Microsoft Word 1 Arif thesis cover final doc

CHAPTER 4 – HALIDE EDIP AND YAKUP KADRI 
155 
finds that all three show a condition of distance from their father and great 
attachment to their mother. This seems to be true and we have already noted by 
reference to his dying wish that Yakup Kadri himself had strong attachment to his 
mother which Ali Serdar documents more extensively. It is not clear, however, how 
far this aspect of unity takes the reader towards an understanding of the novels 
themselves. As will appear in Chapter 8 in 
Yaban
, where so much happens and the 
narrator expresses so many thoughts,
 
the narrator’s mother appears only once in a 
dream with no obvious consequence. 
Like Halide Edip Yakup Kadri did not in his writings about the war show much 
sympathy for the non-combatants on the enemy side. As is the case with her at the 
end of her 
Turkish Ordeal, 
his description of the fire in Izmir is quite telling.
110
. The 
moral tone of his description will be discussed in Chapter 10. 
Nitekim bir saat ya geçti ya geçmedi, yangın dumanının kokusu 
burnumuzda tütmeye ve alevinin sıcaklığı yüzümüzü kavurmaya başladı. 
Deminki, kara bulut şimdi akşamın alaca karanlığında kıpkızıl 
görünüyor ve yere şakulî hava fişeklerini andıran kıvılcımlar 
yağdırıyordu.
İzmir yanıyordu ve alevlerin pırıltılarıyle, karşıki gemilerin projector 
ışıkları başımız üstünde mutassıl çatışıyordu. Önümüzdeki rıhtım ve 
gözlerimizin erişebileceği noktalarına kadar bütün Kordon boyu bir 
acayip, bir korkunç-hani neredeyse bir vahşî diyebileceğim bir aydınlık 
içindeydi ve bu aydınlık içinde tüyler ürpertici bir feccat sahnesi 
serilivermişti. Erkek, kadın, çoluk çocuk, genç, ihtiyar bir insan 
kalabalığı her yanı kaplamıştı. Bu insanlar nereden çıkmışlardı? Nereye 
gitmek, ne yapmak istiyorlardı? Kendileri de bilmiyor gibiydi. Sanki, 
bunlar ya bir sürü hayaletler, ya da kâbuslu bir rüya içinde yürüyen 
somnambüller idi. Bu yığın bir selin sessiz suları halinde sokak 
köşelerinden fışkırıp hâlâ kaldırımlar üstünde uyuyan Mehmetçiklerin 
üzerinden aşarak dalga dalga rıhtımın setlerine doğru ilerliyordu ve 
orada bir kaynaşmadır başgösteriyordu. Rumca bir takım konuşmalar, 
110
Karaosmanoğlu 1958, 170-173 

---