219
makalesini okuyunca, o işe adı geçen Bakanlık tarafından nasıl ciddi bir önem verildiğini
de öğrendik. Eğitim Bakanlığımız son zamanlarda bilim-kültür işlerinin başka sahaları
gibi güzel sanatlara da ciddi önem vermeye başladı ki, bunu gören sevinmeden ve onu
alkışlamadan duramaz.
Başka doğulu cumhuriyetler bu yolda, elbette bizden daha çok çalışıyorlar. Bunu
da övünerek, sevinip itiraf etmek gerekir. Son zamanlarda Tataristan Cumhuriyeti kendi
sahnesinin 20. yılı törenini çok mükemmel kutlamalar ile geçirdi. Törenden
sonra
Moskova’ya gidip sahneye çıkan Tatar Devlet Draması, haddinden fazla büyük başarılar
kazandı. Yalnız Moskova’daki Tatarlar ve başka Doğu halkları değil, doğuya ilgi duyan
Avrupalılar da gerçekten bu işi sevdiler. Azerbaycan Cumhuriyeti kendi tiyatro festivalini
bundan bir iki yıl önce geçirmişti. Daha dün Azerbaycan Eğitim Bakanlığı tarafından
devlet opera sanatçısı Yoldaş Bülbül
171
’un başkanlığında gönderilen 7-8 kişilik şirin bir
çalgı grubu Moskova’nın Doğu ile ilgilenen kesimlerini çok heyecanlandırdı. Dün yine
aynı Azerbaycan Eğitim Bakanlığı tarafından ünlü usta halk sanatçısı Sarobskiy
başkanlığında gönderilen 20-30 kişilik muhteşem bir çalgı
grubu Meyerhold
Tiyatrosu’nda Moskova’nın Avrupalı kesimini epeyce tatmin etti. Üç günlüğüne
gönderilen bezm-çalgı grubu daha nice üç günler boyunca sanatlarını icra ettiler. Bu son
grupta Kafkasya milletlerinin üç büyük kolundan temsilciler vardı: Gürcü, Ermeni,
Azerbaycanlılardan. Çalgı grubunun gerçek usta hocası Doktor Yivnasioni idi. Moskova
gazetelerinde “Kafkasya Caz Bandosu” diye bu konuda çok şeyler yazdılar. Bu
gelişmelerden sonra Eğitim Bakanlığımızın son girişimine “henüz masal” diyenler olsa
da, onlara “siz geç kaldınız” demeye hepimizin hakkı vardır elbette!
İşte karşınızda ünlü kızıkçı Yusuf: biri Hudayar Han’dan kalan biri de yine geçmiş
zamanlarda kaplanmış olan iki büyük dümbelek önünde, bir eliyle “tak” tokmağını vurup
öbür eliyle “tum” tokmağını kaldırmış durmaktadır. Dümbeleğin bir tarafında, sağ tarafta
yalnız neyi çok hüzünlü akıcı çalan müzisyen Neyci Abdulkadir oturmaktadır. Onun
altında Cumhuriyetlerimizin eşi benzeri olmayan sanat erbabı koşneyci
172
oturmaktadır.
Onun ismini söylemeye gerek yok: “Hokantlı koşneyci” desek herkes bilir. Sonra onların
çevrelerinde giccakçi Tuktasin, santurcu Usta Alim, tamburcu Muhitdin Haci, tamburcu
171
Yoldaş Bulbul – Bulbul Mamedov (1897-1961), Azerbaycan sanatçısı, opera solisti, SSRC halk sanatçısı
(1938), profesyonel vokal okulu ve müzik tiyatrosu kurucularından biri.
172
Koşney – Üflemeli bir çalgı.
220
Hayit Ohun, şarkıcılar Arifcan ve Corahon, büyük oyunculardan, hanende Atahoca
Muhammad Bobo, onun yoldaşı Hudoyberdi, Özbek kadınlarından Tuhfanisa, Tacinisa,
Hançanisa ablalar oturmaktadırlar.
Nihayet sağ taraftan herkesten uzakta bizim Muhitdin Kari ile Tamarahan (Kamara
ile Tamara arasında bence fark yok!) oturmaktadırlar.
Çok yakında Muhtoruva Hanım’ın “şarkı meclis”lerinde Taşkent’in muhteşem
“Kolezyum”u 6 kez dolup taştı. Geçenlerde bizim bu bezm-çalgı grubumuz da
Fergana’da birinci eğlencesini tertip ettiğinde birçok kişi kızdı laf sayarak çıkıp gittiler.
Neden kızdılar, kime laf saydılar: mekânın darlığına kızıp, mekânı yapanlara laf
saydılar… Akşamki Özbekistan Merkez İcra Komitesinin Semerkant’ta olan dördüncü
ortak meclisinde grubun ilk çıkışı oldu. Cumhuriyetçilerimizden büyük küçük
herkes
oradaydı. Haddinden fazla uzun olan programa hiç kimse doyamadı. Herkes birlikte
herkes aynı dilek ile alkışladı. Yoldoşbay ağabeyim
173
dayanamadılar, çıkıp konuştular,
memnuniyetlerini bildirdiler. Demek birçokları memnuniyetlerini bildirdiler;
demek
çokları memnun oldular! Kızıkçı Yusuf’u çağırıyordu. Kızıkçı Yusuf çıkmadı.
Çıkmazmış da. Çünkü bu bizim tarihimizin araştırmasıyla ilgili (etnografi) grupmuş. Ben
Yusufcan’ı, onun keskin hicivli, dâhiyane sözlerini çok güzel görüyorum, grubun
kuruluşuna karşı olasım gelmiyor. Gerçekten bizim çalgımızın kaybolup gitmesindense
korunması gerek, namelerimiz unutuluyor ve bozuluyor, korunması gerek. Çoktan beri
kurulması gereken grup, hiç değilse bugün kurulmuştur. Yaşasın yeşersin, beklediğimiz
istekleri karşılasın.
Bizim görevimiz, bunları dar köşelerden geniş meydanlara çıkartıp yükseltmek,
korumak, terbiye vermektir. Sosyal sınırlar içinde korunarak yetiştirilen çocuğun sosyal
olaylara yabancı kalması mümkün mü? Hayır! Demek bugünün görevi o ihtiyar çocuğu
korumak ve yetiştirmektir!..
173
Yoldaşbay ağabeyim – Y. Oxunboboev (1885-1943), ünlü devlet erbabı, 1925 yılından beri O’zSSR
Merkezi İcra Komitesinin reisi.