APPENDIX 1
YAKUP KADRI’S ATEŞTEN GÖMLEK
FRAGMENT C
310
Bu sözler üzerine gözlerini kapattı ve sustu o sırada yanımıza gelen doktor bana
doğru eğildi: Galiba daldı, dedi: çok konuştunuz. Zaten ciğerinin sol tarafı tamamen
bitirmişti. Ben uzun bir müddet Kerim Bey’in yataktan sarkan elini ellerim içinde
elemle sıktım ve hiç bir zaman, hiç bir yerde duymadığım bir elemle yüzüne baktı.
Bu yüze şimdiden bir ölüm nikabı geçmişti. Bir fil dişi beyazlığı alata derisinin
altında, bir iskeletin cehresi sızılıyordu. Yanaklarında, gözlerinin etrafında siyah
birer çukur hasıl olmuştu. Yavaşça doktora dedim ki: Hiç kurtulmak ihtimali yok
mu? Gayet fena bir tebessümle güldü ve cevap vermeden çekildi, gitti. Kerim Bey,
sayıklıyordu neler söylediğini anlamak istedim. Fakat sözlerinde hiçbir insicam
yoktu. Birkaç defa bana öyle geldi ki o kadının ismini tekrar etti. Fakat insan daima
işitmek istediğini işitir. Yavaşça elini bıraktım. Bu hafif hareketim gözlerini tekrar
açmasına sebep oldu. Dedi ki: Gidiyor musunuz? Dalgın dalgın yüzüme baktı, kim
olduğunu tekrar unutmuş gibiydi. Sonra birdenbire kendini topladı. Size bir şey rica
edeceğim, dedi. Bütün eşyalarımı siz alırsınız. Ve hepsini bir araya toplayıp münasip
bir yerde yakıverirsiniz. Bunu doktora da söyleyelim. Çağrınız, çağırınız ... doktoru.
Ertesi gün Kerim Beyi tekrar görmeğe gittim. Artık hiç gözleri açılmıyordu.
Göğsünde bir acayip hırıltı gelmişti. Bu hırıltıyı asla unutmayacağım; bence bu
ölümün sesiydi. O her saniye bir az daha Kerim Beye yaklaşıyordu.
APPENDIX 2
YAKUP KADRI’S ATEŞTEN GÖMLEK – ENGLISH TRANSLATION
FRAGMENT A
311
Dergâh, Vol. II, No. 18 5 Kanunîsani (January) 1338 (1922)
The Shirt of Flame
How well Rüşef Eşref Bey spoke. Yakup is an eternal traveller and creates all his
works in his travels and returns to Istanbul from every country and from every place
with a new flavour. This time also he returned from Anatolia with the novel The
Shirt of Flame in his hands which is the poem of Anatolia’s fearsome mountains, of
deserted valleys, of noises, of rebellions and of freedom’s and the nation’s common
exuberance.
Publishing Committee
Woman and Punishment:
In these grey Anatolian villages, these Anatolian villages which are far from any
other place, forgotten, oppressed and oppressive, why am I afraid of the wanderings
of this phantom which does not leave me for a moment? Why can I not place her
inside this bare decor, in this grey decor of poverty and solitude? What is the fear
from these barefoot women in red garments? These women who are probably her
equals in their femininity. ...maybe… They are better than her, and, in their sex’s
disposition, may be more powerful than her.
Cennet, is one of the village's sweethearts, who, despite her cracked and black heels,
who knows how many men she had subjugated! She is only a nineteen year old
woman. She was married three times. First in her own village, then in another
Do'stlaringiz bilan baham: |