Namazın Adabı Merhum İmam Humeyni (r a)


On Birinci Bölüm Boş Hayallere Kapılmanın Tedavisi



Download 387,95 Kb.
bet9/126
Sana21.01.2017
Hajmi387,95 Kb.
#772
TuriYazı
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   126

Beşinci Bölüm

İbadetin Şeytanın Etkisinden Korunmasının Beyanı Hakkındadır


Kalbi adabın esaslarından olan ve kendisine uymanın büyük fiil ve zor işlerden sayıldığı namazın ve diğer ibadetlerin kalbi adabından biri de, onu şeytanın etkisinden korumaktır ve “Onlar, namazlarını (titizlikle) koruyanlardır”2 diye buyuran müminlerin özellikleri hakkındaki bu ayet-i şerife, belki de korumanın tüm mertebelerine işarettir. O mertebelerden biri, belki de en önemlisi, onu şeytanın etkisinden korumaktır. Bu özetin açıklaması şudur: Marifet ashabı ve kalp ashabınca da bilindiği gibi bedenler için onu besleyen cismi besinin bulunması ve o besinin cismi gelişmeyi ve fiziki olgunlaşmayı sağlayabilmesi için, onların hallerine uygun ve yapılarıyla bağdaşır olması gerektiği gibi; kalp ve ruhların da kendisi vesilesiyle gelişmesi, beslenmesi ve manevi olgunlaşmanın ve batınî yücelmenin hasıl olması için kendi halleriyle uyuşur ve yapılarıyla bağdaşır bir besini olması gerekir ve ruhların yapılarına uygun olan besin, varlığın ilk başından varlık düzeninin en sonuna kadarki ilahi marifetlerdir. Nitekim büyük sanat erbabı felsefenin tarifinde şöyle demişlerdir: “Felsefe, insanın dış aleme benzer bir şekilde suret ve kemalinde akli bir alem haline dönüşmesidir.”3 Bu, tıpkı nefsi fazilet ve ilahi ibadetlerin kalplerin besini olması gibi, manevi bir beslenmeye işarettir.

Ve bilinmelidir ki bu besinlerden hangisi şeytanın etkisinden korunmuş ve Hatem’ul-Enbiya’nın ve Veliyullah-ı a’zam’ın –Allah’ın selamı her ikisine ve Ehl-i Beyt'lerine olsun- tutulacak velayet eliyle hazırlanmış olursa, ruh ve kalp onun ile beslenir ve insaniyetin yüce kemaline ve Allah’a yakınlaşma miracına nail olur. İhlasın öncülü olan şeytanın etkisinden korunma, ancak sâlikin kendi sülûkunda Allah’ı istemesi ve tüm kötülük ve batınî hastalıkların kaynağı olan bencilliği ve kendine tapınmayı ayaklar altına alması ile gerçek bir şekilde hasıl olur. Bu, gerçek şekliyle kamil insanın ve ona bağlı olarak da ihlaslı velilerin (a.s) dışında diğer şahıslarda müyesser olmaz. Ancak sâlik, Hakk’ın batınî lütuflarından ümitsiz olmamalıdır. Zira Allah’ın ruhundan ümitsiz olmak, tüm üşenme ve gevşekliklerin başıdır, büyük günahlardandır ve ehl-i marifetin göz nuru olan şey, halk tabakası için de mümkündür.

O halde, ilim ve ibadetlerini gösterebildiği bir ciddiyet ile şeytanın ve nefs-i emmarenin etkisinden arındırmak, tam bir dikkat ve denetleme ile hareketleri, duruşları, isteği ve hedefi üzerinde düşünmek, batınî hareketlerin ve ruhi besinlerin seyir hedefini, tahsilini ve ilkelerini ele geçirmek, nefsin ve şeytanın hilesinden gafil olmamak, bütün hareket ve fiillerde kendine yönelik tam bir şekilde su-i zan beslemek ve hiçbir zaman onu kendi başına bırakmamak, ahiret yolu sâliki için lazım ve gereklidir. Aksi halde, azıcık bir müsamaha, şeytanın insanı mağlub etmesine, devirmesine ve helaket ve yokluğa itmesine sebep olur. Zira ruhani besinler, şeytanın etkisinden arınmadığı ve şeytanın elinin onların hazırlanmasında rol oynadığı taktirde ruh ve kalplerin onlar ile terbiye edilmemesine ve gerekli kemallerine ulaşmamalarına ek olarak, onlarda büyük bir eksiklik ortaya çıkar ve belki de onlar, kendi sahibini şeytanların veya evcil ve yırtıcı hayvanların sülûkuna dahil eder. Saadetin iksiri ve insaniyet kemalinin ve yüce derecelere ulaşmanın sermayesi olan şey, ters bir netice verir ve insanı mutsuzluk karanlığının derinliğine iter. Nitekim bazı irfan ehlinin kullandıkları bu ıstılahların ve onların üzerinde düşünmenin onları dalalete ittiğini, kalplerini ters çevirdiğini, batınlarını zulmanî kıldığını, kavramlar ile uğraşmanın onların bencillik ve benlik dozajlarının artmasına sebep olduğunu ve onlar tarafından uygun olmayan iddia ve beğenilmeyen övgülerin yapıldığını görmekteyiz. Aynı şekilde riyazet ve sülûk erbabı içerisinde riyazetin ve nefis tezkiyesi ile uğraşmalarının kendilerinin kalplerini daha katılaştırdığı ve batınlarını daha zulmanî kıldığı şahıslar vardır. Bunların nedeni, onların ilahi/manevi sülûku ve Allah’a doğru hicret etmeyi koruyamamalarından ve ilmî ve ameli sülûklarının şeytanın ve nefsin etkisiyle şeytana ve nefse doğru olmasıdır. Aynı şekilde dini ilimler okuyan öğrenciler arasında ilmin kendilerine menfi şekilde tesir ettiği, ahlaki kötülüklerini artırdığı ve felah ve kurtuluşun vesilesi olması gereken ilmin, onların helaketlerine, cehalete, cedele, kibirlenmeye ve aldanmaya çekilmelerine sebep olduğu şahıslar gördük. Ve yine aynı şekilde ibadet ve itaat ehli ve adap ve sünnetlere bağlı olanlar arasında hallerin ve nefislerin ıslah sermayesi olan ibadet ve tapınmanın, kalplerini katı ve karanlık kıldığı ve onları bencilliğe, kendini beğenmişliğe, kibre, şımarıklığa, laf taşımaya ve Allah’ın kullarına yönelik kötü ahlaklı ve kötü zanlı olmaya zorladığı kimseler vardır. Bunlar da bu ilahi macunlara özen göstermemekten dolayıdır.

Elbette kirli müfsit bir el ve asi nefsin müdahalesi ile hazırlanmış bir katışımdan şeytani ahlaktan başka bir şey doğmaz. Kalp, her durumda onlardan beslendiğinden ve onların nefsin batın sureti oluşlarından dolayı, birazcık devamdan sonra insan, kendisinin terbiye eliyle ve müdahalesiyle gelişip-olgunlaştığı şeytanın çocuklarından biri olur. Maddi göz kapandığı ve melekuti göz açıldığı zaman insan kendini şeytanlardan biri olarak görür, o halde hüsranın dışında bir netice almaz ve hasret ve yakınmaları onun haline bir fayda sağlamaz.

O halde, dini bölümlerin her hangi bir bölümünde ve ilahi yollardan her hangi bir yolda olan ahiret yolu sâliki, ilk önce tam bir özen ve dikkat ile sevgili bir doktor ve şefkatli bir hemşire gibi, kendi haline özen göstermeli ve seyr-i sülûkunun eksikliklerini kontrol etmeli ve ona dikkat göstermelidir. İkinci olarak, bu arada yüce ve celil olan Hakk’ın mukaddes zatına yalnızlık anlarında sığınmaktan ve celal sahibinin yüce mukaddes dergahına yalvarıp-inlemekten gaflet etmemelidir.

Ey Allah’ım! Sen bizzat bizim zayıf ve çaresiz halimizden haberdarsın ve senin mukaddes zatının yardımı olmaksızın büyük peygamberlere ve en kamil ve yüce mertebeli evliyalara göz dikecek derecede kuvvetli ve güçlü olan bir düşmanın elinden kaçış yolumuzun olmadığını bilmektesin. Eğer lütfünün ve rahmetinin aydınlığı olmazsa, bu pençesi kuvvetli düşman, bizi helaket toprağına sürükleyecek ve zulmet ve şekavetin sapıklığında problemlere maruz kılacaktır. Dergahının özelleri ve katının mahremleri Hakk’ı için biz dalalet vadisinin şaşırmışlarının ve sapıklık çölünün düşkünlerinin elinden tut ve kalplerimizi kin, düşmanlık, şirk ve şevkten temizle. Şüphesiz ki hidayet sahibi sensin.




Download 387,95 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   126




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish