Gülümsedim. “Nefis. Saçına bayıldım. İşin bitince bıçağımı
yerine
koy
dun mu?”
Bir kahkaha atıp göğsümü yumrukladı. “Ben o bıçağı bir tarafına sokaca
ğım ama!”
“Lisa,” dedim. “Başkalarıyla görüşmek konusunda ciddi miydin?”
“Evet,” diye mırıldandı hemen. “Sen de ol.”
“Bu akşam yemeği bununla mı ilgili?”
“Olabilir. Sonra konuşuruz.”
“Bence şimdi konuşalım. Başka meseleler de var.”
“Önce Karla’yla konuş.”
“Ne?”
“Hazır bu gece görüşeceksiniz. Konuş işte. Ne düşündüğünü bir öğren ba
kalım. Sonra da ikimiz senin ne düşündüğünü konuşuruz.”
“Bak, ben...”
“Hadi, kovboy. Geç kalacağız.”
Mahesh Otel’e giderken yağmur bize kıyak geçti ve kapının önüne geldi
ğimizde yeniden başladı. Motoru girişin hemen ilerisindeki bir girintiye koy
dum. Oraya park etmek kesinlikle yasaktı. Dolayısıyla bana elli rupiye patladı.
El ele içeri giriyorduk ki, Lisa duraksadı.
“Hazır mısın?”
“Ne için?”
“Karla tabii,” dedi cesurca gülümseyerek. “Başka ne olabilir?”
Ranjit’i on kişilik bir masada otururken bulduk. Yanında iki ortak ahbabı
mız, Cliff De Souza ve Chandra Mehta da vardı. Bir Bollywood yapım şirketin
de ortaktılar. Onlarla tanışıklığım birkaç yıl öncesine dayanıyordu. Kayıt dışı
rupilerinin bir kısmını karaborsa dolarına çevirmek istiyorlardı. Böylece
vergi
denetmenlerine rüşvet verebileceklerdi çünkü sadece dolar kabul ediyorlardı.
Lisa’nın Hint filmlerine yabancı figüranlar bulan küçük bir ajansı var
ken onlarla birkaç ay çalışmıştı. Sonra galeride işe başladığında da Cliff ve
Chandra’yla bağlantıyı koparmamıştı.
Son yıllarda yaptıkları her film olay oluyordu. Şehirdeki en büyük yıldızlar
la çalışıyorlardı. Ne zaman insan içine çıksalar yanlarında genç bir yıldız adayı
olurdu. Bu akşam da bize dört güzel kız eşlik ediyordu.
Bizi tanıştırdılar. İsimleri, Monica, Mallika, Simple ve Sneha’ydı. Masadaki
yerlerimizi aldık. Ranjit bizi iki yanma oturttu. Lisa’yı sağına, beni soluna.
Karla ya yer kalmamıştı.
“Karla gelmiyor mu?” diye sordu Lisa.
“Maalesef,” dedi Ranjit acıklı bir gülümsemeyle. “Kendini
pek iyi hissetmi-
yormuş. Hepinize sevgilerini yolladı.”
“Ciddi bir şey değildir umarım? Onu arayayım mı?”
“Yok canım,” dedi Ranjit. “Sağ ol, Lisa. Karla bu ara kendini çok yordu.
Ondan keyifsizdir.”
“Geçmiş olsun dileklerimi ilet lütfen.”
“Elbette.”
Lisa çabucak bana baktı. Sonra yine önüne döndü.
“Hepiniz oyuncu musunuz?” diye sordu yanındaki Mallika’ya.
Kızlar kıkırdayarak kafa salladı.
“Evet,” dedi Mallika mahcup bir gülümsemeyle.
“Zirveye tırmanmak kolay değil,” dedi Cliff De Souza. Konuşması hafiften
peltekleşmeye başlamıştı bile. “Bakalım hanginiz yükselecek, hanginiz tepetak
lak düşecek?”
Kızlar yine kıkırdadı. Chandra Mehta ortağının kırdığı
potu telafi etmek
için araya girdi.
“Hepinizle çekim yapacağız tabii. Her biriniz ekranda görüneceksiniz.
Orası kesin. Ama Cliff şunu demek istiyor, kimin kamerayla dans edeceği
belli
olmaz. Yetenek başka şey, yıldız ışığı başka şey.”
“Buna içilir!” diye bağırdı Cliffkadehini kaldırarak. “İnenlere ve çıkanlara!”
“Oyunculuğa başlayalı çok oldu mu?” diye sordu Lisa, Simple’a.
“Ah, evet.”
“Birkaç ay oldu,” diye atıldı Monica.
“Kıdemli sayılırlar,” dedi Cliff yayvan konuşmasıyla. “Bizi zengin eden iş
lerimize içiyorum!”
“Gösteri dünyasına,” dedi Chandra.
“Yaratıcı ticarete,” diye düzeltti Cliff.
“Buna içilir,” dedi Chandra gülerek.
Masaya
Do'stlaringiz bilan baham: