BÖLÜM 16
Bütün bu söylediklerimizden sonra şu tabloyu
çizebiliriz: Irkçı devlet, komünden, Reich'ın
hükümetine varıncaya kadar, ekseriyet yolu ile
bir şeye karar verebilecek hiçbir temsili
topluluğa gerek göstermeyecektir. Irkçı devletin
yalnız danışma mahiyetinde heyetleri olacaktır.
Bu danışma heyetleri, devamlı bir şekilde,
liderin yanında olacak ve görevlerini liderlerden
alacaklardır. Hatta, bazı hallerde ve bazı
sahalarda tam sorumluluk ortaya çıkacaktır. Bu
durum esnaf birliklerinin başkanları için de
daima böyle olmuştur, işte bu benzerlik bu yolda
yürümeye hak verdiren sebeplerden biridir.
Irkçı devlet, özel konular hakkında, meselâ
iktisadi konularda yetişmeleri ve gösterecekleri
faaliyetleri itibariyle tamamen ehliyetsiz olan
kimselerden fikir ve öneri almayacaktır. Demek
ki, ırkçı devlet temsili heyetlerini, siyasi
meclisler ve korporatif kanunlar diye iki kısma
ayıracaktır.
Bu iki kısmın elbirliğiyle ve ortaklaşa
çalışabilmesinin sonuca varır hâle gelmesi için,
bunların üstünde devamlı bir şekilde seçimle
gelmiş bir heyet bulunacak ve bu iki kısım için
statü konacaktır.
Ne meclislerde, ne de senatolarda hiçbir vakit
oy
verilmeyecektir.
Bu
heyetler,
çalışma
organlarıdır. Hiçbir vakit "oy makineleri"
değildirler. Bu iki heyetin üyeleri danışma
mahiyetinde oya sahiptirler, fakat karar almak
mevzuunda hiçbir yetkileri yoktur. Bu karar
verme yetki ve hakkı yalnız lidere aittir.
Sorumluluğu lider ortaya koymaktadır.
Bizim parlamenter mesuliyetsizlik devrimiz
bizi, mutlak so rumluluk ve mutlak otoriteden
kurulu olan bir seçkin şefler grubu teşkil etmeye
zorlamaktadır.
İşte bu şekilde devletin anayasası, iktisat ve
medeniyet sahasında azametini borçlu olduğu
şahsiyet ilkesi ile ahenkli bir hale getirilecektir.
Bu
görüşleri
gerçekleştirmek
olanağına
gelince, tarih bize şunu göstermektedir ki,
parlamentoların
çoğunluk
tarafından
karar
verilmesi yolundaki ilkeleri dünyaya çok eski
tarihlerden, daha açık ifade edelim, ezelden beri
hâkim olmamıştır. Tam aksine, tarihte ekseriyet
usulüne gayet kısa devrelerde rastlanır. Tarih ise,
bu devrelerin daima milletleri Ve devletlerin
harap oldukları zamanlara tesadüf ettiğini açıkça
yazmaktadır.
Bu anlattığım kuramsal tedbirlerin, devletin
yalnız anayasasına sahip olmakla kalmayarak,
yasama faaliyetini de ilgilendireceğine ve
herkesi bütün resmi hayatında etkileyeceğine
ihtimal verilmelidir.
Bizim yapmak istediğimiz böyle bir inkılâp
hareketi, ancak bu fikirlerle yoğrulmuş ve içinde
gelecekteki ırkçı devletin çekirdeğini taşıyan bir
partinin faaliyeti ile meydana gelecektir.
Bundan dolayıdır ki Nasyonal Sosyalist Parti
bütün bu fikirlerle yoğrulmuş bir duruma
gelmelidir.
Bu duruma gelmesi devlete sadece emirler
vermesi için değil, devlete kendi teşkilâtlı
heyetini temin edecek olan dahili teşkilâtım
ameli icraata doğru çevirmesi bakımından da
lüzumludur.
Do'stlaringiz bilan baham: |