muhafaza- olunuyor. Bu bakımdan Büyüle Sahra^e 'Mısır gibi. Türkistan' da. hafriyat yapıldığı zaman insanlığın enj/eskı • medeniyetine ait . kendi sinesinde sakladığı değerli ve mühim vesikaları ihda ediyor ve bütün medeni insanlığın dikkatini çekiyor. Türkistanın çöllerinde deniz seviyesinden daha, aşağı noktalar vardır. Dağlarında ise yüzlerce kilometre uzunluğunda. 3-4 bin metre yükseklikler devam ediyor ve zır- veler 7000-7 5.00 metreye varıyor.
Türkistanın Dağları
Biz, Do^u Türkistanın en doğusundan başlayıp batıya, sonra batı- cenuba uzanıp giderek Hındıstanın Karakurunı* Dağlarına eklenen bü - tün sıradağların hepsine birden «Tıyanşan-Pamir» ve türkçe olarak «Tenri Dağı» umumî adını veriyoruz; orta bölümüne ise Tiyanşan diyoruz. Bütün uzunluğu 2000 kilometreden çoktur. Bu büyük sıradağlar 94ö,,55/ tul, 43°,,20' arzda «Karlık Dağ» adındaki dağlarla başlıyor. Oradan ta Hindügus Dağına kadar iki bin kilometrelik mesafe tutan dağların sırtı takip edilecek olursa bugün Doğu ve Batı Türkıs- tanda yaşıyarı türklerin yaylaları, uzaktaki göllere karışmak için dağın iki tarafına akıp giden ırmaklar ve üzerlerindeki münbit havzalar, şehirler görünmüş olurdu. Türkistanın büyük ırmakları zirvelerindeki kar ve koltuklarındaki cümudiyelerden fışkırıyor. Irmakların taşmaları da ilkbaharda değil, güneşin sıcaklığı artarak o kar ve cümudiyeleri erit tiği vakit, temmuz ve ağustos aylarında olur.
Türkistanın sonsuz çöllerinin ortasındaki bu, akla şaşkınlık veren yüksekliklerin sırtlarını, sıradağların istikametlerini, ırmakların akışlarını öğrenmek, onlara terettüp eden medeniyeti öğrenmenin esasını teşkil eder. Tenri Dağının sırtı takip edilirken dağların başlangıcı olan «Karlık Dağ» a çıkınca sağ tarafta «Bar Göl», sol tarafta «Kamul» (Khami) şehirleri bulunur. Sonra, sıradağların eski İslâm kaymaklarında «Tafkan» Çinlilerde «Tan-han» -) denilen bölümüne gelinir. Burada dağın şimalinde eski «Beş Balık», şimdiki «Urumçı* vilâyetleri, cenubunda da «Kara Khoca» (Qoçu) ve «Turfan» vilâyetleri bulunur. 3
Sı m 4 ağların eri kolay geçidi olan «Davunçm» ı geçtikten sonra çok. yüksek olan ve ilim ehli tarafından daha tetkik edilmiycn «Boğdu» dağlarına gelinir. Eski gök türklerin, Kau-çang (Turfan)ın şimal-batı- emdaki dağlarda en eski ataları adına kurban keserek her yıl millî bayramlar yaptıkları mukaddes bölgeler a) burada otaa gerektir. Bu dağın 3-4 bin metre yükseklikte olan sırtını takip ederken sağ (şimal) tarafında «Ururnçı» şehri ve türk destan kahramanı «Manas» ın adını taşıyan «Manas» şehri, sol (cenup) tarafında «Bağraş» gölüne ve «Ka- raşehir» e bakan dağlar kalır. Sonra «Manas» şehrine akan «Manas» ırmağının baslarına geldikte yine ilim ve fen tarafından pek tetkik olunmamış ve daha muayyen bir ad da verilmemiş olan pek yüksek zirvelere erişilir. Türkçe umumî adı malûm olmadığı için bunu biz «K,az Dağı» tesmiye ediyoruz. Bu dağın bakir çam ormanlarıyla örtülü olan şimal tarafından Manas ırmağı; batısına, Ghulca tarafına, efsanevî Tuna Alp (Afrâsiyâb) m kızı «Kaz» m adını taşıyan «Kaz» (tarihlerde Qas ve Qaş) ırmağı buna muvazi olarak kalmuk ve kazaklarla meskûn olan «Künes» (Kaşgarlı Mahmudda: «Künget») ırmağı ve cenuptan da
Bağraş gölüne dökülen Yulduz Göl ırmağı akıyor. Bütün bu sayılan ülke! ere, ırmak havzalarına ve «İle» havzasına manzara açan bu muhteşem «Kaz Dağı», «İle» havzasının şimaline ve cenubuna iki kol ayı- rıy or.
Birinci kol «Araşan» 3'ani maden suyu, «Min Maral», Küyük Tav. Talka (Reşîd eddînde «Temür Kahılqa» yani «Demir Kapı») geçitlerinden geçerek yüzlerce kilometre uzunluğunda olan «Cungar A-latav» sıradağlarım teşkil eder, ki bunun «Yaş Kan» ve «Sarı Kan» adiarın- daKİ 3-4 bin metre yüksekliğinde, ebedî karlarla örtülü zirveleri var- d'r. Bu sıradağlar doğudan «Süt Göl» (Sayrnm Nor)e, şimalden «Arghm» ve «Yayman» kazaklarının yaylalarını teşkil eden «Emil» (Kaşgarlı Mahmudda: «Yamar») ırmağı havzasına, batıdan «Ecps»,
«Kapa! >;• şehirlerine ve uzaktaki «Balkaş» gölüne, cenuptan vaktiyle 1 ürkistanm ülke merkezi olan yaylaları ve dünyanın en güzel yerlerinden biri sayılan «ile» havzasına bakar. Eler tarafı bakir çam ormanlarıyla Örtülü ve güzel yaylalarla doludur.
«Kaz Dağı» ndan ayrılan ikinci kol ise aşağı yukarı 400 kilometre kadar batı-cenup istikametinde giderek 3-5 bin metre yüksekliğinde daimî karlarla örtülü şimal ve batı yamaçları tamamen çam ormanlarıyla kaplanmış olan sırtları ile gelerek sıradağların «Khan Tcnri» ye
■) Bk. Jcunıal A^iatinuc, 6. serie, t. III (.1864) p. 333.-
L i İşık olan batıdaki yarısına geliyor. Bunun bölümleri Narat, Terskey, Kiıarlık lav, Eşik Başı, Muz Tağ adlarını taşıyan, kat’iyen geçilmez karlı dağlardan ibarettir. «Kaz Dağ» ile «Khan Tenli» arasında buludan bı; sıradağların bugün umumî adı yoktur. Lâkin bu dağlar daha milâdın biriııçi asrında Çinlilerce «Ak Dağ» mânasında olduğu açıkça :■ oyiıo11:n «Age-tan» adı ile, yunanlılarda «Ektag», manihaî efsanesinde «Aktağ» tesmiye olunmuştur. Bundan dolayı biz de bu sıradağlara «■Ak Dağ» diyoruz. Milâdı altıncı asırda gelen Bizans elçilik heyeti gök ;;rk kağanlarıyla, bu «Ak Dağ» daki karargâhlarında görüşmüşlerde v. Kuça va bakan tarafında, « Temür Beg» in bütün Doğu sürklerini* ioi.ljy vak cihangirlik zafer bayramını serdiklerle yaptığı çok güzel Yuî- duz yaylalar? bu dağın cenup eteklerini teşkil eder. Bugün burada kai- mukîar oturmaktadır.
... . Khan Tenrı. Tıyansan sıradağlarının merkezi ve
«&hatı 1 enrı» ve , ’ . . . f .
^ en yüksek noktasıdır. 1 ürkıstanın her tararına ba
4000 metre yüksekliğindeki bölgede muhteşem «Manas Tav» dağını teşkil eder. Bu dağın şimal taraflarında bu liirk destan kahramanına, nisbet edilen mezar, cenubunda Taşkent. Angeren (eski «Şaş» ve «IIaq») vilâyetleri bulunur. Buradan bu «sıradağlar topluluğu» batı istikametinde «Kara Tav» (tîirk destanlarındaki «qaı*şı yatan Qara Dağ» ve «Qaraçuq Dağ») sıradağlarını teşkil ede-
k
yon
an 7315 metre yüksekliğinde bir dağdır. Orta Tiyan.şamn bütün büyük sıradağları bundan çıkmaktadır. Bu dağm şimal ve cenup inişlerinden, hepsi şimal-doğudan batı-cenuba yönelmiş .sıradağlar olarak «Terskey İle Tav» (rusça «Zaili»J, «Çu-lle», onun cenubunda ve Işık Gölün şimalinde Küngcy-Alatav», «Çu-Talas» *)? bunların ve İşık Gölün cenubunda «Terskey-Alatav» sıradağları birbi- riyle muvazi olarak uzanmaktadır. Bir de «Çu-Talas» ile «Terskey- Alatav» m batı bölümlerini birbirine bağlıyan «Talas-Alatav» sıradağdan vardır. Bunların cenubunda «Çitim Tav», «Narın Tav», «Atbaş Tav» (avap coğrafyacılarında: «At Başı»), «Fargana Tav» (arap coğ- ■ı-afyacdarında: «Cebel ül-Ferghân») sıradağları birbiri arkasından gelerek yine aynı istikametle (yani şimal-doğudan batı-cenuba) uzanıyorlar. Işık Göl, Çu ve Sır-Derya havzaları arasında bulunan ve ebedî karlar la örtülü olan bu sıradağların hepsi «Tokmak» (eski adı scBalasa- v;üp.:>) şehrinden Sır-Derya ırmağı üzerindeki «Khocend» şehrine uzanan ve bizim «Talas-Çatkal» adını verdiğimiz .aykırı dağlarla bağlanımlar ve bağlandıkları noktada
‘ i Çu-Talas sıradağlarına ruslar «Âleksandrovskiy Khribet» diyorlar.
rek uzanır ve 64°,,50' tûl ve 44°„50' arzda Tiyanşan dağlarının en "batı kolunu teşkil ederek biter. Dağın şimal tarafında Talaş havzası, cenup tarafında da münbit Sır-Derya havzası sonsuz çöllerde uzanır. Orta Tiyanşanm bu batı kolları tamamiyle kırğız ve kazak türkîeriyle meskûn iken şimdi bir çok rus göçmeni kendi kasabalarını kurarak yerleşmişlerdir.
Tiyanşanm «Khan Tenri» den çıkan bu batı kolları, dediğimiz gibi, hep karla örtülüdür. Bunlardan «Terskey İle Tav-Çu İle» sıradağları ile «Küngey Alatav-Çu-Talas» sıradağları arasındaki yaylaların doğu yarısı Çarın ve Kigen ırmakları havzalarından ibaret olup, buraları, vaktiyle Türkistan hükümdarlarının yazlık karargâhları idi. Burada bilhassa <(1574 metre yüksekliğinde) «İşık Göl», ve ona dökülen ufak ırmaklar, batı bölümünde ise vaktiyle karahanlıların yazlık karargâhları, bugün kırgızlârm mâruf yaylaları olan «Koçkar» (Kaşgarlı Mahmudda: «Qoçunqarbaşı»), «Susa- mır» (Kaşgarlı Mahmudda: «Sığın Samır») yaylaları bulunur.
Do'stlaringiz bilan baham: |