3.1.15.
İstikbal İçin Mücadele
46
(1922)
Bizim geniş ve büyük tarihimiz o kadar az araştırılmış ve incelenmiş ki, günümüzde
cereyan eden birçok vakanın benzerini geçmişimizde bulmak istesek hayrete düşeriz.
Bir olayın geçmiş zamanda benzerinin olup olmadığı, o olayın önemini ölçmede
çok büyük görev üstlenir.
“Kızıl Bayrak”ın son sayılarından birinde, bir Özbek kızının okumak amacıyla
Avrupa’ya gitmeye hazırlandığı yazılmıştır.
Özbek kızları henüz yeni usuldeki okullara girmiş değil. Hatta hiçbir sınır
tanımayan, isteklerine dizgin vurulamamış erkek Özbek çocuklarının sayısı da, üst düzey
okullarda çok değildir. Özbek kızları henüz anne babanın dilsiz kuklası olmaktan
kurtulamamıştır.
Biz son yıllarda Özbek gençlerinin uzak diyarlara, yabancı memleketlere gidip ilim
tahsil etmek için yanıp tutuşmalarını görüp sevinmekteyiz. Her birinin kendi başına
çabalamadan, kafa kafaya vererek, “yardım” laşma yolu ile çalışıp ayakta durduklarını
biliyoruz.
Lakin bu durum geçmişteki olayların tekrar edilmesinden ibarettir. Uzun
zamanlardan başlayıp yakın günlere kadar Özbek yiğitleri (genç mollalar) Buhara’ya,
Hindistan’a, Mısır’a, Arabistanlara kadar gidip okuyorlardı. Buhara medreseleri Özbek –
Türkistanlı genç mollalar ile dolar idi. O zamanlarda Türkistan’ın Sırderya’sı ve
Fergana’sı için Buhara da şimdiki Japonya ve Amerika kadar uzaktı. Şimdi Amerika ve
Japonya’ya kadar yatarak, oturarak sağ salim gitmek mümkün. Eski zamanlarda
Semerkanttan Buhara’ya gitmek dünyanın etrafında tur atmaktan zor idi. Böyle olsa da
Buhara, Türkistan genç mollalarını sayıları çok büyük olan medreselere sığdıramayıp,
46
“Kızıl Bayrak” gazetesinin 1922 yılı 2 Eylül sayısında “Abulhamid Süleyman” imzası ile neşredilmiştir.
İlk kez “Çolpan” ın “Eserler” inde 4. ciltte tekrar neşredilmiştir.
Makalede okumak için Avrupa’ya hazırlanan Özbek yiğit ve kızları hakkında bahsedilmektedir.
137
mescitlere kadar dağıtmaya mecbur olurdu. Arabistan’ın cehennem havasında bedeviler
gibi yalnız homurdayıp yatan Özbek Türkistan yiğitlerine oldukça çok rastlanırdı.
Geçmiş günlerimizdeki o hareketlerimizin sonuçları hakkında konuşmak
istemiyorum. Tarihteki bir olay ve bugünde yeniden tekrar edilmekte olan bir olay olduğu
için hatırlayıp geçiyorum.
Bu hareket şimdi tekrar edilmektedir. Gecikmiş, hatta bir ara tamamen duraksamış
olsa bile yeniden harekete geçmiş olan bu faaliyetin içinde olmayanların vazifesi bir
yolunu bulup yardım etmekten ibarettir.
Bu durumun bizim geleceğimiz için büyük ümitler verdiğini unutmayalım.
Çar Hükümeti zamanında İç Rusya Müslümanlarını boğma işinde Rüstem-i zal
olan, bizim malum Ostroumov
47
asilzademizin üstadı sayılan meşhur İlminskiy
48
, yok
etme siyaseti ustalarından biri olan meşhur Pobedonostsev
49
’a yazdığı mektupta, yerli
halk arasından bizim için faydalı ve en azından zararsız kişiler Rusça konuşurken
utanarak konuşan, Rusça yazdığında birçok hata ile yazan, bizim genel valimiz bir tarafa,
mahalli yöneticilerimizden bile korkan kişilerdir demişti.
Buna karşı biz Rus dili ile değil, hatta Avrupa medeni milletlerinin dili ve bilimi ile
cevap versek insan gibi yaşamaya elbette hak etmiş oluruz.
Şimdi bu hoş harekete tarihimizde göremediğimiz, Özbek’in özgür yiğitleri bir
yana, içine kapanık kızları da İlminskiy’nin vasiyetine karşı isyan başlatsa, kendi için en
yüce olan ulusundan, annesinden babasından vazgeçip uzak diyarlara gitseler, insan gibi
yaşama hakkını darbe yemeden, itilip kakılmadan, azarlanmadan yaşama hakkını
fazlasıyla elde ederiz.
Eski hayat ölüm döşeğinde. Yiğitlerimizin gerçek bilim uğruna çaba göstermeleri
eski yaşam biçimini biran evvel toprağa gömecektir.
47
Ostroumov Nikolay Petrovich (1846 – 1930) – Türkistan’da faaliyet gösteren Rus misyoneri, doğu
bilimci, etnograf. Kazan Dini Akademisinde okumuş (1866 – 1870). 1877 yılında Taşkent’te yaşamış.
“Türkistan vilayetinin gazetesi” muharriri (1883 – 1917).
48
Ilminskiy Nikolay Ivanovich (1822 – 1891) – Rus misyoneri, doğu bilimci, pedagog, İncil bilgini, Rusya
İlimler Akademisi üyesi.
49
Pobedonostsev Konstantin Petrovich (1827 – 1907) – Rus misyoneri, devlet erbabı, hukukçu, yazar, kilise
tarihçisi.
138
Özbek kadın ve kızları hukuk ve özgürlük için mücadeleye başlamakta. Özbek
kızının Batı’ya, Batı’nın gerçek bilimine, gerçek medeniyetine özenerek yürümesi onun
hak ve hukukunu, bütün ulusun hak ve hukuku ile birlikte çabuk ve ilk fırsatta ele
geçirmesidir.
Do'stlaringiz bilan baham: |