2.1.3.3. Aile Büyükleri ve Değer Verilen İnsanlar Üzerine Edilen Yeminler
İnsanların zamanla düşünceleri değiştikçe yeni yeminler de ortaya çıkıyor. Bunların içinde değerli saydıkları aile bireyleri, ana, baba, amca vb. adına edilen yeminler şunlardır (Paşayev 1998: 54):
Abim canıçın (ITFHİ: 530)
Ablam canıçın (ITFHİ: 530)
Adına qessem olsın (ITFHİ: 530)
Babam canıçın (ITFHİ: 530)
Babam goruna (ITFHİ: 530)
Babam ruhuçın (ITFHİ: 530)
Babamın başıçın (ITFHİ: 530)
Başıvıçın34 (ITFHİ: 530)
Canıvçın35 (ITFHİ: 531)
Dayımın canına (ITFHİ: 531)
Dayımın göoruna (ITFHİ: 531)
Dayımın ruhuna (ITFHİ: 531)
Dedem canıçın (ITFHİ: 530)
Dedem goruna (ITFHİ: 530)
Dedem ruhuçın (ITFHİ: 530)
Emmim goruna (ITFHİ: 531)
'Emmimin canına (ITFHİ: 531)
Emmimin ruhuna (ITFHİ: 531)
'Ezizlerivin canıçın (ITFHİ: 530)
Merhumun ruhuna (ITFHİ: 530)
Nenem canıçın (ITFHİ: 530)
Nenem goruna (ITFHİ: 530)
Nenem ruhuçın (ITFHİ: 530)
Nenemin canıçın (ITFHİ: 530)
Oğlım canıçın (ITFHİ: 530)
Oğlım haqıçın (ITFHİ: 530)
Oğlımın tek canıçın (ITFHİ: 530)
Rehmetlinin ruhuna (ITFHİ: 530)
Ayrıca namusla ve şerefle ilgili yeminler de çoğunluğu teşkil etmektedir (Paşayev 1998: 54):
Şerefimde (Paşayev: 54)
Giyretimde (ITFHİ: 532)
Namusumda (ITFHİ: 532)
İmanımda (ITFHİ: 532)
Dinimde (ITFHİ: 532)
Vicdanımda (ITFHİ: 532)
2.1.3.4. İnsanın Kendisine veya Değer Verdiklerine Beddua Niteliğinde Ettiği Yeminler
Yeminler eski çağlardan beri kutsal olarak kabul edilmişlerdir. Bu yüzden yeminini/ andını bozan kişiden nefret edilirmiş ve onu yalancı ilân ederlermiş. Bu tip insanlar, toplum içinde hiçbir saygıya ve değere sahip olmazlarmış. Bu sebeple de yemin namus ve şerefle eşit tutulmuş, yeminini bozmaktansa, ölüm tercih edilmiştir (Paşayev 1998: 53):
Allah meni daş etsin “Allah beni taş eylesin” (ITFHİ: 531)
Yediğim mene haram olsın “Yediğim bana haram olsun” (ITFHİ: 532)
2.1.3.5. Diğer Yeminler
Irak Türkmen folklorunda ilk yeminler, Zerdüştlük ve insanın bugüne kadar idrak edemediği tasavvurlarla ilgili olarak ortaya çıkmıştır. İnsanoğlu, ayı, güneşi, ateşi, suyu, göğü, sabahı, akşamı, toprağı ve yeri kutsal varlık olarak kabul etmiş ve onlara yemin etmiştir (Paşayev 1998: 53):
Bu axşama “Bu akşama ant / yemin olsun” (ITFHİ: 533)
Bu ev haqqiçi (ITFHİ: 533)
Bu günortaya “Bu öğlen vaktine ant / yemin olsun” (ITFHİ: 533)
Bu güneş haqqiçi (Paşayev: 53)
Bu halal luqmaya (ITFHİ: 533)
Bu hâlal sofreme “Bu helal soframa ant / yemin olsun” (ITFHİ: 533)
Bu nimet haqqiçi (ITFHİ: 533)
Bu nimete qessem olsın (ITFHİ: 532)
Bu sebbehe “Bu sabaha ant / yemin olsun” (ITFHİ: 533)
Bu yemeğe qessem olsın (ITFHİ: 532)
Bu zat haqqiçi (ITFHİ: 533)
Duz ekmeg haqqiçin (ITFHİ: 532)
Duz ekmege qessem olsın (ITFHİ: 532)
Su haqqiçi (ITFHİ: 533)
Toprağ haqqiçi (ITFHİ: 533)
Irak Türkmenleri arasında sözün başında sıklıkla kullanılan “valla, vallahi” gibi sözlerin de daha çok anlamı pekiştirmek için, adeta bir zarf gibi dilde kalıplaşmış bir şekilde kullanıldıkları söylenebilir. Örneğin aşağıdaki diyalogda olduğu gibi:
Neçe uşağıv var? “Kaç çocuğun var?”