Bismihi Teala,
İslâm'ı yaşamanın ayıp, her türlü rezaletin şeref sayıldığı şu asrımızda bir yanda ilerleyen
İslâm dininde bizim de bir zerremiz olsun dedik. Bilemiyorum, belki huzur-u ilahi'de
karşıma çıkmayacak. Belki de tersi olacak, orası o alemde anlaşılacak. Rabbim ahiret zaferi
nasip etsin.
Muhterem kardeşlerim...
Aslında bu kitabı cebinden çıkarabilecek çok kitap var. Fakat, bu yazdığım kitabımın içinde
olan soruların hepsini bir arada toplayan bir kitap yok gibi birşeydi veya benim elime
geçmemişti. Bu arada, konferans ve vaazlarımda, Kur'an kursu ve İmam Hatip
talebelerinin de, "Siz, bu soruları kitap yapsanız çok iyi olur" teklifleri ile karşılaştım.
Yalnız Kur'an kursu talebelerinden değil, kitabın içinde okuyacağınız gibi, yüksek okulda
okuyan öğrenci kardeşlerimden de, "Biz bu soruların cevabını bilmediğimiz için, neredeyse
imanımız elden gidecekti. Bizim gibi niceleri var ki, bunalım içindeler, siz bir kitap
çıkarsanız nasıl olur?" dediler. Ben de düşündüm, faydalı olur niyetiyle yazmaya karar
verdim. Şunu da söyleyeyim ki
, herkesi memnun etmek, hiç tenkide uğramayan bir kitap
yazmak mümkün değil. Zira, gerektiğinde Allah'ın kitabını tenkit eden insanoğlunun,
benim yazdığımı tenkit etmemesi düşünülemez...
Muhterem kardeşlerim! Olur ya, kitabın baskısında hatalar olabilir. Her türlü hatanın hoş
görülmesini rica ediyorum. Başka söze gerek yok.
Beni amelimle değil, niyetimle ölçen dost Evet diyorum, odur kardeş, odur dost...
Emine Ö. Şenlikoğlu 7.3.1984/İstanbul
GİRİŞ
Adamın biri, bir yılanla arkadaşlık kurar; adam yılanı çok sever. Ona, her gün bir tas süt
içirir. Arkadaşlıkları bu şekilde günlerce devam eder. Fakat, günlerden bir gün, yılan değil
mi, yılanlık damarı tutar. Adamın oğlunu sokarak öldürür. Zavallı adam, gelir bir de bakar
ki, oğlu ölmüş. Yılan da biraz ötede. Adam; "Yazıklar olsun!" diyerek yılanın kafasını taş ile
ağır bir şekilde yaralar. Adam, ağlayarak oğlunu kapısının önüne gömer. Aradan yıllar
geçer, adam yılana der ki: "Yılan kardeş, gel seninle eskisi gibi yine dost olalım." Yılan,
kafasını şöyle bir kaldırarak, "Ah... Ah.." der, "Bu yara benim kafamda, o mezar senin
kapındayken seninle artık dost olmamız mümkün değildir."
Adamın akılsızlığı, yılanla dost olmakla başlamıyor mu? Müslümanın emperyalist dinsizle
dost olması gibi birşey. Belki yılanla dost olunur ama kafirle asla dost olunmaz. Kafir,
Müslüman oluncaya kadar bu böyle sürer. Peki, bugün kafirlere "Dostlar" diye hitap
ediliyor. Bunun sebebi nedir? Kafir, Müslüman mı oldu? Hayır. Peki, nasıl dostumuz oldu?
Hani Kur'an-ı Kerim'de
Rabbulâlemin;
"Ey iman edenler, kendi din kardeşlerinizden
Do'stlaringiz bilan baham: