Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları Öğr. Gör. Ali YAYLA
Sayfa 143 / 174
tışmalara ve siyasî spekülâsyona vakfetmiş bir köy eliti oldular.
Öte yandan Mezunların nerede ise hayatları boyunca köy öğretme-
ni kalmaya mecbur olmaları kendilerinde gadre uğradıkları ve hor
görüldükleri duygusunu yarattı, bu da şehirle köy arasındaki fark-
lar daha da derinleştirdi. Her şeye rağmen şunu söyleyebiliriz ki,
Türkiye’deki en orijinal eğitim projesi Köy Enstitüleridir. Tarlada ve
sınıfta, fedakârlık ruhu içinde pratik eğitim gören Enstitü mezun-
ları, köylerdeki cehalet, yoksuluk, taassub ve köhne
geleneklere
karşı yeni rejimin açtığı savaşta kendilerini bu rejimin sancak taşı-
yıcıları ve temsilcileri sayıyorlardı. Birçok kız Enstitü mezunu gön-
derildikleri köyün öğretmeni, ebesi ve sağlık memuru olmuş, za-
man içinde köy hayatının vazgeçilemeyen bir parçası haline gelmiş-
lerdir.
Köy Enstitüleri’nin ifade etmeye çalıştığımız bu özellikleri, özü ba-
kımından, demokratik gelişmelerden ve komünizmin yarattığı kor-
kudan faydalanarak hâkimiyetlerini yeniden kurmak yolunda olan
muhafazakârların dinî, mistik, zihniyetiyle çelişiyordu. Cumhuriyet
idaresinin henüz devrimci bir karaktere sahip olduğu dönemlerde,
“şarklı” diye isimlendirilen bu zihniyete Atatürkçüler devamlı ola-
rak hücum etmişlerdi. Fakat iktisadî gücün, siyasî iktidarın ele ge-
çirilmesi bakımından gitgide önemli bir rol oynaması, bazı orta sı-
nıf çevrelerine siyasî bir kuvvet sağlamış, bu kuvveti ellerine geçi-
renler toplumun ilerici niteliğini kendi zihniyetlerine uygun olarak,
muhafazakâr-dinî bir tutum lehine değiştirmek fırsatını ele geçir-
meye başlamışlardı.
Köy Enstitülerinin öğrencilerine kazandırdığı akılcı
ve analitik tu-
tumun köylüleri de etkileyerek onları sosyalist görüşlere doğru gö-
türeceğinden korkuluyordu. Köylerin kötü sosyal ve ekonomik du-
rumları karşısında, bu görüşlerin de sınıf mücadelesi doğuracağın-
dan korkuluyordu. Böylece, “sol”culuğun yarattığı
korku istismar
edilerek, Enstitülerde bir ara görülmüş bazı komünizm olayları da
bahane edilerek Enstitülerin başlıca ilerici özelliklerine saldırılma-
ğa başlandı.
Nitekim Hasanoğlan ve Hamidiye Köy Enstitüleri’nde cereyan eden
iki komünizm propagandası olayını esas tutarak Enstitülerin ders
programının ehliyetli öğretmen yetiştirmeğe elverişli olmamanın
yanında tehlikeli ideolojilere yer verdiği ileri sürüldü. Bu şikâyetler
sonucunda Enstitülerde karma eğitim kaldırılarak kız öğrenciler iki
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları Öğr. Gör. Ali YAYLA
Sayfa 144 / 174
ayrı Enstitüde toplandı. Tarlada ve sınıfta görülen pratik derslerin
sayısı da azaltılarak bunların yerine nazarî “kültür” dersleri kondu.
Böylece derslerin ağırlık merkezi “yapmak” ilkesinden, “öğrenmek”
ilkesine daha net söylemek gerekirse bugünün “ezberci eğitimi”ne
kaydırılmış oluyordu. Bütün bu değişiklikler Köy Enstitüleri’nin
ilerici ve dinamik hüviyetlerini kaybetmeleri ile sonuçlandı. De-
mokrat Parti iktidarının 27 Ocak 1954’te çıkardığı 6234 sayılı ka-
nunla Köy Enstitüleri, Köy öğretmen Okulları adı altında
mevcut
öğretmen okulları ile birleştirildi.
Gerek Halk Evleri’ne gerekse Köy Enstitüleri’ne yapılan saldırıların
en ilgi çekici tarafı, ithamların bu müesseselerin
kurucusu olan
Halk Partisi saflarından yükselmiş olmasıdır. Zamanında devrimci-
lere yardım etmiş veya devrimcilerin tarafını tutmağı daha kârlı
bulmuş olanlar, yeni siyasî duruma intibak edebilmek için, devrim
kurumlarına saldırmakta ve onları yıkmakta tereddüt etme-
mişlerdir. Birbirine düşman iki partiye mensupmuş gibi bir Halk
Do'stlaringiz bilan baham: