Düşmenlerin boyun eydi sertliyine,
Néçeleri ortag oldu merdliyine.
Élsizleri élli étdin, élin yox mu?
Dilsizleri dilli étdin, dilin yox mu?
|
Düşmanların boyun eğdi sertliğine,
Niceleri ortak oldu mertliğine.
İlsizleri illi ettin, ilin (devletin) yok mu?
Dilsizleri dilli ettin, dilin yok mu?
|
Başlıgıg yüküntürmiş, tizligig sökürmiş: Başlılara baş eğdirmiş, dizlilere diz çöktürmüşler (KT-D3).
İlligig ilsiretdimiz, kaganlıgıg kagansıratdımız, tizligig sökürtümiz, başlıgıg yüküntürtümiz: Devletliyi devletsiz bıraktık, kağanlı (halkları) kağansız bıraktık, dizlilere diz çöktürdük, başlılara baş eğdirdik. (KT-D19)
Yazıtlar, geçmişte ve kendi dönemlerinde yaşananlardan ders çıkarmak suretiyle tehlikelere karşı halkı uyaran, akraba boyları bir arada tutmaya çalışan, devletin içeriye ve dışarıya karşı güçlü olmasını amaçlayan kağanların halklarına seslenişlerinin en güzel örnekleridir. Yazıtların bu özelliğini söz konusu şiirde de görmek mümkündür. Şair, geçmişte Deşt-i Kıpçak’ta tarihe damgasına vuran, salnameleri dolduran, düşmana korku salan büyük bir milletin olduğunu, ancak günümüzde bu coğrafyada artık başkalarının gezdiğini ve bu durumun kendisini üzdüğünü belirtir.
Valeh Hacılar, engin Deşt-i Kıpçak topraklarını, bu coğrafyada yaşanan zengin tarihi ve kültürü ilmek ilmek işlemiş, her bir dizesiyle hissettirmekten öte yaşatmıştır. Ancak şairi heyecanlandıran, onurlandıran ve konuyu büyük bir sevgiyle, coşkuyla anlatmasını sağlayan şanlı bir tarihe ve kültürel zenginliğe sahip olmak kadar üzen bir nokta da vardır. O da bir zamanlar Deşt-i Kıpçak adıyla anılan bölgedeki Kıpçak hâkimiyetinin son bulması ve Kıpçak boylarının dağılarak adlarının sanlarının unutulmaya yüz tutmasıdır. Şair,
Tarixleri dillendiren kiriyer mi?
Düşmen bağrı eridenler eriyer mi?”
Her bir damlan hara düşdü ümman oldu,
Qıpçaq soylu törelerle dünya doldu;
|
Tarihleri dillendiren susar mı?
Düşman bağrı eritenler eriyor mu?
Her bir damlan nereye düştü, umman oldu,
Kıpçak soylu törelerle dünya doldu;
|
dizeleriyle tarihi bir kez daha hatırlatmaktadır. Şair bu dizelerle XIII. yy’daki Moğol istilası sebebiyle uçsuz bucaksız bir coğrafyaya sahip olan, asırlarca uğruna kan akıtılan engin Deşt-i Kıpçak’taki boyların zamanla dağılmasına (Adji, 1999, 291) bir kısmının farklı kültürler içinde yok olmasına gönderme yapar. Şair, artık Deşt-i Kıpçak topraklarının günümüzdeki durumundan, her bir damlası bir başka tarafa düşen ve adı tarihin derinliklerinde kalan bir halktan bahsederken derin bir hüzün içindedir. Nitekim dağılan Deşt-i Kıpçaklar özellikle Macaristan, Bulgaristan, Rusya, Gürcistan, Suriye ve Mısır coğrafyasına göç ederek zamanla yerli halk arasında erimişlerdir. Bugün artık Deşt-i Kıpçak topraklarında yad eller dolaşmaktadır.
Bilge Kağan kendisinden önceki tarihi dönemden bahsederken Türk halkının içinde bulunduğu durumu, Çin kağanına hizmet etmek zorunda kalmalarını ve kendilerini sorgulamalarını şu sözlerle aktarır:
“İllig bodun ertim ilim amtı kanı? Kimke ilig kazganur men? tir ermiş. Kaganlıg bodun ertim kaganım kanı? Ne kaganka işig küçüg birür men? tir ermiş.” (KT-D10)
(Devlet sahibi (bir) halk idim, devletim şimdi nerede? Kim için ülkeler fethediyorum? der imiş. Kağan sahibi (bir) halk idim, kağanım nerede? Hangi kağana hizmet ediyorum? der imiş.)
Valeh Hacılar da dizelerine son verirken söz konusu coğrafyanın durumundan ve eşsiz bir tarihin unutulmaya yüz tutmasından duyduğu üzüntüyü Bilge Kağan’ın kendisinden önceki durumu tasvir eden cümlelerine benzer ifadelerle şöyle dile getirir:
Bir çölüm var – gucağında yadlar gezir,
Bir çölüm var – hesret onu yaman üzür,
Bir çölüm var – kişnertiler gulağında,
Bir çölüm var Qıpçaqların sorağında.
|
Bir çölüm var – kucağında yabancılar gezer,
Bir çölüm var – hasret onu yaman üzer,
Bir çölüm var – kişnemeler kulağında,
Bir çölüm var Kıpçakların (tarihî) bilgisinde
|
Sonuç
Eserlerinde genel olarak insanı, sanatı, sanatçıyı, sevgiyi, ölümü, tabiat ve tabiat olayları ile mistik konuları ele alan, dili tüm imkânlarıyla kullanan ve etkileyici bir üsluba sahip olan Valeh Hacılar, şiirlerinde sık sık tarihi olaylara ve şahsiyetlere de yer vermiştir. Dil, edebiyat, eğitim, halk bilimi … gibi pek çok alana duyduğu ilgiyi, tarihe de duyan Valeh Hacılar, bu konulara dair bilgisini, sevgisini yalnızca bilimsel çalışmalarında ortaya koymakla kalmamış, bunu şiirlerine de aktarmıştır.
Valeh Hacılar’ın tarihî konuları işlediği manzum eserlerinden biri de “Kıpçak Çölü” adlı şiiridir. Seçtiği kelimelerle ve kendine has üslubuyla tarihi yeniden yaşatan, Kıpçak Çölü’nü ve orada yaşananları âdeta resmeder gibi gözler önüne seren Valeh Hacılar, söz konusu şiirinde pek çok kültürel ögeye de yer vermiştir.
Şiirlerinde mesajı ön planda tutan Valeh Hacılar, Qıpçaq Çölü gibi tarihî konuları ele alan eserleriyle hem kültürün tekrar edilmesini sağlamış hem de kültürel kimliğin korunmasına ciddi düzeyde katkı sağlamıştır.
Do'stlaringiz bilan baham: |