S h a n t a r a m



Download 7,58 Mb.
Pdf ko'rish
bet49/190
Sana22.07.2022
Hajmi7,58 Mb.
#838043
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   190
Bog'liq
Dağ gölgesi

YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM

ışarıda, avare bir rüzgâr körfezin yoğun sisini dağıtıyor, geniş caddenin 
üzerinde narin bir nem tabakası oluşturuyordu. Muson yağmuru şimdilik 
bulutlarda dinlenmeye çekilmişti. Şehre bir dahaki saldırısının hazırlığını 
yapıyordu.
Avukat Bay Wilson rahat bir tavırla kalçasına kadar gelen duvara yaslan­
mıştı. Üzerinde lacivert takım elbisesi vardı. Beyaz, uzun parmaklarıyla şemsi­
yesinin sapını sıkıca kavramıştı. Diğer elinde bir fötr şapka tutuyordu. Kolalı, 
beyaz gömleğinin önünden sarkan kravata baktım. Bazen ümitsizliğe kapılan 
avukatlar kendilerini kravatlarından asardı. Kendi yağlı ilmeğini boynunda ta­
şımak nasıl bir histi acaba?
Ona yaklaştığımızda şaşırdım. Saçları gerçekten de gümüşi bir beyazdı. 
Hâlbuki daha otuz beşinde var yoktu. İnce yüzündeki tek tük çizgiler daha 
derinleşmemişti bile. Gözlerinin yumuşak mavisi, aklarını da kaplamıştı sanki. 
İçlerinde cesur ya da belki de yalnızca muzip pırıltılar gizliydi. İlk bakışta, on­
dan hoşlanmıştım.
“Bay Wilson,” dedi Naveen. “Bu, Lin. Shantaram da derler.”
Avukat bana bir kartını uzattı.
“Nasılsınız?”
Kartvizite göz attım. Tam adı, E. C. Wilson’di. Ottawa ve New York’ta şu­
beleri olan ortaklı bir hukuk firmasında çalışıyordu.
“Bay Adair beni Bay George Bradley’ye götürebileceğinizi söyledi,” dedi.
“Önce ondan ne istediğinizi söyleyin,” diye yanıt verdim sakin bir sesle.
Divya gülmeye başladı. “İstersen bağırabilirim.”
“Kes sesini,” diye tısladı Naveen.
“Bay Bradley’nin arkadaşı mısınız gerçekten?”
Naveen ona doğru bir adım attı.
“Bize yalancı mı diyorsunuz, Bay Wilson?”


“Evan,” dedi Wilson sakince. “Evan Wilson. Doğruyu söylediğinizden en 
ufak bir şüphem yok. Ama beni anlarsınız umarım. Bay Bradley yle konuşmam 
gereken konu tamamen onunla benim aramda.”
“Bize güvenebilirsiniz,” dedim. “Çünkü eğer ondan ne istediğinize dair bir 
ipucu vermezseniz, korkarım Bay Bradley’yle hiçbir zaman görüşemeyeceksi- 
niz. Akrep George biraz ürkek ve telaşlıdır. Biz onu böyle kabul edip sevdik. 
Yok yere huzursuz olmasını istemeyiz.”
Wilson ruhsuz bir ifadeyle yüzüme baktı. Rüzgâr şiddetlenmişti. Yağmurun 
yaklaştığını hisseden birkaç telaşlı yaya bize bakmadan yanımızdan geçip gitti. 
Müşteri arayan iki taksi peş peşe yavaşladı ve bizden iş çıkmayacağını anlayınca 
yeniden gazladılar. Bunun dışında, sokak ıssızdı.
“Tekrar ediyorum,” dedi Wilson. “Bu özel bir...”
“Yeter be!” diye bağırdı Divya. “Bir temiz dövsenize şunu. Bakın o zaman 
nasıl ötüyor!”
Biz üç erkek şaşkınlıkla ona döndük.
“Ne?” diye çemkirdi Divya. “Amma mıymıntı heriflersiniz! Ay, içime fena­
lıklar geldi.”
“Sizi uyarayım,” dedi Wilson hemen. “Otelin güvenlik görevlilerinden bi­
riyle anlaştım. Şu anda otoparktan bizi izliyor.”
Naveen’le dönüp söylediği yere baktık. Beş metre kadar ileride, siyah takım 
elbiseli bir yarma duruyordu. Adı, Manav’dı.
Bay Evan Wilson buranın yabancısı olduğu için hata yapmıştı. O yıllarda, 
kendinize bir fedai tutmak isterseniz bir profesyonelle anlaşmak zorundaydı- 
nız. Ya bir gangsterle ya da eski bir polisle. Manav gibiler risk almaktan kaçınır­
dı. Düşük maaşla çalışan bu adamların hayatta hiçbir güvencesi yoktu çünkü. 
Yaralanırlarsa sigortaları yoktu. Gidip bir yerde bedavaya tedavi olamazlardı. 
Kimseyi dava edemezlerdi. Ve eğer birini yaralarlarsa kefalederini ödeyemedik­
leri için hapse girerlerdi. Dahası, Manav iri yarı, kaslı bir tipti ve bütün vücut 
geliştirenler gibi spor salonundan uzak kalmaya dayanamazdı. Kırık bir kemik 
bunca emekle geliştirdiği pazularını birkaç ayda pelteye döndürürdü. Ve Manav 
boy aynasına sert bakışlar fırlatamadıktan sonra kendini adamdan bile saymazdı.
“Sorun yok, Manav,” diye seslendim. “Otele dönebilirsin. Sana ihtiyacımız 
olursa çağırırız.”
İri yarı güvenlikçi gözle görülür bir şekilde rahatladı. “Tamam, Linbaba. İyi 
akşamlar, Bay Wilson.”
Güvenlikçi kaslardan kapanmayan kollarını sallayarak otele doğru yürüdü. 
Wilson’a hakkını teslim etmek lazımdı. Güvence olarak tuttuğu adamın arka­


sından bakarken soğukkanlılığını hiç bozmadı. “Bay George Bradley’nin 
özel 
hayatına burnunuzu soktuğunuzun farkındasınızdır umarım?” dedi kibarca.
“Ha şunu hileydin, hödük!” diye yapıştırdı Divya.
“Kapa çeneni,” dedi Naveen. “Hem ne biçim konuşuyorsun sen? Hiç ya­
kışıyor mu?”
“İstediğimi söylerim. Sana ne? Babam mısın, abim misin?”
“Sizi dinliyoruz, Bay Wilson,” dedim.
“Evan. Size tek söyleyebileceğim şu: Bay Bradley’ye miras kaldı. Kendisi 
Ottawa’da bulunan Aeneas Şirketler Grubunun merhum sahibi Bay Josiah 
Bradley’nin yaşayan tek akrabası. Dolayısıyla kendisine kalan parayı alabilmesi 
için önce bazı yasal işlemlerin halledilmesi gerekiyor.”
“Tam olarak ne kadar bir meblağdan söz ediyoruz?” diye sordu Naveen.
“İzin verirseniz, bunu Bay Bradley’ye söylemek istiyorum. O isterse, daha 
sonra size bilgi verir.”
Wilson’in o meblağı öğreneceğimizden hiç kuşkusu olmamalıydı. Onu bir 
taksiyle Frantic Otel’e götürdüğümüzde ve George’ları aşağı çağırdığımızda 
üçü sokağın bir köşesine çekildi ve on beş saniye sonra İkizler avazı çıktığı 
kadar bağırdı.
“Otuz beş milyon mu? Oha! Yuh! Çüş! Otuz beş milyon dolar be!”
“Sussana,” diye kızdı Akrep. “Bütün şehir duyacak.”
“Neden korkuyorsun? Daha para bizde değil ki. Bizde olmayan bir para 
için boğazlanacak değiliz ya?”
“Ya bizi kaçırırlarsa?” dedi Akrep. Yanlarına gelmemizi işaret etti. “Doğru 
demiyor muyum, Lin? Bizi kaçırıp fidye isteyebilirler. Ya kulağımızı ya da par­
mağımızı kesip postaya verirlerse?”
“Bombay postasına mı?” diye sordu İkizler. “Onlara iyi şanslar dilerim.”
“Birileri şimdiden plan yapmaya başlamıştır,” diye sızlandı Akrep. “Bir, iki 
saate ayıklarlar bizi.”
“Manyaksın oğlum sen,” dedi İkizler. Heyecandan yerinde duramıyordu. 
“Beş dakika önce CIA zihinlerimizi ele geçirdi diyordun. Şimdi de kaçırılmaya 
taktın. Bir dur yahu.”
“Bence Bay Bradley endişesinde haksız sayılmaz,” dedi Wilson.
İkizler kaşlarını çattı. “Bay Bradley mi? Amma havalı be. Akrep, duydun 
mu? Yerinde olsam bu adama bir milyon verirdim. Nasıl olsa otuz dört milyo­
nun daha var.”
“Bundan sonra burada kalamazsınız,” dedi Wilson. “Maddi şartlarınız ta­
mamen değiştiğine göre hayat standardınızı yükseltmeniz gerekir.”


“Ne yükseltmesi? Bittim ben!” diye mırıldandı Akrep. “Duyuyor musun, 
İkizler? Kesin kaçıracaklar beni.”
“Sakin ol, Akrep,” dedim.
“Adam haklı bence,” dedi Divya.
“Gördünüz mü? Eyvahlar olsun.”
“Babam bu kaçırılma olaylarına karşı hep tetiktedir,” dedi Divya. “Beş ya­
şımdan beri kaçırılma eğitimi görüyorum. Zenginsen kaçırılmaya karşı uya­
nık olacaksın, arkadaş. Tam güvenlikli bir evin ve zırhlı bir limuzinin olmalı. 
Fedaini cüzdanın gibi yanından ayırmayacaksın.”
“Mahvoldum,” diye homurdandı Akrep.
“Kulak kesme olayı da doğru,” dedi Divya. “Ama adam kaçıranlar postayı 
kullanmıyor. Özel kuryeleri var.”
“Aman Tanrım.”
“Hatta bir olay duydum. Aile fidyeyi ödeyemeden adamın bütün parmak­
larını kesmişler. Sadece bir tane kalmış.”
“Bana bir şeyler oluyor. Bayılacağım galiba.”
Naveen sıkıntıyla iç çekti. “Divya, lütfen.”
“Başka bir olayda çocuğun iki kulağını da kesmişler. Özel tasarım gözlükle­
rinin hepsini sağa sola dağıtmak zorunda kalmış.”
“Ay!”

Download 7,58 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   190




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish