3.1.29.
Millet Meselesi
80
(1923)
Taşkent’te Kazak–Kırgız lehçesinde çıkan dostumuz “Ak Jol”, “Türkistan’daki
Milletleri Birbirine Yakınlaştırmak Gerek” başlığı ile bir baş makale yazmıştır.
Bu milletler meselesinin yeniden ortaya çıkması, Sovyetler Hükümetinin eski ve
güçlü esaslarından en büyüğüne yine bir defa dönmek demektir, bu dönüş gerekli, lazım
79
Dostumuz “Zerefşan”– “Zerefşan”gazetesi göz önünde tutulmakta. Adı geçen gazete Semerkant’ta 1927
yılı 27 Ekimde, Gazi Yunus’un hareketi va Türkistan Merkezi İcra komitesinin yardımı ile çıkarılmıştır.
80
“Türkistan” gazetesinin 1923 yılı 22 Mayıs 134. sayısında “Q” imzası ile neşredilmiştir.
“Ak Jol” gazetesinde basılan “Türkistan’daki Milletleri Birbirine Yakınlaştırmak Gerek” adlı makale
münasebeti ile yazılmış. İlk kez Çolpan’ın “Eserler”inde 4. ciltte tekrar yayımlanmıştır.
159
zorunlu bir dönüştür. Yoksa işte bu NEP (yeni iktisat siyaseti) in sayesinde bu önemli ve
güç mesele oldukça unutulup, gözden düşürülmüştü. Şayet mesele bitip, hallolup, bir
tarafa bırakımış olsa, kabul ama öyle değil. Bunu dostumuz “Ak Jol” da: “Millet meselesi
bitti diyenlerin sözü asılsız, kıp kızıl yalan. Yoldaş Trotskiy’in söylediği gibi millet
meselesi halloldu diye yürüyenler o meselenin içinde boğulup kalan kişilerdir… ” diye
sözler ile bilgilendirmiştir.
Özellikle bizim Türkistan’da bu meselenin kendine göre bir hassasiyeti var. Bunu
yoldaşımız “Ak Jol” kendi görüşü ile görüp ispat etmektedir. Yani millet meselesinde
ezilenlerin ezileni olarak göçebe halkı gösterip şöyle demiştir:
“Türkistan’daki halklar arasında büyük baş hayvancılık ile uğraşan, hayvancılığı
terk etmeyen ama bir adım ileri de götüremeyenler
Türkmenler ile Kırgız ve Kazaklardır.
Bunun için yeni iktisat siyaseti arkasında Türkistan’daki diğer halkların ağzına düşenler,
geride kalanlar da Türkmenler ile Kırgız ve Kazaklardır”.
Lakin böyle güç bir mesele hakkında yazılırken, açık seçik, dosdoğru, ay gibi parlak
yazmak gerekirdi. Hâlbuki yoldaşımız “Ak Jol” güçlü bir öfke ile yazdığı bu makalesinde
söylemek istediğini anlatamamıştır. İşte aşağıdaki sözlerini okuyun:
“Yeni iktisat siyaseti çıktığından beri o yerimi böyle yaptılar şu yerimi şöyle
yaptılar deyip sızlananlar Türkmenler ile Kırgız ve Kazaklardır. Yerleşik hayata geçmiş
ve iktisadi yönden güçlenmiş halkların ucuza alıp, pahalıya satarak, yeni iktisat siyaseti
sonucunda Türkmenler ile Kırgız ve Kazaklardan faydalanacakları kesindir”.
Bundan ne anlıyorsunuz?
Böyle “kesinler” çok, fakat amaç, esas, kesin değil.
Dostumuz “Ak Jol”: “Yerli halklar birbirinden faydalanacak olsa, her ikisini de
birleştirip ikisinide sömürmek için arkada hazırlanan sömürgeciler var. Yerli halkların
hepsini eşit olarak sürüp, yerinden oynatıp gelen Rus zorbaları var”, diye sözleri, onun
millet meselesine bakışını daha kesin göstermektedir.
Türkistan’da ezilen halklar var. Ezilen sınıflar var, ezici halklar, ezici sınıflar var.
Siyaset yaparken ezilenler ile ezicileri ayırmak gerek. Partinin son genel kurultayında bu
konu çok konuşuldu.
160
Do'stlaringiz bilan baham: |