Bereselenya», Moskova 1927-1928, N. 1^7,
188) Bk: N. B. Arkhipov,, SSSR po rayonam. Sredneaziatskiye Respub- liki, Moskova 1927, s. 79-80.
muğun ancak 3.68.000 tonu Rusyada istihsal edilip, kalanı dışarıdan getirilmektedir. Buna göre pamuk almak için üç yılda Rusyanm dışarıya çıkarmak mecburiyetinde kaldığı paranın tutarı: 1 925yıhnda 1 33.000.000 ruble; 1926 yılında 117.000.000 ruble; 1927 yılında 1 31,000.000 rtıb- le; hepsi 381.000.000 ruble.
Şimdi, bu paranın da Rusyada kalmasını temin etmek istiyorlar. 1909 yılında sulanan 460.000 desatine olduğu halde, bolşevik çağında «Rus Orta Asyası»nda 1925 yılında ancak 1.831 desatineden ibaret bulunmaktadır. Bunu büyütmek için alman hiçbir ciddî tedbirleri yoktur. Böyle olduğu halde bolşevikler, «beş yıllık pilân»ları mucibince Tür- kistanda pamuk sahasını 1930 da 275.000 hektara, 1932 de 330.000 hektara, 1936 da 942.000 hektara çıkarmak istiyorlar. Demek ki 1936 yılına kadar hububat ekimi, sulanan bölgelerin hepsinden çıkarılacaktır. Bunun için Rusya, Türkistana hububatı İç Rusyadan getirecek ve diğer taraftan «baharı» (kuru) ziraatin çoğaltılmasına çalışacaktı. Halbuki Rusya, hiçbir zaman Türkistana gerektiği kadar hububat vermemiştir. 1928 yılında 688.000 ton hububat istenmiş, fakat ancak 550.000 ton verilebilmiştir. Baharı ziraat ise, Türkistanda en tehlikeli bir ziraattır. Ahalinin mukadderatı buna bağlanamaz.
Yukarda söylediğimiz üzere Rusya, şimdi bütün Türkistanda toprağı ve suyu Rusya Devleti idaresine almış bulunuyor.. Bu durumdan faydalanarak ahaliyi iki maksat için sıkıştırıyor: Biri hububat ekimini tamamen kaldırmak, öteki de köylüleri «kolkhoz»laştırmaktır. Bu iki siyasete mukavemet gösterenler «bay» (zengin, burjuva) sayılıp, her türlü işkencelere maruz kalmakta; hapis, sürgün, idam ve yağma edilmektedir. Eski belâların üstüne «toprak ıslahatı» siyasetinden zarar gören köylüler, şimdi pamuk ekmemek ve yahut «kolkhoz»a girmemek bahanesiyle toprağından mahrum ediliyor. Ellerinden çift hayvanları alman köylülere, traktörler gösteriliyor. Umumî vali Zelenski nin bu yıl 293) «Pravda» gazetesinde yazdığına göre, şimdi Cenubî Türkistana 4000 kadar traktör getirilmiştir. Bundan da ancak pamuk ekenler ve «kolkhoz» lara girenler istifade edebiliyorlar. Ziraat için zarurî olan at ve öküz ortadan kaldırılıp işin traktöre kalması, Türkistanm yerli zürramın mukadderatını Moskof malı olan traktör, yine onun tarafından temin edilen benzin, yine Ruslardan olan traktör tamir ustalarına, rus makiniste bağlamak demektir. 1930 yılında 300.000 iğelik kokozlaştırılıp, pamuk mahsulâtının % 30 kadarı bunların mesaisiyle istihsal edilecektir. Bolşevikler bu siyasetlerini tatbik için köylüleri sun’î kandırma ve pro-
vokasyonla birbirine saldırtıyor, yağma ettiriyor ve buna da «sınıf mücâdelesi» adı ve^orlar. Bütün bunlar, sömürge ahalisini tamamen esir edip, hiç kımıldıyamıyacak, ekmek ve suyunu da ancak Moskovanuı müsaadesiyle istihsal edebilecek bir hale koymak demek olduğundan, 7 ürkistanda isyan hârekelterini doğurmak ve büyütmekte âmil olmuştur. Komünist erkânından olup vaktiyle Cenubî Tüıkistanda bolsevik- lerin umumi vâliliği mevkiinde bulunan Corc Safarov, basmacı hareketlerini "doğuran sebepleri şöyle anlatıyor:
«Khokand Muhtariyetini dağıtmak, sınaî ve ticarî hususta en yüksek mevkii işgal eden ve burjuvalaşmış^zenginleşmiş olan Fergane vilâyetinde esersiz geçemedi. 1918 yılının açlığı bu vilâyet ahalisinden %30 unu öldürdü. * Buna rağmen Fergane pamukçuluk hayatında başlıyan buhran, bı? vilâyette ;^ek kalabalık bir işsizler ordusu yarattı. 1918 sayımına göre Fergane Vilâyetinde 400.000 kadar işsiz çârikâr vardı («çârikâr». toprağı olmayıp başkalarına, bilhassa pamukçulara, muayyen bir pay almak şartıyla çalışanlara denilir). Bunlar, 1918den önce hep işle meşguldü. Bundan başka daha bu vilâyette pamuk ekiminin geliştiği sıralarda, pamuk sermayedarları eline geçmiş 300.000 kadar topraksız dihkan - köylü ve 50.000 kadar fabrika işçisi vardı... İşte bu' kadar kalabalık işsizler ordusunu, zenginler ve milliyetçiler, millî muhtariyet şiarını kullanarak, kendi lehlerine âlet edindiler— İşte basmacılık, bir yandan Khokand Muhtariyetinin dağıtılması ve sömürge siyasetinde takip edilen münasebets.zlikler neticesinde alevlenen millî istiklâl mücadelesi sıfatıyla, diğer yandan da Ferganedeki Özbek burjuvasını eski refah ve saadetlerinden, yoksullarla işçileri, merdikâr ve çârikârları gündelik ekmeğinden mahrum eden İktisadî buhranlar esasında büyümüş bir harekettir» M'°). Hakikaten 1913 yılında 2.300.000 sayılan Fergane ahalisi, bolşevik çağında, 1921 yılında 1.500.000 kişiye indi. Bununda 750.000i işsiz ve topraksız amele ve çârikârdı. İktisadî hayat böyle olduktan sonra, bolşevik çağında müslüman Türklerin siyasî ve İçtimaî hayatının nasıl olacağı bundan anlaşılabilir. Bolşeviklerin dinî ve millî sahalardaki görülmemiş kıyıcılıkları da, ateş üzerine yağ dökmek demek oldu.
Do'stlaringiz bilan baham: |