itibaren bir de «Cana Edebiyyat» adlı aylık büyük bir edebî mecmua neşredilmeğe başladı, ki halk edebiyatı, millî tiyatro ve sanat meselelerine tahsis edilmiştir.
Özbekistanda merkezi komünist gazetesi 1925-1928 yılında «İşti rakiyyûn», sonra «Qızıl Bayraq», «Qızıl Türkistan» ve 1924 sonun* clanberi «Qızıl Özbekistan» adıyla çıkıyor (günlüktür, son zamanda muharriri: Kasım). Diğer şehirlerde, «Fergane» (haftada üç, Khokand- da 192 1 denberi), «Azad Bukhara» (haftada üç, Bukharada 1925 ten- ’oeri), «Zerefşan» (haftada üç Semerkand, 1922 denberi çıkıyor), «Yardım» (Khıyvada 1923 tenberi) gazeteleri neşrolunuyor. Mecmualardan 1925 te Taşkentte «Tan» mecmuası neşrolunuyordu. 1923 ten başlıya- rak «İnkılâb» ve sonra «Bilim Ocağı» ve «Maarif ve Oqutğuçı», yine haftalık «Yer Yüzi» ve kadınlara mahsus «Biznin Yol» mecmuaları neşrolunuyor./Aylık «Maarif ve Oqutğuçı», şimdi 35 kitap kadar çıktı. Kazaklardan farklı olarak özbekler mizahı seviyorlar. Mizah mecmualarından Taşkentte «Muştum», Semerkandda «Meşreb» pek makbuldür. v «Muştum»da, Culkunbay gibi muktedir kalemler de yazıyor. Buradaki hicvi şiirler, ekseriya İstanbuldaki «Kalenderdin şiirleri gibi eski divan vezin ve üslûbunda olduğundan, eski edebiyattan haberdar olanlar tarafından alâka ile okunuyor. Hiciv mecmualarındaki resimler de Sovyet şartlarına göre yeknesak mevzuda ise de, güzel ve manidarları da bulunuyor.
Güzel yazılardan Türkistanm mazi ve haline ait romanların yazıldığı! ı işittik, fakat millî ruhta yazıldıklarından, şimdiki sovyet şartları altır da tabolunamıyorlar. Bolşeviklerin biraz müsamahakâr davrandıkları yıllarda tabolunandan biri, muharrir Abdullah Kadirinin üç cüz olaı ık neşrettiği «Otken künler» adlı büyük romanıdır. Münderecesi sad dir: Khokand hanları zamanındaki Taşkent ekâbirinden Yusuf Bekin oğlu Ata Bek, yolsuzluğuna rağmen bir mirzanın (yani kâtibin) kızı clar Kümüş Ayım’Ia, birçok maceralardan sonra, evleniyor. Aynı za- rnaı da ana ve babasının ısrariyle Taşkent beğlerinden Âlim Bansed m kızı Zeyneb’le de evlenmek mecburiyetinde kalıyor. Bu son karısı Kümü.f; Ayımı, doğum esnasında zehirliyor. Ata Bek de Taşkent valisi ta- cik Kanaat Şah ordusunda Ruslara karşı muharebede (12 77 = 1860) şehit lüşüyor. Eserde Taşkendin son tarihi hayatındaki aile faciaları bahis mevzuu olmakla beraber, o zamanki muhtelif Kent Türk ve Özbek zümreleri hayatına ait güzel ve tafsilli tasvirler yardır. Taşkent valileri olan Aziz bek, Nar Mehmed Kuşbegi, Müslürnankul ve Kanaat Şah gibi tarihî şahsiyetler, Şart (Kent Türkü) ve Kıpçak kabile nızaları, umumî ve millî hisle kabile feodalizmi ruhlarının mücadelesi bahis mevzuu edli- mistir. Eserin baş kahramanları umumiyetle vatanperver d iri er. Rus istilâsına karşı koyup ciddî surette dövüşüyorlar. Kabile nizalarında da Yusuf bek ve oğlu Ata bek, vali ve beğler şûrasında umumî millî menfaatleri müdafaa ediyorlarsa da Kohkand hanı Khudayarkhan’m Şart ve Tacik taraftarlığını, Özbek ve Kıpçak aleyhtarlığım iltizam etmesiyle mesele karışıyor. Ata Bek ve Kümüş Ayımın zamanının edebî mahfillerinde de mevkileri vardır. Meclislerde Çağatay edebiyatı ve Fuzulî’yi okuyorlar. Mektupları çok edebîdir. Ata Bek aynı zamanda musikişinas ve askerdir. O, Akmescidin müdafaasında bulunuyor.
Bu zikrettiklerimizle beraber Kazak ve Özbeklerde İktisadî ve İçtimaî ilimler ile hukuka ve teknik ilimlere ait neşriyat da vardır. Hukukî eserler tabiî ancak Sovyet sistemi esasmdadır. O cümleden özbekçede Berezin in «Ceza Hukuku», Vişnekov’un «Mülkî Hukuk», • Eckstein’in «Mahkeme müstantikleri ve milis için rehber», Dilvi’nin «Cinaî işlemi sorağ toğrusida beyanatları», Vizga'nın «Cinaî mahkemelerde iş yür- güzüş revişleri»^ gibi eserleri neşrolunmuştur. Fırka ve amele esnaf cemiyetleri hayatına, kooperatif meselelerine dair Kazak ile Özbek ve az nisbette Türkmen şivelerinde şimdi epeyce eserler vardır.
Türkmenlerde, dediğimiz gibi, kendilerine ayrı edebiyat vücuda getirmek teşebbüsü ilkin yoktu; Kazan, Taşkent ve Baku matbuatı okunuyordu. Bolşevikler burada «müstakil Türkmen edebiyatı » vücuda getirmek teşebbüsünde bulunuyorlar. 1925 te Aşkabâdda Emir Hacmin ismi yukarıda geçen oğlu Kakacan’m idaresi altında «Türkmenistanv, gazetesinin neşrine başlanmıştı. Dili, azerbaycan ile Özbek türkçesi arasında idi. Sonra idaresini komünistlere verip, dilini «halis türkmence»ye çevvrdiler. Bu gazete, bir de köylülere mahsus «Daykhan» (yani «di- hqan» — köylü) gazetesi, «Toqmaq» namında mizah mecmuası Aşkabâdda, «Ceyhun akhbârı» gazetesi (1923 ten başlıyarak) Kerki’de. neşrolunmaktadır. Üstelik mektep kitapları, komünist siyasî neşriyatı da vardır. Türkmenlerde muharrir "tfe edibler bulunmadığından ve bu dilde edebiyat vücuda getirerek diğer Türklerden ayrı terbiye vermekte rus hükümetince zarurî görüldüğünden,, yakınlarda bizzat Moskö.vanm te- şebbüsiyle rq,s muharrirlerinin bilhassa Maksim Gorkinin eserlerini türk- menceye terceme ederek bir «terceme edebiyatı» vücuda getirilmekte olduğunu yazıyorlar 202a). Burada, İlmî sahada Türkiyede tahsil gören ve yukarıda (s 464) ismi geçen Kulıtıuhammedov çalışmaktadır. Bunun «Nevaı» ve «Makhtum quli»ye^ ait bazı eserleri neşredilmiş olup, Köroğlu destanının neşriyle de meşgul olduğunu işittik. 331
Kırgız ve Karakalpak lehçesinde de edebiyat vücuda getirilmektedir. 1924te başlayıp Tortkül şehrinde «Erkin Qaraqalpaq» gazetesi nşrolunmaktadır. O yılda muharriri Başkurtlardan Ağaydaroğlu Talha idi. Dili, Özbekçe ile kazakça arasında mutavassıt bir lehçedir.
Türkistanda, türkçe edebiyatla beraber, bir de. farsî-tacik edebiyatı yeniden hayat kesbetmektedir. Türklüğe karşı-taciklik'siyasetinin takviye edilmesi ve Tacikistamn ayrı bir idareye tâbi kılmmasiyle beraber, tacı*.. edebiyatını genişletmek işine de başlanmıştır. Hürriyetten evvel Bukha- rada farsça «Buklıarâ» ve «Turan» gazeteleriyle Semerkandda münteşir «Âyine» mecmuasında farsça makaleler bulunmuyordu. Hürriyetten sonra millî İran ruhunun mümessili olarak Semerkandda litograf usu- liyle «Meş ala-i İnkilâb» mecmuası neşredildi, ( 191 7, muharriri: Sey- yıd Rıza Alizade). Fakat bu mecmua o zaman, daha ziyade Türkistan- daki şiî hanlılara ait gibi idi. Şimdi Tacikistamn teşkilinden sonra Se* merkandda «Âvâz-i Tâcikhây-j kembağal»,. Düşembede «Bîdâri-i Tacik» gazeteleri, yine Düşembede «Dâniş u.âmuzgâr» mecmuası neşrolunmaktadır. Âvâz-i Tâcik gazetesinde, Türklere karşı Tacik millî hislerini kabartacak makaleler yazılıyor. Semerkand münevverlerinden Şadreddin Aynî «Tacik edebiyatı tarihî» namiyle mühim bir eser neşretti. Türkistan Taciklerinde millî İran hissinin inkişafı dolayısiyle Tahranda çıkan yarı resmî «İran» gazetesi de, Şadreddin Aynînin bu eserinden sitayişle bahsetti. Taşkentte rus müsteşrikleri ve siyasîleri tarafından «Tacikistan ve ona mücavir İran kavimlerini öğrenme cemiyeti» adiyle bir cemiyet tesis edilerek, akademik V.-Barthold, profesör A. A. Sir nov, Andreyev, Pankov ve diğerleri bu cemiyetin âzalarıdır. Şimdiye kadar bu cemiyet «Tacikistan», «Badakhşan ve Qatağan», «İran» ad’yle mühim eserler neşretmiştir.
Do'stlaringiz bilan baham: |