A zeki veliDÎ togan bugünkü TÜRKİLİ (TÜRKİstan) ve yakın


şimalinde Sibirya kavimleri («İstek»)lerle komşu olarak oturan ve si­yasî hayattan uzak yaşıyan bazı urukları



Download 2,51 Mb.
bet24/447
Sana27.12.2022
Hajmi2,51 Mb.
#896392
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   447
Bog'liq
2020-Bugunku Turkeli (Turkustan) Ve Yakin Tarixi-1-Bati Ve Quzey Turkustan-Zeki Velidi Doghan-1981-926s

şimalinde Sibirya kavimleri («İstek»)lerle komşu olarak oturan ve si­yasî hayattan uzak yaşıyan bazı urukları.
Coçı Ulusu Türklerinin içinde hâkim ve tabi olan urukları bugün bile ayırt etmek kabildir: Hâkim uruklar, tarihî kahramanlara ait des­tanları ve bozkır aristokrasisi ananelerini hatırlarlar. Onlara tabi olarak yaşıyan uruklar ise, yalpız şamanî mitolojisine ait destanları ve «çar- va» ! ) ananelerini bilip siyasî ve tarihî destanları pek bilmezler. İlerde doğu Türklerinin asrı millî teşekkülleri hakkında söz söylerken, Caçı Ulusundaki etnoğrafî, İktisadî ve İçtimaî tabakalar meselesine bir daha temas edeceğiz.
îS) «Yataq» yahut «cataq» oturan, meskûn yahut yarı meskûn, hareket ka­biliyeti olmıyan, barışsever insanlar anlamında kullanılmıştır.
!>) «Çarva» farsça «çaharpa» dan alınmış ve dört ayaklı hayvan beslemek demektir.

On dört ve on beşinci asır arap muharrirleri (İbn Battûta, İbn FadI aîîah al-*Umarî ve İbn ‘Arab- şah) Kıpçak Bozkırındaki Özbek ve Kıpçakların
h
Eski Kıpçak-Özbek-
lerin Ahlâkları,
Âdetleri ve Dilleri

ayat, ahlâk ve seciyelerini güzel tarif etmişler­dir. İbn ‘Arabşâha göre, bu Özbek (Dest) Türkleri bütün Türkler ara­sında dilleri en fasih, zeki, erkek ve kadınları çok güzel, umumiyetle aristokrat olup yalana, dolana tenezzül etmiyen centilmenler sayılmış­lardır 18 19). Yedisüdan Kırıma kadar uzanan bozkırlarda yaşıyan bu öz- beklerin dili, ozamandan kalan halk şiir parçalarında ve diğer âbide­lerde görüldüğü gibi, hemen hemen bir olmuş; bugün yine Özbek, Ka­zak ve Mangıt-Nogaylarm dillerinde o müşterek Kıpçak hususiyetleri kısmen muhafaza olunmuştur n). Hayat tarzları ve âdetleri de «Türk- Çigil» ve «Türkmen-Oğuz» guruplarına mukabil olarak birdir. Yazma tarihleri 20), halk edebiyatı, bilhassa Kıpçak Bozkırı kahraman destan­ları, Çingiz, Coçı ve oğulları, Ediğe, Toktamış, Nureddin, Cura Batır, Koblandı, manzum halk hikemiyatı, Cirençe Çeçen hengâmeleri ve baş­kaları her yerde birdir. Başkurt ve göçebe özbeklerin havaları, bugün Kırım ve Köstence Nogaylarmda taganni edilir. Nögay destanları Kho- rezm Karakalpak ve Kazaklarında bazan harfbeharf söylenir. 1920 sonbaharında, Aral Gölü cenubunda vaki «Çımbay» kasabasında eski Edüge Toktamış destanlarını mükemmel bilen Karakalpak halk sairi Nureddin’i bulmuştuk; 1925 senesi yazında Rumanyada Köstenceden geçtiğimizde aynı Edüge-Toktamış destanlarını çok güzel bilen belki de son nogay halk şairi diye tanınan bir zatın, yine tesadüf eseri* ola­rak, Nureddin adında bulunduğunu öğrendik. Eski ve yeni Kıpçak Türkleri son derecede bir zaruret olmadıkça ekinciliğe geçmemiş, ekin­cilik hayatını kendi bozkır aristokratlık Tuhuna aykırı saymış, iktisadı büyük buhranlar geçirdiği zamanlarda bile medenî kavimlere kız ver-

memiş, onlara kara hizmet 13) etmemiş, kendisini asker ve efendi bil­miştir. Bu hususta Nogaylar pek fazla mübalâğa göstermişler ve o yüz­den bilhassa Kalmuk ve Rus istilâları çağında on binlerce ve yüz bin­lerle kırılmışlardır. Bunların nazarında Çingiz, Toktamış, Edüge, Er Targın, Urak Mamay, Adil Sultan gibi tarihî ve destanı kahramanlar bozkır aristokrasisi ruhunun idealleridir. Bugünkü Özbek, Kazak, Man- gıt-Nogay ve Başkurt halk edebiyatındaki müşterek destanlarda görü­len eski Coçı Ulusu Ozbeğinin ahlâk ve seciyeleri karakterindeki şu nok­talar göze çarpar: Himmet yüceliği, namus ve ırz için ölmek, ideal ha­yatın ancak cemiyet ve devlet hayatı olduğunu düşünmek, güçlüklere kolaylıkla katlanmak, hayatın güçlüklerine insana tekâmül yollarını açan dakikalar nazarıyla bakmak, uzak ve güç seferlere istek ve kıvanç­la katlanmak, kadınların da ancak bu gibi erkekleri sevmeleri, asil ka­dınların, anaların el içindeki, yüksek mevkii... İşte bunlar hep eski Ta-, tar ve Kıpçak aristokrat zümresinin yani Özbeğin halk edebiyatında söylenen, şeylerdir. Umumiyetle eski Türklerin iyi ve kötü âdet ve huy­ları eski Özbek-Kıpçaklarda daha açık olarak görülmüştür. Soğukkan­lılık, telâşı ve şaşkınlığı sevmemek, itidal, cesaret, âmirliği sevmek^ arap şiirlerinde anlatıldığı gibi savaşta fazla merhametsizlik, barış za­manlarında ziyadesiyle sakin olmak, esirleri öldürmemek fakat satmak, saflık ve doğruluk, düşmanların istifade edeceği derecede fazla sami­miyet, şahıslar ve uruklar arasındaki ufak dâvaları büyütmek ve bunu yıllar, hattâ nesiller boyu uzatmak, İktisadî müşkülât görüldüğünde ço­luk çocuğunu satmak yahut başkalarının çocuğunu çalarak satmak de­recesine varan fazla maddîlik... İşte bunlar, Özbek ve Kıpçaklarin daha 14 üncü asırda Özbek Han zamanında Altın Ordaya gelen arap seyyahı İbn Battûtadan başlıyarak, bütün seyyahların kaydettikleri hu­susiyetlerdir21').

Özbeklerin «Özbek», «Kazak» ve «Mangıt-No- gay» guruplarına ayrılması artık Edil havzasında değil, Sır Derya havzasında yaşadıkları zaman vaki olmuştur. Coçı oğulları «Batu» ve «Berke» Hanlar zamanında Çağatay Ulusu *na da nüfuzları
«Özbek» Cemiyeti­nin Özbek, Kazak ve Mangit-Nogay- lara Bölünmesi
olup Mâverâünnehir ekseriya bilfiil Altın Ordaya tâbi olmuştu. Kho- rezm ülkesi Sır Deryanın Ötrar’dan başlayıp aşağı kısmı, Moğol mem­leketinin taksimatına göre Coçı Ulusu’na ait oldu. Burası Coçı Ulusu
E-.skerî teşkilâtında «Sol Kol» kabilelerini, İdarî taksimatta ise «Gök Orda» yı teşkil ediyordu. 1^358-1361 yıllarında merkezî Altın Orda (diğer tâbirle Ak Orda) işleri karışınca, o zam an bu ordanın bütün as­kerlerine kumanda eden «Kıyat» beğleri «Sağ Kol» kabilelerini Kırı­ma, «Sol Kol» kabilelerini ise Sır Deryaya getirdiler. Ozaman Batu Teslî münkariz olduğundan, yasaya, veraset kanununa göre, yüksek hâ­kimiyet Coçı’nın beşinci oğlu olan Şıban 1->) Hanın oğullarına geçiyor­du. Birçok Özbek urukları şimdiki Turgay vilâyetinde, «Ak Göl» civa­rında Şıban şehzadelerinden Hızır Hanı banlandılar. Nayman, Karlık, Uygur, Koıirat, Böyrek gibi uruklar buna taraftardı. Fakat bu Şıban şehzadesinin hâkimiyeti «Sol Kol» boylarının bir takımına ve Batı Sı- biryada Tobul havzasında bulunan «Tura» kalelerine münhasır kaldı. Sol Kolun Sır Derya havzasında bulunan urukları ise Coçı Hanın o gü­ne kadar hükümet işlerine pek karışmıyan «Tokay Temür» adlı oğlu neslinden Sü Baş oğlu «Kara Nogay Khan» ı harılandılar. Buradaki «Sol» urukları, «Yedi San» denilen Şirin, Barın Kıpçak, Argun, Alçın, Katay, Mafigıt, Kürlevüt’lerden ibaret olduğu anlaşılıyor. Bu Sol han­larının dayandıkları şehirler Yenikent, Cend, Barçmlığ Kent, Sabran, Otrar ve merkez olarak da Sığınak idi. Bu uruklardan bazıları galiba ozaman bile Mâverâünnehir işlerine karışmağa başlamıştı. Femürün askeri içinde Kıpçak ve Naymanlar mühim rol oynamışlardır. Temürün oğulları zamanında (142 7) Özbekler Tokay Temür neslinden «Barak Khan» in' idaresinde Sır Deryada pek kuvvetlendiler. 1429 da Barak öldürülünce Sır Derya havzasını da Şıban Oğulları işgal ettiler. Bunun­la Coçı Ulusunun asıl merkezî ordası (Ak Orda) Mâverâünnehrin ya- nıbasma gelmiş oldu. O sıralarda Tokay Temür oğullarına taraftarlık eden boylardan Mangıtlar, «Altın Ordanın Temür Beği» demek olan reisleri «Ediğe Beğ» in idaresinde büyük nüfuz sahibi oldular. Bunlara diğer uruklar da iltihak etti; ve hepsi birden hâkim uruğa nisbetle bir taraftan «Mangıt» adıyla ve diğer taraftan da (galiba vaktiyle Kara Nogay Hanı hanlanmaları itibarıyla)1,;) «Nogay» adıyla mâruf oldu-
r"" İ
3r>) Bu kelimeyi arap kabilesi ismi olan «şe3rban» şeklinde okumak yan­lıştır; «şıban» kıraeti bu hanların uygur harfleriyle yazılan şecerelerinden ve bazı yazmalarda bu ismin şeklinde, yazılmış olmasından anlaşılmaktadır.
K;) «Nogay» adı, ihtimal bu kabileleri idare eden «Mangıt» aşireti emir­lerinin, Edüge Beğ’in ecdadı vaktiyle On Kol uruklarını idare etmiş ve Bizans sınırlarında yaşamış olan şehzade «Nogay» (yahut «Nokay», öl. 1299) a tabi olmuş olduklarından neşet etmiş, olabilir; fakat buna dair bir kayda tesadüf olunamadı. Behemehal «Nogay» adı. hu isrni taşıyan kabilelerin batı ve şimalinde yaşıyan
lar. Biz de bu eserimizde bunların her iki adını birleştirerek «Mangıt- Nogay» diye adlandırdık. 16 ncı asrın başında «Şıban-Özbek» Kanları ve onlara tâbi uruklar Mâverâünnehir ve KKorezme gidip yerleşiyor­lar. Ozaman şimdiki Kazakistanın batı bölümleri, keza Başkurt ve Tura ülkeleri tamamiyle Mangıt-Nogaylara tâbi oluyor..İşte böylelikle Özbek camiasına karşı kuvvetli bir Mangıt-Nogay câmiası husule geliyor.
Yukarıda zikri geçen Barak Hanın oğulları Kirey ve Canibek sul­tanlar, başlangıçta Şıban Oğullarının meşhur hanı Ebulkhayır Hana tâbi idiler;* M66 yılında onlar bu handan ayrılıp «kazak» oldular ve doğularındaki Çağatay Oğullarına (Kaşgar ve Yedisu taraflarında hü­kümet süren hanlara) sığınıp, onlardan bazı urukları kendilerine tebaa edindiler ve onların yardımıyla ,Şıban Oğulları elinde kalan ve önce kendilerine tâbi bulunan kabileleri geri aldılar. Böylelikle «Şıban Oz- beki» nin yanıbaşmda bir de «Kazak Özbeki» camiası meydana geldi. Özbek topluluğu, on beşinci asrın son yarısında tamamiyle üç kuvvetli grupa bölünmüş bulunuyor. Önceleri Gök Orda hanlarına ve Tokay Temiir Oğullarına ait olan yerler Şıban Oğullarına, Şıban Oğullarının mülkleri de Nogay mirzalarına geçiyor. Kazaklar ise bu ikisinin ve Çağatay hanlarının ortalığında hak dâva ediyorlar. 16 ncı asrın orta­larında «Mangıt-Nogay» emirleri bugünkü Kazakistanın merkezî kısım­larını teşkil eden «Arka» da «Ulu Tav» da iken buradan başlayıp Edi­lin garbine, hattâ Azak kıyılarına kadar uzanan ellerin işlerine karıştı­lar ve yavaş yavaş garbe kaydılar. O güne kadar niza* mevzuu olan aşağı Sır Derya havzası ve Arka tarafları boşaldı. Neticede buraları, o güne kadar Talaş ve Çu taraflarında yaşıyan Kazak hanlarının ida­resine girdi. On yedinci asrın ikinci yarısında «Nogay» ve nihayet on sekizinci asrın ilk yarısında «Kalmuk» işleri karışınca, Kazak hanları Yayık nehrinin şarkındaki bütün bozkırlara mâlik oldular, Nogaylar da Kırım ve Şimalî Kafkasya taraflarına doğru çekildiler.
Kazak Hanları, Şıban Özbeklerinden ayrıldıktan sonra da, kom­şuları Kazakları «Kazak Özbekleri» diye adlandırır oldular. Haydar Mirza Doğlatın tarihinde Kazak Hanları, hep böyle adlandırılmıştır22).
Kazaklar

Download 2,51 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   447




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish