S h a n t a r a m



Download 7,58 Mb.
Pdf ko'rish
bet126/190
Sana22.07.2022
Hajmi7,58 Mb.
#838043
1   ...   122   123   124   125   126   127   128   129   ...   190
Bog'liq
Dağ gölgesi

Selamünaleyküm,
Tuareg.”
“Ve aleykümselam
, Shantaram,” dedi beni kolsuz yeleğimden tutup içeri 
çekerken. “Motorla mı geldin? Hadi, kapıda dikilme. Komşularımı korkuta­
caksın.”
Evin her yerinde kemerler vardı. Kendimi bir arı kovanında gibi hissettim.
“Alınma ama seni önce karıma gösterip onayını almam lazım. Neticede 
burası onun da evi.”
“Tabii.”
Birkaç kemerin altından geçtik ve yüksek tavanlı bir odaya geldik.
Odanın ortasında üç basamakla çıkılan bir platformda bir kadın duruyor­
du. Siyah taşlarla süslü, parlak siyah bir burka giymişti. Yüzü dantel bir peçeyle 
örtülüydü. O bana istediği kadar bakabilirdi ama benim onun gözlerine bak­
mam yasaktı.
Bir şey söylemem gerekip gerekmediğini kestiremiyordum. Tuareg bana bir 
mesaj yollamış ve ben de isteğini yerine getirmiştim. Baştan aşağı siyah yıldız­
larla kaplı bu kadınla karşılaşmamızdan ne beklemem gerektiğine dair en ufak 
bir fikrim yoktu.
Başını eğmiş, beni süzdüğünü hissedebiliyordum. Gördüklerinden hoşlan­
dığını da hiç sanmıyordum. Az sonra kafasını diğer yana yatırdı.
“Bir saat,” dedi ve arkasını dönüp platformdan indi. Bir kemerden diğerine 
geçerek gözden kayboldu.
Tuareg beni bir meclis odasına aldı. Yere kalın halılar serilmiş ve duvarların 
dibine yumuşak minderler atılmıştı. Birlikte yere oturduğumuzda, ailenin genç 
erkekleri bize Hindistan cevizi suyu, kuşkonmaz ve onları batırmamız için mis­
ket limonlu bir dip sosu ikram etti.
Atıştırmalıklarımızı bitirdiğimizde delikanlılar bu kez uzun boyunlu bir se­
maverle çay servisi yaptı. Ellerimizi kuzenlerle yeğenlerin döktüğü mandalina 
kokulu suyla yıkayıp bol şekerli çaylarımızı yudumladık.


“Misafîrperliğinle beni onurlandırdın,” dedim yalnız kaldığımızda. Türk 
tütünü, Kerala çimi ve Himalaya haşhaşı karışımı bir nargileyi ortaklaşa içi­
yorduk.
“Asıl sen davetime icabet ederek onurlandırdın beni.”
Ne demek istediğini anlamıştım. Şirket’ten hiç kimse buraya benim ka­
dar çabuk gelmezdi. Tuareg meclis üyesiyken herkes ona uzaktan saygı duyardı 
ama emekli olunca hepten dışlanmıştı.
Doğrusu buna anlam veremiyordum, zira Tuareg’in hizmetlerinden hepsi 
faydalanmıştı ve hâlâ da gerektiğinde devreye girebilirdi. Ama emekliliğinden 
sonra onu Şirketin işlerine karıştırmaya yanaşmamışlardı nedense. Hâlbuki 
ben de artık Şirket’ten değildim ama hâlâ onlar için sahte pasaport üretiyor­
dum. Her neyse. Yıllardır beni Bombay’da hemen her tehlikeye karşı korumuş­
lardı. Kimi ne kadar kolladıklarını sorgulamak bana düşmezdi.
Tuareg’in yaptığı iş hoşuma gidiyor muydu? Hayır. Ama bir insanın yapıp 
ettiklerinin her zaman o kişiyi tanımladığını öğrenmiştim. Hem de en ağır 
şekilde.
“Biliyor musun?” dedi nargilesini içerek, “bunca yıldır Şirket’teyim ama 
elimi sadece dört kişi sıktı. Biri sensin. Diğerleri kim söyleyeyim mi?”
“Khaderbhai, Mahmoud Melbaaf ve Abdullah Taheri,” diye tahmin yürüttüm. 
Güldü.
“Doğru. Babam savaşa giderken önüne bir Viking, arkana bir İranlı al der­
di. Viking düşerse yalnız ölmezsin çünkü bir İranlı onsuz ölmene asla müsaade 
etmez.”
“Bence gerektiğinde hepimiz sonuna dek mücadele ederiz, Tuareg,” dedim. 
“O güç içimizde var.”
“Yoksa felsefe mi yapacağız?”
Aslına bakarsanız kafam iyi olmuştu. Nargile kocamandı ve eve kadar uzun 
bir yolum vardı. Bir an önce toparlanmalıydım. Tuareg’le daha önce de birkaç 
kez sohbet etme imkânım olmuştu. Felsefe konuşmayı sevdiğini biliyordum.
“Benim kastettiğim, sevdiğimiz bir şey tehlikedeyken hepimizin savaşaca­
ğıydı. Kim ya da nereli olduğumuz önemsiz. Cesaret kimsenin tapulu malı 
değil.”
Tekrar güldü.
“Keşke daha sık görüşebilseydik. Ama bugünden sonra senin ya da benim 
hayatım buna bağlı olmadığı sürece bir daha evime uğramayacaksın. Bu özel 
bir buluşma. Ama konuştuklarımızın aramızda kalması benim için çok önemli. 
Anlıyor musun?”


Nargilenin ikincil etkileri kendilerini göstermeye başlamıştı. Zaman uzun 
uzun esneyerek uykuya daldım. Tuareg’in yüz hatları bulanıklaştı. Kâh bakışla­
rından iyilik akıyor, kâh bir kartalınki kadar keskin ve vahşi oluyorlardı. Oysa 
Tuareg hep aynıydı.

Download 7,58 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   122   123   124   125   126   127   128   129   ...   190




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish