S h a n t a r a m



Download 7,58 Mb.
Pdf ko'rish
bet180/190
Sana22.07.2022
Hajmi7,58 Mb.
#838043
1   ...   176   177   178   179   180   181   182   183   ...   190
Bog'liq
Dağ gölgesi

SEKSEN ALTINCI BOLUM
tanınmış doktorların ve kadim dostunun gözetimi altındaydı. Otel uluslararası 
bağlantıları sayesinde uzmanlar getirtmiş, Akrep de Hindistan’ın en iyi hasta­
nelerinde ne kadar doktor varsa İkizlerin başına toplamıştı.
Cılız bedeni her geçen gün daha da bitap düşen İkizler için belki artık çok 
geçti ama o her yeni uzmanı gülümseyerek ya da bir espriyle karşılıyordu.
Akrep, İkizler’i görmemiz için ısrar etmişti çünkü başka kimse onu yeterin­
ce dinleme zahmetine katlanmıyordu.
“Yemeden içmeden kesildim,” dedi Akrep. Birlikte İkizlerin kapısında di­
kiliyorduk. “İkizlere üzülmekten ayağımda çıban çıktı. Tam geçti diyorum, 
yine azıyor. Ama yok, ben bunları hak ediyorum. İkizler benim yüzümden 
yataklara düştü.”
“Yapma, Akrep,” dedi Karla onun elini tutarak. “Kimsenin seni suçla­
dığı yok.”
“Olsun. Yine de bütün kabahat bende. O adamın peşine düşmeseydim 
İkizler dang humması kapmayacak«. Eskisi gibi yaşayıp gidecektik.”
“Kimse İkizleri senden daha fazla sevemez,” dedi Karla kapıyı açarken. 
“İkizler de bunu gayet iyi biliyor.”
İkizler plastik bir çadırın içindeki hastane yatağında yatıyordu. Her tarafına 
tüpler bağlıydı. İki hemşire yatağın solundaki monitörleri inceliyordu.
Yaklaştığımızda İkizlerin gözleri belli belirsiz parladı. Kötü görünüyordu. 
Bir deri bir kemik kalmıştı. Cılız bedeni turuncumsu bir renkteydi. Her za­
manki gibi tatlı tatlı gülümsemesine rağmen yüzü bir iskeletinkini andırıyordu.
“Merhaba, Karla,” dedi neşeyle ama sesinden hâlsizliği belli oluyordu. 
“Merhaba, Lin. Nasılsın, dostum? Ne iyi ettiniz de geldiniz.”
“Valla öyle,” dedim şeffaf çadırın dışından ona el sallamayarak. “Biz de seni 
özlemişiz.”


“Birkaç el atalım mı?” dedi Karla. “Ama ben doktorlarımı söğüşlemeyi ter­
cih ederim dersen anlarım.”
“Ah, ah. Nasıl isterdim bir bilsen. Ama birkaç hafta daha çadırdayım. 
Bağışıklık sistemim iflas etmiş. Bana kalırsa şu makinelerin hepsi gösteriş için. 
Beni plastik tüpler hayatta tutuyor. Bir de güler yüz tabii. Yoksa iç organlarım 
bir bir nalları dikiyor.”
“Ağrın acın var mı?” diye sordu Karla.
Bir çayıra doğan güneş gibi usulca gülümsedi.
“Nasıl olsun?” dedi gülümsemeye çalışarak. “Bütün yasak ilaçlar bir gün­
de yasal oldu. Bir ayağın çukurdayken yasakların bir önemi kalmıyormuş 
demek.”
“Hiç olmazsa bir el oynayabiliriz,” dedi Karla.
“Bağışıklık sistemim ne olacak? Bak, şu hayatın işine. Düşünsenize, bana 
siz bile zarar verebilirsiniz.”
“İkzler’e bakın hele,” diye dalga geçti Karla. “Tabii ki bizimle kâğıt oyna­
yabilirsin. Senin yerine kâğıtları ben tutacağım. Merak etme. Göz ucuyla bile 
bakmam. Bana güveniyorsun, değil mi?”
Karla hiçbir oyunda hile yapmazdı. İkizler de bunu biliyordu.
“Önce şunlardan kurtulmak gerek,” dedi İkizler kaş göz işaretleriyle hemşi­
releri göstererek. “Bütün gün tepemdeler.”
“Hele biz bir başlayalım da,” dedi Karla, “laf ederlerse bırakırız. Kâğıtların 
nerede?” Hemşirelere göz kırptı.
“Yanınızdaki dolabın en üst çekmecesinde.”
Dediği çekmeceyi açtım. Bir deste iskambil kâğıdı, ucuz bir saat, muhteme­
len bir uğur bileziğinden kopmuş minik bir çan, zincirli bir haç ve derisi uzun 
yıllar kullanılmaktan bir hayli aşınmış bir cüzdan vardı.
Karla yatağın yakınına üç tane iskemle çekti. Kâğıtları ona verdim. Onları 
bir güzel karıştırıp İkizler’in elini şeffaf çadıra doğru tuttu.
İkizlerde birlikte hemşireler de kâğıtlara baktı.
“Sana göre en soldaki bir, en sağdaki beş olsun. Sıra sana geldiğinde rakamla 
söylersin.”
“Anlaştık,” dedi İkizler hevesle. “Şimdilik bu şekilde kalabilirler.”
Hemşirelerden biri başını iki yana sallayarak cık cıkladı. İkizler bir an ona 
baktı. Bunu gören öbür hemşire de başını sallamaya başladı. İkizler yine bize 
döndü.
“Düşündüm de, birle dördü atıp bana iki yeni kâğıt verir misin, Karla?”


Hemşireler başlarını bu kez evet dercesine salladı. Karla iki kâğıdı yenileriy­
le değiştirip onlara gösterdi. Yeni kâğıtlar iyi olmalıydı ki, İkizler’le hemşireler 
bu sefer hiç tepki vermedi.
“Ortaya elli koyuyorum,” dedi İkizler. “Hadi, Karla. Cesur davran.”
“Ellini görüyor ve yüze çıkarıyorum,” dedi Karla. “Yiyorsa artır.”
“Ben yokum,” dedim düelloyu Karla’yla İkizlere bırakarak.
İkizler öksürerek güldü. “Senden de bu beklenirdi.”
“Bilirsin, İkizler. Ben kazanmak için oynarım.”
“O geceyi hatırladın mı?” dedi dünün vadisinde batan güneşi andıran gü­
lümsemesiyle. “Hani sen, ben, Akrep eve hoş geldin partisi vermiştik?”
“Harikaydı,” dedim.
“Bence de,” diye atıldı Karla.
“Bence mükemmeldi. Hayatımın en güzel günüydü.”
“Daha işin bitmedi, İkizler. Hele bir ayaklan, daha sıkı bir parti veririz,” 
dedi Karla. “Şimdi artırma zamanı. Görelim bakalım ne kadar cesursun?”
İkizler için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Hemşirelerinden 
de biraz yardım alarak eski zamanların şerefine ufak bir hile bile yapabildi.
Sonrasında İkizler’i sık sık ziyaret ettik ama odasından her çıkışımızda 
Akrep’i Zodyak kardeşini bir hastaneye yatırması konusunda ikna etmeye ça­
lıştık. Akrep inadından vezgeçmedi. Sevginin kendine has bir mantığı vardır. 
Ve kendine has bir aptallığı.
Şehrin diğer ucundaki bir başka ölüm kalım odasında, genç kalpazan, 
Farzad tedaviye cevap verdi. Beynindeki kan pıhtısı dağılınca hareket ve ko­
nuşma kabiliyeti geri geldi.
Tek problemi, ara sıra seğiren sol gözüydü ki, bu da ona kötü adamlarla 
sonu kötü bitecek laf dalaşlarına girmemesi gerektiğini hatırlatacaktı. Bu arada, 
Şimşek Dilip’in birdenbire ortadan kaybolması kimsenin karmadan kaçamaya­
cağının en iyi göstergesiydi.
Üç aile, hâzineyi paylaşmış ve bir miktarını da evlerinin dekorasyonu için 
ayırmıştı. Kubbeli alanı yine ortak kullanmaya devam edeceklerdi ama iskele­
leri söktürmeye başlamışlardı.
Karla binayı gördüğünde gözlerine inanamadı ve hep birlikte yaşayan üç 
Parsi, Hindu ve Müslüman aileye tek kelimeyle bayıldı.
Ben haftada bir kere Arshan’la ona düzenlediğim sahte belgelerin üzerinden 
geçerken, Karla da elinde bir boya fırçasıyla evin boyanmasına yardım ediyordu.
Karla bir taş değil, bir nehirdi. Her günü, yarının ovasında bir dönemeçti. 
Sevdiği ailesinden koparılmıştı. Dost bildiği bir komşuları ona tecavüz edip de


ailesi Karla yerine o adama inanana dek ailesinin de onu sevdiğini sanmıştı. 
Yıllar sonra Karla, tecavüzcüsünü öldürüp kaçmış ve eski hayatıyla bütün bağ­
lantısını kesmişti.
Karla hâlâ kaçıyordu. Ona ne desem ki? Dans eden bir kedi mi, yeşil bir 
cadı mı? Ve tıpkı benim gibi, kendisi dışında herkesten korunmayı başarıyordu.
Borsadan kazandığı parayla birçok insanı işe aldı. Yeni dostlar ve tanıdıklar 
edindi ve onlara Amritsar Otel’de kiraladığı odalarda çalışma alanları yarattı. 
Karla yeni bir aile yaratıyordu, zira eski dostlan ya Ada Şehri’ni terk etmiş ya 
da ölmüştü. Bazıları da İkizler George gibi can çekişiyordu.
Amritsar Otel’e doldurduğu insanların kaçını önceden düşünülmüş bir ka­
rarla ya da sadece sezgilerinin sesini dinleyerek işe aldığını bilmiyordum. Ama 
hazine avcılarının sarayında onlarla çalışırken düzenlerine çabucak ayak uydu- 
ruveriyordu. Buna duyduğumuz açlığı ikimizde de görebiliyordum. Zaman ve 
olgunlukla ihtiyaca dönüşen bir tutkuydu bu.
Aile manasına gelen 
familya
kelimesi aynı çatı altında yaşayan hizmetliler 
anlamındaki
famulus’tzn
türemiş. Eskiden bu sözcük bir evin hizmetlileri, hane 
halkı olarak kullanılırmış. Özünde ise, bir aileye duyulan özlemin ve bir aile­
den yoksun olmanın bizde yarattığı oburluğun sırf bir yere ait olma ihtiyacıyla 
ilgisi yoktur. Biz asıl sevdiklerimize hizmet edememenin zarafetini özleriz.

Download 7,58 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   176   177   178   179   180   181   182   183   ...   190




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish