APPENDIX 4
YABAN – TEXTUAL VARIANTS
387
[A264]
Omuzbaşları kalkmış
521
, boynu bükülmüş
522
ve bir eli çoktan dolup
523
taşmağa başlayan
524
testide, öbür eli kuşağında gene hiç yüzüme bakmadan
söylüyor:
—
İsmail, seninle konuştuğumu istemiyor. Bırak, beni kuzum, bırak beni...
Halbuki
525
, kendisi bırakıp gitse de olabilir. Fakat, testi dolduğu halde
yerinden kımılda- mıyor. Her şeyden evvel, bana yalvarmak, benden bir
fedakârlık istemek, bana bir şeyden veya bir kimseden şikâyet etmek dileyor.
Testinin boğazından, su, bir hıçkırık sesiyle akıyor.
—
Emine, görüyorum ki, halinden hiç memnun değilsin. Bana varsaydın,
seni başım üstünde taşırdım. Seni böyle çalıştırmazdım. Bir dediğini iki
etmezdim.
Emine
526
şaşkın şaşkın yüzüme baktı. Sonra birdenbire aklına mühim
527
bir iş
gelmişçesine, süratle
528
testiyi kavradı:
—
Olan oldu, geçen geçti
529
. Alnımın yazısı imiş
530
. dedi.
Ve geniş adımlarla yürüdü gitti. Ben, bir müddet, uzun bir müddet
531
arkasından baka kalmışım
532
.
[A265]
•
521
kalkıyor M;
522
bükülüyor M;
523
dolmuş M;
524
başlamış M; başlıyan B;
525
oysa C;
526
öfkeli bir tavırla testiyi kavarladı M; only
527
önemli C;
528
Sonra… …süratle om. M; sür’atle B;
529
Bir şey oldu emme , ne ise. M; only
530
yazısıymış C;
531
Ben bir süre, uzun bir süre C;
532
kaldım C;
APPENDIX 4
YABAN – TEXTUAL VARIANTS
388
[M216]
Köylüler, sanki, başımızdan geçen âfet hafif bir sağnak imiş gibi her
şeyi unutup tekrar işleri güçlerile meşgul olmağa başladılar
533
. Düşman kıtasının
gelip gitmesiyle karışır ve dalgalanır gibi olan hava eski müteaffın
534
durgunluğunu buldu. Bu hava içinde gene eskisi gibi pislikten pisliğe konup
kalkan karasinek uğullarının
535
vızıltıları işitiliyor
536
. Ara- sıra benim eşeğimin
yanık naraları sükûtu geniş yarıklara ayırıyor, ve bunların içinden küçük
çocukların ağlama sesleri duyuluyor.
Bir cehennemin, bir mahşerin hemen arkasında bulunduğumuza dair ortada
hiçbir emare
537
yoktur. Her yıl, bu mevsimden bir az evvel gelmesine alıştığımız
öşürcü
538
hâlâ neden görünmedi? Jandarmalar neye artık, hiç asker aramaz
oldular?
539
Ne var ki, köyü Haymana ovasının
540
ortasında bir hâlî
541
adaya
döndü?
Bunu, taştan topraktan sormak istiyorum. Çünkü, köylüler bu halin
542
farkında
değildirler. Farkında olsalar
543
da bana mı söyleyecekler? Bir mesele oldu mu
hepsi bir ağıl mahlûkları
544
gibi başbaşa verip
545
, ses çıkarmadan, ade
[A266]
ta
546
kafaları ve burunlariyle konuşurlar. Bana, bu yabana, bu düşmana uzaktan yan
533
Köylüler, sanki, başımızdan geçen bir sağanak imiş gibi tekrar işleriyle güçleriyle meşgul olmağa başladılar.
M; Köylüler, sanki, başımızdan afet hafif bir sağnakmışcasına her şeyi unuttular. C;
534
om. C;.
535
sürülerin C;
536
vızıltılarından başka bir şey işitilmiyor. M;
537
belirti C;
538
Aşürcü B,
539
Candarmalar neye asker armağa gelmiyorlar? M; Nahiyden buraya buradan kasabaya neden hiç gidip gelen
gelmiyorlar? M; only
540
çölünün M; Ovası’nın C;
541
ıssız bir C;
542
bile M; only
543
bile M; only
544
M? yaratıkları C;
545
om. M;
546
om. M;
Do'stlaringiz bilan baham: |