okutmayı amaçlayan, sistematik belgeleme çalış-
malarına örnek oluşturmakta (Bayraktar, 2014).
İçerik
Çalışma grubunun odağının, ... modern
kimliği çeşitlenen mimari üretimi kapsayacak
şekilde genişlediği görülüyor (Altan ve Omay
Polat, 2018).
Uluslararası modern mimarlık mirası kavramı-
nın içeriği, tarihsel kırılma noktaları üzerinden,
hızlı gelişen bir kabulle tüm bir yüzyıla yayıl-
mıştır. Modern Hareket’in tarihinin özgün
örneklerini değerlendirme kaygısı ile başlayan
süreç, savaş sonrası modernizmini içeren bir
zaman aralığı tanımlamıştır.
Türkiye’de güncel araştırmalarda kronolojik
anlatının eşiği, Türkiye Cumhuriyeti tarihi ile
başlamaktadır.
Cumhuriyet sonrası mimari üslubun kesin bir
tercihle biçimlenmesi, periferide içerik ve biçimin
eşzamanlı dönüşmediği, daha geç tarihli örnek-
lerde de uygulanmıştır. İşlev ve inşa nedenleri ile
modernitenin anlatısıyla örtüşen ancak bir geçiş
dönemi tanımlayan eklektik/tarihselci ürünlerin,
modern mimarlık mirası içeriğine dahil olup
olmayacağı ise Türkiye’ye özgü bir tartışma
konusu olarak süregelmektedir.
Endüstri mirası ise arkeoloji kavramı ile bir-
likte anılarak, üretim işlevini yitirmiş bir mekân-
sal biçimlenmenin yer yer harabe estetiği ile
tanımlanan dönüşümünü yansıtma çabası için-
de, eskilik değerini koruyarak büyümektedir.
Değişime daha az yatkın ve tasarım bütünlüğü
ile tanımlanan yapıların aksine, bu alanlar
eklemlenmeye ve büyümeye uygun alanlardır.
Eskimenin ve yok olan üretimin izleri yapının
tarihselliğini daha iyi okumayı sağlamaktadır.
Endüstri yapıları teknoloji kullanımı ve toplum-
sal hayatı şekillendirmesi açısından modernite
hikâyesinin parçasıdır. Özgün malzeme ve tasa-
rım kararları bağlamında yeniden işlevlendiril-
mesi ve restorasyonu modern mimarlık uygula-
malarındaki yenilik değeri üzerinden kurgula-
nan keskinliği gerektirmemektedir.
İmar hareketlerinin büyük kentlerdeki hızı ve
etkisi, kentin çeperlerini genişletmekle kalmayıp,
kent merkezlerinde gerçekleştirilen dönüşüm ile
çok katmanlılığın izlerini okunmaz hale getir-
mektedir. Modern miras bağlamında bu duru-
mun iki sonucu olduğu gözlemlenmektedir.
İlki, uluslararası alanda korumanın içeriğini
yeniden tanımlayan kent deseni, katmanlaşma ve
kültürel peyzajın izlerinin korunamamasıdır. Bir
diğer sonuç ise yıkım kararlarının yakın tarihli
nitelikli mimarlık ürünlerini de yok etmekte
olduğu gerçeğidir. Bu durumun zamansal karşılı-
ğı 1980’li yılları kapsamaktadır. 80’ler dönemi-
nin ilgi çekiciliği, tasarım üzerinden kurgulanan
bir koruma hikâyesine olanak vermesi olacaktır.
Mimar kimliği ve koruma kararları ile ilişkisinin
ön planda olacağı senaryolar, restorasyon kararla-
rında yeni tartışma alanları açmaktadır ve koru-
ma alanını daha da dinamik kılacaktır. Gerek
yakın tarihli mimarlık ürünlerini koruma, gerek
kentsel peyzaja ait özgün verileri 1980’lere gelin-
diğinde Türkiye’ye özgü bir biçimlenme, imar
hareketleri ve toplumsal tarihin önemli bir bileşe-
ni olan gecekondular, nitelikli bir yaşam alanı da
tanımlamayan ya da mimari değer olarak tanım-
lamanın mümkün olmadığı apartmanlara bırak-
makta. Bugün korumanın içeriğine daha yakın
tarihli göç kavramının somut biçimlenmelerini
nasıl bir yöntemle katabileceğimiz konusu tartış-
ma alanını genişletecektir.
Do'stlaringiz bilan baham: