Benlüşeyh isimli bir kişinin çocukları Mahmud Çelebi, Ahmed Çelebi, Ali Çelebi, Mustafa
ve Halim tasarruf etmektedir. Bu kardeşlerin verdikleri öşür miktarı 14 akçedir (TT 143, s.
1582 tahririnden anlaşılmaktadır. Yaylaktan bir müdlük sadeyağ ve 30 akçe vergi alınması
ayrıldığı adından anlaşılmaktadır. Her iki tahrirde de adı geçen yaylaktan 12 akçe gelir elde
Yüzlerce yaylak ve kışlağı barındıran bozkır coğrafyasından gelen ve bu coğrafyanın
kendilerine sundukları şartlar doğrultusunda konar-göçer bir yaşam tarzı benimseyen
Türkler, Anadolu’ya geldikten sonra da bu yaşam tarzını devam ettirmişlerdir. Anadolu’da
köyler, kasabalar ve şehirlerle birlikte yaylaklar da kurmuşlardır. Konar-göçer Türkmenlerin
yoğun olarak yerleştirildiği Ilgaz Dağlarının kuzey yamaçları, Kastamonu kazasının 1487-
1582 yılları arasında yaylaklarının da bulunduğu coğrafya olmuştur. Bu coğrafyada köye
256
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
bağlı ve köyün bir alt yerleşim birimi olarak ortaya çıkan bu yaylaklar, köylüler ve konar-
göçer cemaatler tarafından özellikle hayvanlarını otlatmak amacıyla kullanılmıştır. O halde
hayvancılık ve hayvansal ürünler bunların en önemli geçim kaynaklarıdır. Ayrıca az da olsa
bu yaylaklarda tarım yapılmıştır. Örneğin Karasu köyünde bulunan Suluçemen ve Atalanı
yaylakları için 1582 tahririnde “zirâat olunan yerlerin öşrün virirler” ifadesi yer almaktadır.
Hatta Suluçemen Yaylağında pazar kurulur olmuş ve bu pazardan bâc vergisi alınması
yoluna gidilmiştir (TT 143, s. 89). Aynı şekilde Geyiklü köyündeki Meydan Yaylağında da
tarım yapıldığı anlaşılmaktadır (TT 143, s. 100).
Bu yaylaklardan elde edilen en önemli hayvansal ürünlerden biri de defterlerde
“revgân-ı sâde” olarak geçen sadeyağdır. Buna göre bazı yaylakların elde ettiği yağ miktarı,
defterlerde bazen “kıyye” ya da “vukıyye” bazen de “müd” cinsi üzerinden belirtilmiştir.
Her iki tahrir döneminde yaylaklar üzerine yazılan sadeyağ miktarı aynıdır.
Yaylakların çoğunlukla konar-göçer cemaat, Yörük ya da Türkmenlere tahsis
edildiği bilinmektedir. Değerlendirilen yıllarda Kastamonu kazasında bulunan yaylakların
kimlere tahsis edildiği aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
Tablo 2:
Yaylakların Tahsis Edildiği Cemaat ve Kişiler
Do'stlaringiz bilan baham: