Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları Öğr. Gör. Ali YAYLA
Sayfa 82 / 174
liği gerçekte din değil, dildir. Kesin olarak bilinmelidir ki, Türk mil-
letinin millî dili ve millî benliği bütün hayatında hâkim ve esas ka-
lacaktır.”
Atatürk bu sözleri ile lâiklik ilkesine verdiği önemi, Türk milletinin
öz benliğine dönmesinin ne kadar gerekli olduğunu vurgulamıştır.
Şapka Giyimi Kanunu
(Şapka Devrimi)
(23 Ağustos 1925)
Atatürk, 23 Ağustos 1925’te yurt gezisine çıkarak başında şapka
ile Kastamonu’ya geldi. Atatürk İnebolu’da yaptığı konuşmada; “Bu
serpuşun ismine şapka denir” dedi. 25 Kasım’da Şapka Kanunu
diye bilinen yasa çıkarıldı. Memurlar şapka giyecekti, fes yasaktı. O
tarihten sonra fes ortadan kalktı, kentliler şapka, köylüler kasket
giymeye başladılar. Şapka devrimi anlaşılması
pek kolay olmayan
bir devrimdir. Osmanlı toplumunda başlık, insanın dinini, hatta
toplumsal mevkiini, yaptığı işi tanımlayan bir işaretti. Öldüğü za-
man, başlığı tabutun başucuna konur, parası varsa mezar taşı o
başlık biçiminde yapılırdı. Şapka ise müslüman olmayanlara özgü
bir başlıktı. Daha önce de belirttiğimiz gibi II. Mahmut, Rumlar’ın
da benzerini giydiği fesi asker ve memurlara giydirdiği için, çok
tepki çekmiş, kendisine “gâvur padişah” diyenler çıkmıştı. Şimdi
Atatürk
buna benzer, hatta belki daha cesur bir adım atıyordu.
Bu adımı, önemli olan topluma çağdaş kurumları, insanlara çağ-
daş zihniyeti getirmektir, kılık kıyafetle uğraşmak biçimsel ve yü-
zeyseldir diyerek, “gardırop devrimi” şeklinde adlandıranlar olmuş-
tur. Atatürk 24 Ağustos’ta Kastamonu’da yapmış olduğu konuş-
mada, “Medeniyet öyle bir kuvvetli ateştir ki, ona bigâne (ilgisiz)
olanları yakar ve mahveder” demişti. Atatürk Türkiye’yi yalnız ku-
rumlar ve zihniyet olarak değil, görünüş bakımından da Avrupai
yapmak istiyordu. Bu, basit bir taklit durumu değil, Türkiye’yi Sevr
belasından
uzak tutacak, Avrupa kamuoyuna, “Biz sizin gibi bir
ülkeyiz, dolayısıyla sömürge olamayız, olmayız” mesajını en çarpıcı
biçimde sunacak bir önlemdi. Çünkü kamuoyları başka bir ülkenin
çok okul açtığını, çok fabrika kurduğunu kolay kolay algılamazlar.
Oysa bir ülkenin simgesi haline gelmiş bir başlığı atıp, Avrupa’nın
başlığını giymek, yabancı kamuoylarının mutlaka dikkatini çeke-
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları Öğr. Gör. Ali YAYLA
Sayfa 83 / 174
cek çok çarpıcı bir olaydır
49
. Şapka Devrimi, çağdaşlaşma yolunda
asıl devrimin kafalarda olması gerektiğini ifade eden bir simgedir.
Şapka Kanunu’ndan sonra, kılık ve kıyafete ait hiçbir devlet tedbiri
alınmamakla köylünün yeknesak kılığı değişmemiş, medreselerin
kapatılmasına rağmen dinî tarîkatlere ait kıyafeti sürdürenler ol-
muştu. Soyadı Kanunu’ndan beş
ay sonra, bazı kisvelerin giyile-
meyeceğine dair kanun kabul edildi. Bu yeni düzenlemenin getirdi-
ği en önemli hüküm, dinî kisvelerin genel hayat içinde değil, ancak
dinî ödevlerin yerine getirilmesi sırasında giyilebileceğiydi. Sarık
sarmak dahil, dinî kisveleri ancak bunları giymeye yetkili olanlar,
sadece vazifelerini yaparken giyebileceklerdi.
Daha sonra da ka-
nunların nasıl tatbik edileceği, yönetmeliklerle açıklandı.
Anlatılanların dışında yapılan inkılâpları sıralamak gerekirse;
1.
Şer’iyye Mahkemelerinin Kaldırılması, Mahkemelerin Bir-
leştirilmesi (8 Nisan 1924)
2.
Milletlerarası Takvim ve Saatin Kabulü (26 Aralık 1926)
3.
İktisâdî Müesseselerde Türkçenin Mecburî Kılınması (10
Nisan 1926)
4.
Kabotaj Kanununun yürürlüğe girmesi (1 Temmuz 1926)
5.
Sanayîi Teşvik Kanunu (28 Mayıs 1927)
6.
Yeminden dinî deyimlerin çıkarılması (9 Nisan 1928)
7.
Kadınların Belediye seçimlerine katılmaları ve seçilmeleri-
nin kabulü (23 Aralık 1930)
8.
Milletlerarası ölçülerin kabulü (metre ve kilo usûlü) (26
Mart 1931)
9.
Türk Tarihi Tetkîk Cemiyeti (Türk Tarih Kurumu) ve Türk
Dili Tetkîk Cemiyeti (Türk Dil Kurumu) nun kurulması (12
Nisan 1931)
10.
Hafta sonu tatil gününün Cuma yerine, Pazar günü olması
(1 Haziran 1935)
11.
Lâiklik esasının anayasaya konulması (5 Şubat 1937)
Do'stlaringiz bilan baham: