4.6. Söylem-metinsellik Tarihsel akış içersinde dilbilim konusuna yeniden dönecek olursak,
Amerikan okulundan gerek Bloomfield, gerekse Sapir'in çalışmaları her
ne kadar sesbirimden biçimbirime geçmeleri bakımından Hjelmslev, Tro-
ubetzkoy gibi Avrupalı yapısal dilbilimcilere göre bir aşama sayılsa da,
gerçekte betimleyici olarak tanınan bu okul da, tümce düzeyinin ve ko-
nuşma dilinin ötesine geçilememiştir. Amerikan okulundan Harris çalış-
malarım söylem üzerinden başlatmakla birlikte, sonunda o da, söylemi
dilbilgisel olarak tümcelerine ayırmak sınırını aşamamıştır. Konuyu daha
da açacak olursak, önce söylem parçası tümcelerine ayrılmış, ardından bu
87
tümcelerin çözümlemeleri yapılarak, tümcelerde ortak bulunan