(Emîr Timur, Aqsaq Temür, Temurleng, Tamerlan)- vaziyete hâkim
ol d vı.
Temür Beğîn «Temür Beğ», türk-moğol devlet ananelerine ta- Ulkiisii mamiyle sadık kaldı ve bütün ömrünce yalnız
«beğ» yahut «atalık» kalıp ozaman han neslinden olmıyanlar için iddiası kabil olmıyan «hanlık» dâvalarıyla katiyen uğraşmadı ve kendi yanında daima bir «han» bulunurdu. Fakat kendi idaresine tâbi olmıyan hiçbir hanlığı tanımadı. Gerek Yedisu ve Doğu Türkistan («Çite» yahut Yedisu mânasıyla «Moğolistan») ve gerek Coçı Ulusu (Deşt-i Qıpçaq=zzToğmaq) hanlarına karşı ölüm savaşı açtı; onların dayanabileceği şehirleri yıktı, urukları kırdı. Türklerin ancak kendi ananelerini İslâm ananelerine uydurabildikleri, göçebe hayatı bırakarak medenî ve mahsuldar ülkelerde yerleştikleri ve tacik-islâm medeniyetiyle türk ananelerini türklük ve moğolluğu esas tutmak üzere cemede- bildikleri zaman, Türkistanda sağlam bir hükümet kurabileceğini gayet açık bir surette anlıyan ve onu esas düstur edinen «Temür Beğ», hakikî bir türk millî siyaseti güttü. Mâverâünnehirde, müteaddit yerlerde kanallar kazdırdı. Oralara belki yüz binlerce Türkü her taraftan (hattâ Deşt-i Qıpçaqtan ve Anadoludan) zorla getirerek yerleştirdi. Mâverâünnehirde Calayır, Khorezmde Kongrat, Çite’de Doğlat gibi büyük kabileleri dağıttı, onların birini diğeriyle karıştırdı. Birçok kabileleri ekinciliğe alışmağa icbar etti. Bu zatın, Semerkândm cenup ve şimalînde «Khayrâbâd» adıyla vücuda getirdiği büyük ark sistemlerinde (bugün «Tüye Tartar») müteaddit köy ve kasabalar vücuda getirilmiş3-), İslâm âleminin büyük şehirlerinin (Bağdad, Mısır, Şiraz, Sultaniye gibi) adlarını taşıyan bu kasabalara Türk unsuru yerleştirilmişti. Temür, türk hars ve sanatını himaye etti. Kendisi arapça bilmezdi. Bu yüzden arap müellifi İbn Arabşah kendisini «ümmî» yani okuryazarsız adam diye adlandırmıştır. Onun devrinde türkçe, uygur harfleriyle yazılmıştır. Batı ülkelerinin coğrafyasına ait Dimişk'ta kendi isteğiyle yazılan bir mâru- zayı, kendisi bizzat istifade etmek için, derhal «moğolca» (yani uygur harfleriyle türkçe) ya çevrilmişti91 92). Türklere ve ordusuna olan bütün buyrukları uygur harfleriyle türkçe yazılırdı. Vekayii, seferleri uygur
bakhşıları tarafından tesbit edilir, sonra mollalar tarafından farsçaya nakledilirdi. Temür farsçayı güzel bildiği gibi, farsça şiirleri de yerinde kullanmasını bilmiştir M). Onun en yakın beğleri oğulları ve torunları arasında türkçe ve farsça şiirler yazan edib, şair ve bilginler çok oldu. «Çağatay Edebiyatı» adıyla tanınmış olan edebiyat da umumen Temürün dayandığı türk uruklarının umumî adı olan «Çağatay» a mensuptur. Bugün Türkistandaki türk sanat eserlerinin en muhteşem ve en güzelleri Temür ve Temür Oğullan çağına aittir. Çingiz eski türk devlet ananelerini diriltmişti. Temür, bu devlet ananelerini zamanının asrî İslâm medeniyetiyle aşilıyarak bir türk medeniyeti vücuda getirmeğe çalıştı. Türkleri medenî hayata alıştırdı. Türkistanın zamanımıza kadarki bütün şairleri ancak Temür ve Temürlüler devrinin şairlerini taklit etmişler, Tüıkistanda bugüne kadar yaşıyan en mühim medenî eserler gibi Avrupa kütüphane ve müzelerinin en güzel ve en kıymettar sanat eserleri, minyatürler de Temür ve oğullan zamanına aittir.
Do'stlaringiz bilan baham: |