ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ESERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Sovyetler döneminde, Kazakistan’da Uygur dilinde kitap çıkarma işine önem
verilmiştir. 1947 yılında okullar için kitap basan “Okpedbas” isimli matbaa
açılmıştır. Daha sonra 1964 yılında bu matbaanın ismi “Mektep” olarak
değiştirilmiştir. Bu matbaa Kazakistan’daki Uygur okullarının tüm sınıfları için
kitaplar yayımlamaya başlamıştır. Günümüzde bu matbaanın Uygurca üzerine hizmet
vermekte olan bölümü 12 yıllık temel eğitim süreci için yeni kitaplar
hazırlamaktadır. Kazakistan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığından sonraki ilk yıllarda
kurulan “Atamura” matbaası Uygur dilinde kitaplar yayımlamaya başlamıştır
(Kamalov, 2016: 49).
Matbaalarda Uygur dilindeki kitapların hazırlanma sürecinde bilim adamları ve
öğretmenler aktif olarak rol almaktadırlar. Sovyetler döneminde Uygur şairlerinin ve
yazarların
eserleri
genellikle
“Jazuvşı”
ve
“Kazakstan”
matbaalarında
yayımlanmıştır. Günümüzde Uygurlar üzerine yapılan her türlü çalışmayı
yayımlatmak üzere “MİR” isimli bir matbaa hizmet vermektedir (Kamalov, 2016:
49).
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra akraba dillerden Türkçeye yapılan
aktarmalarda ciddi artış olmuştur. Ancak akraba dillerden yapılan aktarmalarda
birçok sorunla karşılaşılmaktadır. Bunlardan biri de terim ve kavramların
karşılanmasında ortaya çıkan zorluklardır. Bunun en büyük sebebi Türk uluslarının
büyük bir kısmının uzun yıllar Rus idaresinde yaşamış olmasıdır. Bu durum farklı
terim ve kavramların oluşmasının yanında terim ve kavramlara farklı anlamlar
yüklenmesi sonucunu da doğurmuştur. Bundan dolayı edebî türleri karşılayan
terimler de Türkçeye çoğu kez yanlış çevrilmektedir. Çünkü bunların bir kısmının
Türkçe tam karşılığı yoktur bir kısmının da mahiyeti tam anlaşılamamıştır (Özdemir,
2016:109).
Bazı terim ve kavramların Türkçe tam karşılığının olmamasından veya mahiyetinin
tam anlaşılamamasından dolayı, eserlerin türlerine göre incelemesine geçmeden önce
Uygur sahasında kullanılan bazı terim ve kavramları vermek faydalı olabilir.
Folklor (Halk Bilimi): Bir ülke ya da belirli bir bölge halkına ilişkin maddî ve
manevî alandaki kültürel ürünleri konu edinen, bunları kendine özgü yöntemleriyle
derleyen, sınıflandıran, çözümleyen, yorumlayan bir bilimdir (Örnek, 1977: 15).
Metin Ekici “halk” tanımını ve “halk bilgisi”ni şu şekilde ifade etmektedir: Halk,
belli bir gelenek içinde oluşmuş yaratma sayesinde birbirine bağlanan, bir ürünü
kendisine ait kabul eden bireylerden oluşan topluluktur. Bu topluluğun bütün üyeleri
tarafından bilinen ve tanınan halk bilgisi ürününün ne olduğu ise, yine o ürünün
kendi metnine, kendi yapısına ve oluşturduğu çevre ve şartlara, yani bağlama bağlı
olarak ortaya çıkan estetik ve sanat kaygısı olan maddî ve manevî olgularda aranır.
Bir başka ifadeyle; metni, yapısı ve dokusu, oluşturulduğu şartlar ve çevre itibariyle
kendine has sanat değeri olan bir yaratmaya sahip olduğunu iddia eden herhangi bir
topluluk halk kavramı ile ifade edilebilir (Ekici, 2011: 8).
Çöçek (Masal): Genel olarak insanların tabiat olaylarındaki hayallerini, insanlar
arasındaki ikili ilişkileri ve çeşitli toplumsal olayları fantazi şeklinde anlatan
güldürücü ve ilginç hikâyelerdir (alıntılayan İnayet, 1995: 2).
Epsane (Efsane): Herhangi bir yerde ve zamanda, herhangi bir kişi tarafından
anlatılan; yaratılış temelinde mitolojik, tarihî, dinî ve sosyal hayata ilişkin unsurlar
içeren; konusu, insan, insanüstü ve dogal varlıklar olan, konularını içinde
yaşadığımız dünya üzerinden aldığı için gerçek ve kutsal olduğuna inanılan; nesir
şeklinde yaratılan ve sanatsal olarak formüle edilmeyen; belirli olay, durum, varlık,
davranış ve geleneklerin köken ve nedenine açıklık getiren, doğaüstü olayların
açıklanması, belirli yerlerin ve sosyal değerlerin korunması gibi işlevler üstlenen
sözlü kültür ürünüdür (Öger, 2008: 106).
Efsane, gerçek veya hayalî muayyen şahıs, hadise veya yer hakkında anlatılan
hikâyedir. Efsane sözünü muhtelif Türk boylarından Başkurtlar ve Tatarlar
Do'stlaringiz bilan baham: |