“Olumlu özellikleri her yerde bulmak mümkün. İnsanların birbirlerine in
sanca yaklaştığı her yerde. Hayat, farkındalık, özgürlük, sevgi, adalet, dürüst
lük, merhamet, cesaret, cömertlik, şefkat, bağışlayıcılık, duygudaşlık
ve daha
birçok güzel özellik var. İyi kalplerde sonsuza dek varlıklarını sürdürecekler.”
“Ya siz analizlerinizde hangi kutsal metinlere başvuruyorsunuz?”
“Huzurlu insan kalbinin kutsal metni hepimizin ortak insanlığı,” dedi
Idriss. “Ve onu yazmaya daha yeni başladık.”
“Bütün bu olumlu özelliklerin ifadesi bizi amaca nasıl götürüyor?” diye
sordu Hırslı.
“Biz insanlar evrimsel olmayan bilgileri biriktirmek ve davranışlarımızı şe
killendirmek konusunda müthiş bir kapasiteye sahip olarak dünyaya geliyoruz.
Başka hayvanlar bunu yapamaz ama Tanrı’ya şükürler olsun ki, bizim için ço
cuk oyuncağı denecek kadar kolay.”
“Evrimsel olmayan bilgilerle neyi kastettiğinizi biraz açabilir misiniz, usta
lı?” diye sordu Şüpheci. “Bu terim bana oldukça yabancı da.”
“Hayatta kalmak için bilmemiz gerekenler hariç bütün bildiklerimiz. Her
konuda bütün fazladan bildiklerimiz de denebilir.”
“Evet, bir şeyler biliyoruz,” dedi Hırslı. “Davranışlarımızı da şekillendirebi-
liyoruz. Amaçla bunun ne ilgisi var?”
“Bu ikisi olmadan bir kaderimiz olduğunu iddia edemeyiz.
Ama onlar var
oldukça, kader inkâr edilemez bir gerçek hâline geliyor.”
“Nasıl?”
“Sonsuza dek maymun kalmadık. Kendimizi değiştirebiliyoruz. Sürekli de
ğişiyoruz. Bir gün, evrenin bütün kanunlarını keşfedeceğiz ve evrimimizi bizler
kontrol edeceğiz. O zaman dünya tersine dönecek ve DNA’yı
kader kontrol
edecek.”
“Kaderi tanımlar mısınız?” diye sordu Hırslı.
“Kader ölüm bilincinde bulduğumuz bir hazinedir.”
“Ah, evet!” diye bağırdı Karla. “Özür dilerim.”
“Biraz ara versek mi?” dedi Idriss. “Tartışmamıza daha dinç devam ederiz.”
Öğrenciler bilgelere mağaralara kadar eşlik etmek için ayaklandı. Bilgeler
dalgın yüzlerle pagodadan ayrıldı.
Idriss, Silvano’nun koluna girdi. Karla’yı görünce gülümsedi.
“İyi ki geldiniz Karla,” dedi Silvano’yla mağarasına doğru yürürken. “İkinizi
bir arada görmek ne güzel.”
Yalnız kaldığımızda Vinson, “Ben bu işi kaptım galiba,” dedi. “Sloganlı
tişört işine giriyorsun ve Randall senin için not tutuyor. Doğru mu, Karla?”
“Hem de büyük
bir titizlikle, Bay Vinson.”
Sakıncası yoksa onları görmek isterim.”
“Ben de,” dedi Karla.
“Ben de,” diye atıldım.
“Çok
Şükür
anlaştınız," dedi Didier. “Arak biri bar, açabilir
mi
lütfen-
Ruhum gelişmiş olabilir ama aklım merhamet diye yalvarıyor.”