muş Yemen'e”
veya
“O kız oğlan kız erdem dağlara kaldırılmış”,
za-
mansal, coğrafik ve kültürel öğeleri vurgulanan deyimlerin veya eşdizimli
sözcüklerin seçilmesi, bu çevirinin aynı zamanda “ayrışık işlevini” ortaya
çıkarır. Gerçi aynı deyimselliğe
“İşte zorla satmışlar kız oğlan kız na-
musu”
veya
“ İşte gadra uğradı dört başı mamur olan”
dizelerinde ol-
duğu gibi
Halman’da da rastlanmakla birlikte, çevirilerin bütünlüğü içer-
sinde Yücel’e oranla kayma sayısının daha az olmasından da anlaşılacağı
gibi, onun kaynak metne daha yakın “türdeş işlevli” bir çeviri ortaya çı-
kardığı görülür. Üstelik, şair çevirmen Yücel’in “Türk şiirine yeni akımlar
sokmak” şeklindeki amacı anımsanacak olursa, aslında bu ayrışık işlevli
çevirinin erek ekine yeni bir tür sokarak bir araç işlevi gördüğü anlaşılır.
Bir başka deyişle, çevirinin örgenseliği veya bütünsel canlılığının korun-
ması, çevirmenin bir dizi kararı bilinçli olarak vermesine bağlıdır. Bu du-
rumda, Yücel’in çevirisinin biçim ve içeriği bir potada eritebildiği, kaynak
metin kimliğinde olmasa da kendinden sonra gelen çevirilere “çeviri
aracı” olarak öncü olduğu söylenebilir. Kısaca, Yücel’in bu sone çevirisi-
nin, hem yazarın amacına ulaşması, hem erek ekine yeni bir bakış açısı
kazandırması açısından erek ekinde işlevini yerine getirdiği öne sürülebi-
lir. Öte yandan aynı sone’nin Saadet Bozkurt tarafından yapılan çevirisine
bakıldığında, bu çevirinin Nord’un ulamlamasına göre, “belgesel çeviri”
sınıfına girdiği ve çevirinin “betikbilimsel işlevi” getirdiği söylenebilir.
Bezdim artık her şeyden ölümü bekliyorum rahatlamak için
166
Her türlü varlığı hak etmiş kişinin yokluk içinde kıvranmasından,
Erdemden yana nasibi olmayana allı pullu giysiler düşmesinden
En içten inanmış kişiye arsızca leke sürülmesinden,
Hayasızca yerinden edilmesinden pırıl pırıl namuslu kişinin
Tertemiz genç kızın hoyratça kötü yola itilmesinden
Gerçek yetkinliğin haksızca çarpıtılmasından,
Aksayan yöneticilerin yönetimi güçten düşürmesinden
Sanatın dilinin bağlanmasından yetkili kişilerce,
Bilgiçlik taslayan beceriksizliğin hünere yeğ tutulmasından
Yalın gerçeğin safdillikle karıştırılmasından,
Kıskıvrak yakalanmış iyiliğin kötülüğe kul olmasından bıktım,
Bezdim işte bunlardan ve hepsinden ayrılıp gitmek isterim,
Ölmek, sevdiğimi bir başına bırakmak olmasaydı eğer
Saadet Bozkurt (1979, Soneler)
Öte yandan Saadet Bozkurt, kaynak ekin yazını konusunda bilgi edin-
mek isteyen okuyucuyu gözönünde bulundurarak içeriğe oldukça sadık
kalmakla birlikte biçimsel olarak erek ekinde bu tür bir kaynak metin türü
olmadığından, “düz yazı” çeviriyi amacına uygun gördüğü ortaya çıkar.
Kuşkusuz, Saadet Bozkurt’un bu seçiminde onun akademisyen kimliğinin
etkisi yadsınamaz. Sonuç olarak, şiir çevirisinin yoruma dayalı üst dilsel
bir işlem olduğu ve her çevirinin farklı bir çeviri yöntemi ve buna bağlı
bir işlevi olduğu ortaya çıkar. Örneğin, Yücel’in çevirisi “içerik türevli”
örgensel bir çeviri olarak hem biçimi yakalamış hem de erek ekin nabzını
tutarak erek ekinde “ayrışık işlevli” bir çeviri örneği oluştururken, Hal-
man’ın çevirisinin daha “türdeş bir işleve” sahip olduğu görülür (Holmes
1970: 91-102). Gerçi, Saadet-Bozkurt’un çevirisi de üst dilsel bir işlemdir.
Bununla birlikte işlevsellik açısından belgesel nitelikte bir çeviri olarak
tanımlanır. Öte yandan, yine aynı çevirmenlerin 1979’daki çeviriden
farklı olarak 1994’te bu sonenin biçim ve uyağını da gözeterek çeviri yap-
tıkları görülür. Örneğin, 1979 ve 1994’teki iki çeviri arasında matriks açı-
sından bile bir farklılık olduğu görülür. Bir başka deyişle, Yücel ve Hal-
man’la aynı uyağı kullandıkları görülür. Ne var ki, bu çevirinin de “şiir-
sellikten” çok yabancı yazındaki biçim konusunda betiksel bilgi verme
amacı taşıdığı, bundan böyle işlevsel olarak yine “belgesel çeviri” olarak
kabul edilebileceği söylenebilir.
Bezdim hepsinden, ölüm gelse de huzur getirse
Hangisini saysam; haklının hakkı hiç verilmez
Allı pullu giysi düşer, beş para etmez serseriye
167
En güvendiğin adam seni aldatmaktan çekinmez
Ona buna hayasızca yaldızlı pare dağıtılır,
Tertemiz genç kıza düşüncesizce damga vurulur,
Sarsak yönetimlerce becerikli insanlar engellenir,
Kusursuz adını haketmişe haksızca leke sürülür.
Kültürle bilimin dili bağlanır yetkili kişilerce
Bilgiç geçinen şarlatanlar yönetir bilgili adamı,
İyilik kıskıvrak kul köle edilir kötülüğe,
Doğru sözlü kişinin aptala çıkartılır adı.
Bezdim işte bunlardan ve hiç durmam bana kalsa;
Ölmek, sevdiğimi bir başına bırakıp gitmek olmasa
Saadet-Bülent Bozkurt (1994)
Bu değerlendirmede sırasıyla çevirmen, çevirmen kimliği çeviri kay-
nak, çeviri yılı, baskı sayısı, ölçü, uyak, kayma sayısı, matriks, çeviri türü,
işlevi şeklinde parametreler ölçüt alınmıştır. Son olarak, yukarıda söyle-
nenlerle ilgili bilgi şu tabloda toplu olarak gözler önüne serilebilir:
168
Tablo yatay
Do'stlaringiz bilan baham: |