
sahip olmak için dil öğrenimi sürecinin başından sonuna kadar içindedir. Ancak şurası 
unutulmamalıdır: etkili bir iletişimin olabilmesi için anlamak; anlamak için dilini öğrendiğimiz 
veya konuştuğumuz tarafın yerine kendimizi koymamız gerekmektedir. Kültür öğretimi demek 
hedef dilin konuşulduğu toplum veya ülkeyle ilgili bilgi aktarımında o dilin konuşulduğu 
ortamlarda karşı dilin nasıl kullanılması gerektiği olmalıdır. Dil öğretirken kültürel unsurları 
dışarıda tutup sadece dilsel sembolleri öğretirsek öğrenciler bu sembollere farklı anlamlar 
yükleyebilirler. Örneğin: Özbek dilindeki : "Bir kun tuz totting uyga qirq kun salom ber(Bir gün 
tuz tattığın eve kırk gün selam ver.)" deyimi dilsel öğe olarak öğrenilebilir fakat bu deyimin 
altında yatan kültürel özelliği anlayabilmesi için ananevî Özbek kültürünü bilmesi gerekir. 
Kültürün dil öğretimi içerisinde yer almasının öğrencilere bazı önemli davranışlar 
kazandırabileceği bilinmektedir. Bu sayede öğrenciler hedef kültüre ait yaşam biçimleri 
konusunda bilgi sahibi olurlar; cinsiyet, sosyal sınıf ve sosyal konum gibi değişkenlerin 
insanların konuşma ve davranışlarına yansımalarının nasıl olduğunu kavrarlar; hedef kültürdeki 
ve kendi kültürlerindeki benzer durumlarda nasıl tepki verilmesi gerektiği gibi konularda 
karşılaştırma yapabilmeyi kazanırlar. Hedef dilde kullanılan dilsel ve kültürel öğelerin birbiriyle 
ilişkilerini anlayabilmelerine yardımcı olunur. Ayrıca hedef kültüre karşı merak uyandırıp, bu 
merakı gidermek ve empati kurmalarını sağlamak gibi davranışlar dil ve kültür öğretimi 
sürecinde öğrencilere kazandırılabilir. Bütün bu süreçte öncelikle kültürün dinamik yönüne 
dikkat çekmek gerekmektedir. Öğrencilerin yabancı dile ait kültür bilgisini geliştirmelerine 
kültürel yeterlik açısından ihtiyaçları vardır; ancak hedef kültürün gerektirdiği davranış ve 
kültürel iletişim becerilerini de geliştirmeleri önemsenmelidir. Kendi kültürleri kadar hedef 
kültürün dinamik yapısını anlayabilecek bir farkındalık geliştirmeleri de göz ardı edilmemelidir. 
Küreselleşen dünya düzeni içerisinde kültür kavramı her ne kadar önemini kaybediyor 
gibi görünse de aslında tam tersine kültürler ve kültürler arası iletişim daha da önem 
kazanmaktadır. Küreselleşme ve kültür ilişkisinin en belirgin şekilde göründüğü alanlar arasında 
küreselleşme sürecinin vazgeçilmez bir parçası olan dil öğretimi ilk sıralarda yer almaktadır. 
Genel anlamda eğitim, özellikle de dil eğitimi sosyokültürel yapıdan bağımsız değildir. 20 yy.’ 
ın ikinci yarısında ortaya çıkan İletişimsel Dil Öğrenme (Comunicative Language Learning) 
yöntemi ile birlikte dilin sosyal ve kültürel olarak uygun bir şekilde kullanılması ön plana 
çıkmıştır. Dil ise en yalın haliyle insanların duygu ve düşüncelerini anlatmak için kullandıkları 
kendine özgü kuralları olan iletişim sistemidir. Dil ve kültür toplumların hayatını şekillendiren 
birbirlerini tamamlayan olgulardır ve dil öğretimi süreci içerisindeki önemi literatürde birçok 
defa kaydedilmiştir. 
Kültürel Yeterlik ve Kültürlerarası Alan Başarılı bir şekilde dil öğrenilmesinin 
gerçekleşebilmesi için dil bilgisel yeterlik, iletişimsel yeterlik ve kültürel yeterlik gibi temel 
birtakım yeterliliklerin öğrenci tarafından başarılması gerekmektedir (Alptekin, 2002; Çakır, 
2006). Yabancı dilde etkili iletişimin gerçekleşmesi için sadece başarılı bir bilgi akışı yeterli 
olmayabilir, buna ilave olarak öğrencinin karşısındaki kişinin kültürel olarak bakış açısını 
kavrama ve gerek duyulan yerlerde ortaya çıkabilecek problemleri öngörme ve ortadan kaldırma 
yeteneğine sahip olması gereklidir. Bu bağlamda, kültürel yeterlik de bir sistem içerisinde bir 
araya gelmiş bireylerin kültürlerarası etkileşim içerisinde uyumlu bir şekilde yaşamaya devam 
etmelerini sağlayan bir dizi davranış, tutum ve politikalar bütünüdür. Günlük hayatımızda bir 
kişi ile konuşurken sadece duygu, düşüncelerimizi aktarmakla kalmayız aynı zamanda, 
konuştuğumuz kişiyi hem bağımsız bir birey olarak hem de toplumsal bir grubun parçası olarak 
görürüz. Konuştuğumuz kişinin milliyeti, cinsiyeti, mesleği, eğitim durumu ve benzer birçok 
sosyokültürel özelliği konuşmamıza yansır.
Özü itibarı ile herhangi bir dili yabancı veya ikinci dil olarak öğrenen öğrencilerin 
kendisinin ve konuştuğu kişinin kimliklerinin farkında olarak o dili konuşan diğer bireyler ile 
eşit şekilde iletişim kurabilmesidir. Bu şekilde konuşmacılar sadece bilgi paylaşımı yapmakla 


289 
kalmayıp, aynı zamanda başka dilleri konuşan ve başka kültürlere sahip insanlarla ortak bir 
paydada insani ilişkiler geliştirerek ‘kültürlerarası konuşmacı’ olurlar. Kültürlerarası alan 
içerisine dâhil etmemiz gereken kavramların ve becerilerin neler olduğuna dair farklı görüşler 
olmasına rağmen, Byram (1997) tarafından ortaya konulan model genel olarak kabul görmüştür. 
Buna göre kültürel alanı oluşturan kavramlar şunlardır: (a) kültür ile ilgili bilgi, (b) kültürlerarası 
farkındalık (c) kültürlerarası tutum, (d) kültürlerarası karşılaştırma, yorumlama ve ilişkilendirme 
becerisi. Kültür bilgisi, kişinin kendi ülkesi ya da dilini öğrendiği ülkenin kültürü ile ilgili bilgiye 
sahip olmasıdır. İlgili toplumun ortaya koyduğu ürünleri ve yaşam tarzını bilmek ve aynı 
zamanda farklı durumların o kültürlerdeki karşılığını bilmektir. Topluluk içerisinde ve birey 
olarak o kültüre ait iletişim süreçlerini bilerek belirli normları yerine getirmektir. Bu bağlamda 
kültür bilgisi iki seviyede kendini göstermektedir: sosyal işleyiş bilgisi ve bu işleyişin 
gerçekleştirilmesi bilgisi. Örneğin, bir topluluğa girdiğimiz zaman insanları selamlamak 
işleyişinin bilinmesi birinci seviyede bir bilgidir, bunun belirli kültür içerisinde nasıl 
uygulandığının bilinmesi ise ikinci seviyede bir bilgidir. ABD’ye ziyarete giden bir öğrenci 
birinci seviyede insanları nasıl selamlaması gerektiğini bilmesine rağmen, bir toplu taşıma 
aracına binerken ve inerken genellikle uygulamasını yapmaz. Amerikan kültürünün bir parçası 
olan bu işleyişi, dil bilgisinin eksik olduğundan değil kültür ile ilgili olarak sosyal işleyiş 
uygulama bilgisinin eksik olmasından yerine getirmekte zorlanır. Kültürlerarası farkındalık, 
öğrencinin kendi kültür dünyası ve hedef kültür dünyası ile ilgili farklılıkları bilmesi ve bunun 
sonucu olarak bir kültürlerarası farkındalık ortaya çıkarmasıdır. Kültürlerarası farkındalıkta en 
önemli noktalardan bir tanesi de her iki kültür içerisindeki bölgesel ve sosyal çeşitliliği kavramak 
ve bunlara ön yargısız bir şekilde yaklaşabilmektir. Aynı zamanda bu farkındalık ile öğrenciler 
her iki kültürün de birbirlerinin penceresinden nasıl göründüklerini, kültürel farklılıklarının nasıl 
algılandıklarını ve ne gibi sonuçlar ortaya çıkardığını görürler. Bu sayede kültürler arasında bir 
bağ kurarak iki kültürün birbirlerine tanıtılmasında elçi görevi de görebilirler. Bu farkındalık 
öğrencinin kendi kültürü ya da hedef kültür sınırları içerisinde kalmaz, aynı zamanda tüm 
dünyadaki kültürlerin aynı şekilde değerlendirilmesini de kapsar. Kültürlerarası farkındalık 
kapsamında öğrencilerin sahip olması gereken bazı özellikler şunlardır:

Erek kültür ve hedef kültürü birbirleri ile ilişkili olarak öğrenme sürecine dâhil 
edebilme becerisi, 

Kültürel duyarlılık ve kişinin kendi kültürü ve öğrendiği yabancı dilin kültürü 
arasındaki aracılık rolünü yerine getirebilmek ve kültürlerarası yanlış anlama ve çatışma 
durumlarında etkili bir şekilde çözümleyebilmek için stratejiler geliştirme ve kullanma becerisi,

Farklı kültürlerden gelen kişilerle iletişim kurabilmek için çeşitli stratejiler 
geliştirme ve kullanma becerisi, 

Tek düze ve basmakalıp kültürel klişelere ve algılara eleştirel olarak yaklaşabilme 
ve ortaya çıkan değerlendirmelerini diğerleri ile paylaşabilme becerisi.

Beşinci olarak da, kültürlerarası tutum öğrencinin kendi ülkesinin ve dilini 
öğrendiği ülkenin kültürüne karşı geliştirdiği tutumların tamamıdır. Kültürel anlamda 
öğrencilerin kendi kültürüne karşı ve yeni öğrenilen dilin karşı tutumları dil öğrenilmesi 
sürecinin en temel unsurlarından bir tanesidir. Başarılı bir öğrenci kültürel öğelere karşı meraklı 
ve açık olmalı ve sahip olduğu ön yargı ve olumsuz tutumlarını gözden geçirip değiştirmeye 
çalışmalıdır. Bu bağlamda öğrenci kendi düşünce, tutum ve davranışlarını mutlak doğrular olarak 
görmemeli, farklı değerlere, inançlara ve davranışlara sahip bireyler tarafından bunların nasıl 
değerlendirilebileceğini görebilmelidir. Bir anlamda kültürel olarak duygudaşlık kurabilmesidir. 
Son olarak da öğrenciler kültürlerarası anlama, karşılaştırma, yorumlama ve ilişkilendirme 
becerilerine sahip olmalıdır. Herhangi bir kültüre ait sözlü ya da yazılı ifadelerin 
anlamlandırılması, gerek duyulan hallerde kendi kültürü ile ya da başka kültürler ile 
karşılaştırılması ve bir yorum ortaya koyulmasıdır. Bu beceriler öğrencilerin kültürel alan ile 
ilgili bilgi edinmesi ve kültürel pratikleri kavrayabilmesidir. Aynı şekilde bu becerilerin eş 


290 
zamanlı iletişim anında ortaya çıkan sınırlılıklar içerisinde kullanılarak, iletişimin başarılı bir 
şekilde gerçekleştirilmesidir. Kültürlerarası bir karşılaştırmanın amacı asla belirli bir kültürü 
diğerinin üstüne çıkartmak ya da aşağılamak değildir, aksine kültürlerarası farklılıkları öğrenilen 
dil içerisinde anlamlandırmak olmalıdır. Genel inanışın aksine, çok kültürlülük çok ülke görmüş 
olmak ile ilgili bir kavram değildir. Yabancı dil öğretmenlerinin kafalarındaki sorulardan bir 
tanesi de öğrettiği dilin konuşulduğu ülkeye gitmeden tam anlamıyla o dile veya o kültüre hâkim 
olup etkin bir şekilde öğretip öğretemeyecekleridir. Öğrencilerden bir tanesinin ifadesi ile “Eğer 
bir İngilizce öğretmeni tam anlamıyla İngilizce öğretiyorum demek istiyorsa hedef kültüre maruz 
kalmalıdır.” Bu tarz bir ifade ile karşılaştığınızda başlangıçta doğruluk payı olduğunu 
düşünebilirsiniz. Ancak, öğretmenlerimiz çoğu benzer sosyo-ekonomik sınıf içerisindeler ve 
birçoğu hedef kültürün yaşandığı ülkeleri ziyaret etme fırsatına sahip değil. Bu yaklaşım doğru 
olsa bile, dil eğitiminde kültürün rolünü sadece yabancı bir ülke ile ilgili bilgi aktarımı ile 
sınırladığı için geçerli bir yaklaşım olamaz. 
Yabancılara Özbek dili öğretimi, Özbek kültürünün öğretilmesi amacını taşımaktadır. 
Çünkü dil, kültür aktarıcısıdır. Özbekçenin yabancı dil olarak öğretilmesinin ana dil olarak 
öğretilmesinden farklı ve zor yönü, Özbek dilini öğrenen yabancıların Özbek kültürüne olan 
uzaklığıdır. Yabancı dil öğrenen kişi o dile ait kültürün içine girmektedir.
Dil öğrenmek sadece gramer kurallarını öğrenmekle gerçekleşmez. Yabancı bir dili 
öğrenmenin en güzel yolu kültür aktarımı ile gerçekleşir. Çünkü kültür, bir milletin her şeyini 
kapsar. Bir dili öğrenmek için de dili konuşan topluluğun her şeyini (tarihini, coğrafyasını, 
yaşantısını, değerlerini, yemeklerini, vs.) bilmek gerekir. Dil öğretimini gerçekleştirirken bu 
kültürel öğelerin malzeme olarak kullanılması gerekir. Diğer türlü, dil öğretimi değil de 
kuralların ezberlenmesi gerçekleşir. Bu da zamanla unutulmaya sebep olur (Okur ve Keskin
2013: 1638).
Yabancılara Özbek dili öğretiminde kültür aktarımının yapılmadığı durumlarda iletişimde 
birtakım sorunlar doğmaktadır. Örneğin öpüşme, Türk kültüründe samimiyeti, yakınlığı ve 
dostluğu ifade etmektedir. Türkiye’de genellikle selamlaşırken iki yanaktan öpülür. Ancak 
Özbekistan'da aynı cinsten iki kişinin birbirini yanağından öpmesi hoş karşılanmamaktadır. Buna 
karşın İran ve Arap ülkelerinde insanlar birbirlerini üç defa yanaktan öpmektedirler. Bunun 
yanında Özbek kültüründe insanlar birbiri ile konuşurken saygı ifadesi olarak "siz, biz" 3. teklik 
kişi zamirini kullanarak iletişim kurarlarken; Türkiye'de "sen, ben" şeklinde konuşulur. Bu 
örneklerde de görüldüğü üzere kültürel farklılıklar insanlar arasındaki iletişimi etkilemektedir. 
Bu nedenle Özbekçeyi yabancı dil olarak öğretirken kültüre ait bu özellikleri aktarmak Özbek 
dilinin daha sağlıklı bir şekilde öğrenimine de katkı sağlayacaktır. Kültür, çeşitli materyaller 
yoluyla aktarılabilir. Özbekçenin yabancı dil olarak öğretiminde kullanılan metinler, kültür 
aktarımının en önemli araçlarındandır. Kelimeler boş semboller değildir, onların arka planında 
bir kültür dünyası vardır. Bu kültür dünyası bilinmeden kelimeler tam anlamıyla kavranamaz, bu 
açıdan yabancılara Özbek dili öğretiminin temel ilkelerinden biri; dil ile birlikte kültürün de 
verilmesidir. Bu nedenle kelimelerin örülmesiyle oluşan metinlerin; kültür aktarımının önemli 
bir parçası olduğu göz ardı edilmemeli ve metinlerin seçiminde rastgele bir tutum 
izlenmemelidir. Yazılı metinlerin dışında sözlü kültür ürünlerinin kullanılması da Özbekçenin 
yabancı dil olarak öğretilmesinde önemlidir. Sözlü kültür ürünleri, öğrenme ortamını 
renklendirirken kişinin öğrendiği dille ilgili farkındalık kazanmasını sağlayabilmektedir. Özbek 
kültürünü yansıtan efsaneler, fıkralar, deyimler, atasözleri, maniler ve bilmeceler gibi sözlü 
geleneğin ürünleri, Özbek dilini öğrenen yabancı öğrencilerin dikkatini çekmekte, Özbek 
kültürünü aktarmada önemli roller üstlenmektedir.
Suriyeli mültecilere Türkçe öğreten elemanların sözlü kültür geleneğinden ustaca 
yararlanmaları bu açıdan büyük bir önem taşımaktadır (Gün, 2015:123124).
Yabancılara Özbek dili öğretiminde amaç, yalnızca birtakım kelimeleri öğretmek 
değildir. Kişiye dili, Özbek kültürünü yeterli ölçüde kazandırmaktır. Çünkü Özbek dilini 


291 
severek, isteyerek öğrenen bir yabancı, Özbekistan' nın kültür elçisi durumuna gelmektedir. 
Dolayısıyla, yabancılara Özbekçeyi öğretirken hem dilimizi zorlaştırmadan öğretmeli ve 
sevdirmeliyiz hem de oluşturacağımız metinlerde (Temel düzeyde birçok metin oluşturulmak 
zorundadır. Özbek çocuğuna en basit gelen metinler bile Özbek dilini öğrenen bir yabancı için 
oldukça zor olabilir.) Özbek kültürünü iyi yansıtmalıyız. Bunları yaparken de günümüz Özbek 
insanının çevresiyle kurduğu iletişim birinci planda olmalıdır. Çünkü dil öğretimi, yaşantıların 
kazandırılması demektir.
Kültürü oluşturan unsurları düşündüğümüzde öğretmek için karşımıza çok geniş kapsamlı 
bir birikim, uygulama ve yaşantılar çıkacaktır. Bu nedenle yabancılara Özbek dili öğretimi 
esnasında kültürümüzü oluşturan bütün unsurları vermek mümkün olmayacaktır. Ülker’in Byram 
ve Risager’den yaptığı aktarıma göre yabancı dil öğretiminde kültür aktarımının büyük önemi 
vardır; fakat kültür çok kapsamlı bir olgu olduğu için ve yabancı dil öğrenenler yine de daha çok 
dilin dizgesel yapılarına odaklı olduklarından kültür başlığı altında öğrenciye verilebilecek olan 
şeyler öğrencinin dili anlamasına yardımcı olacak nitelikte olmalıdır. Tarih, günlük yaşam ve 
rutinler, alışveriş, yiyecek-içecek, gençlik kültürü (moda, müzik vb.), okul ve eğitim, coğrafya, 
aile yaşantısı, sosyal şartlar, festivaller, gelenek görenekler, turizm ve seyahat, iş hayatı ve 
işsizlik gibi konular yabancı dil öğrenenlere kültür bağlamında öncelikle öğretilmesi uygun olan 
konulardır (Ülker, 2007: 16-17).
Yabancı dil olarak Türkçe öğretimini de ele alacak olursak, bu konuda önemli olan 
unsurların başında iletişimsel yetiyi kazandırmak gelmektedir. Tahsin Aktaş’a göre (2004: 46); 
iletişimsel yeti, “Bir dil toplumu ile iletişim kurmak için gerekli bilgilere ve bunların 
kullanılması için gerekli becerilere sahip olma anlamına gelmektedir. Başka bir deyişle dildeki 
göstergelerin değişik ortamlarda, yerinde ve zamanında anlamlı olarak kullanılmasını 
gerektirmektedir.” Aktaş konu ile ilgili olarak bu yetinin yalnızca dil bilimsel ve toplum bilimsel 
iletişim ve etkileşim kurallarını değil, aynı zamanda iletişim olayları etkileşim işlemlerinin 
bağlam ve içeriğinin temelini oluşturan kültürel kuralları ve bilgileri de içerdiğini belirtmektedir.
Kültürler arası yaklaşımla yabancı dil olarak Türkçe öğretimi yaparken kültürel 
unsurların gerek öğretim esnasında gerekse kullandığımız materyallerde bulunması zorunludur. 
Burada dikkat edilmesi gereken nokta hangi kültürel unsurların aktarımının yapılacağıdır. Yani 
biz yabancı dil olarak Türkçe öğretimi yaparken hangi kültürel değerlerimizi aktaracağız? 
Geçmişte kalmış kültürel değerlerimizi mi yoksa sokakta yaşayan ve son yıllarda yabancı 
kültürlerden çok fazla etkilenerek oluşmuş kültürel unsurları mı aktaracağız? Kültür aktarımını 
dil eğitiminin bir parçası olarak değerlendiren Aslan’a göre (2007: 118); bu aktarımın ölçüsü iyi 
ayarlanmalıdır. Kültür aktarımı hem öğrenilen yabancı dilin ait olduğu toplumları tanıtıcı 
nitelikte olmalı hem de başka kültürlerin özelliklerini sunan bir yapıda olmalıdır. Türkçe 
öğretimi esnasında kültürler arası yaklaşımdan hareketle aktarılacak olan kültürel unsurlarda bir 
sıra gözetilmeli ve kendi kültürümüze ait olan unsurların kullanım sıklığına göre yer verilmesine 
dikkat edilmelidir. Kültür yabancı dil öğretiminde dilden ayrı tutulan bir unsur olarak 
görülmemeli ve yabancı dil öğretiminin bir parçası olmalıdır. Sınıf ortamında öğrencilere 
özellikle vurgulamamız gereken nokta dilin bir araç, kültürün ise bir mesaj olduğudur. 
Dünya memleketleri birbirleri ile yaptığı türlü siyasî, ekonomik, turizm, eğitim vb. 
alışverişlerin sonucunda ister istemez farklı kültür kapılarının açılması gerekliğini 
görmektedirler. Örneğin: Avrupa Birliği hedefi dışında yurtdışına gönderilen, giden birçok 
öğrenci ve görevlilerin karşı kültürü öğrenmeleri konusunda ne kadar ihtiyaç hissettikleri bilinen 
bir gerçektir. Erasmus, Comenius, vb. gibi Avrupa Birliği projeleri kapsamında birçok öğrenci 
yurtdışına gitmekte veya ülkelere farklı kültürlerden öğrenciler gelmektedir. Bunların sadece 
ilgili ülkenin dilini öğrenmiş olmaları yetmemektedir. Hangi durumda, neyi nasıl kullanmak 
gerekliliği sadece yalın bir dil ile mümkün olmamaktadır. İlgili ülkenin kültürüne ait bazı 
kalıpların, ifadelerin veya davranış biçimlerinin öğrenilmesi sağlıklı iletişim kurulması açısından 
önemlidir. Özellikle Avrupa Birliği sürecinde farklı kültürleri öğrenmek sadece yabancı dil 


292 
öğrenenler için değil herkes için artı bir değerdir. Burada unutulmaması gereken husus kültür 
öğretirken 

Download 6,85 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   239   240   241   242   243   244   245   246   ...   464




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish