Lev Nikolayeviç
Tolstoy
70
ye hazırdı. “Hangi yöne
gitsem daha iyi olur,” diye
düşündü, her yer cazip görünüyordu. “Hiç fark et
-
mez, güneşin doğduğu yöne gideyim.” Yüzünü doğu
-
ya çevirdi, gerinip güneşin ufukta görünmesini bek
-
lemeye başladı. “Hiç zaman kaybetmemeliyim. Hava
serinken yürümesi daha kolay olur.” diye düşündü.
Güneş görünür görünmez küreği omzuna attığı gibi
bozkırda yürümeye başladı.
Ne yavaş ne de hızlı yürüyordu, yaklaşık bir ki
-
lometreyi geride bıraktıktan sonra durdu ve bir çu
-
kur kazdı ve görünmesi için kesekleri birbiri üstüne
yığdı. Biraz daha gitti. Biraz esnedikten sonra hızla
-
narak yürümeye devam etti. Biraz daha gidip ikinci
çukuru kazdı.
Pahom dönüp arkasına baktı. Tepe, üzerinde
dikilen insanlar ve arabaların parlayan tekerlekleri
güneşin altında rahatlıkla görünüyordu.
Pahom aşağı yukarı beş kilometre yürüdüğünü
düşünüyordu. Hava giderek ısınıyordu, iç ceketini
çıkarıp omzuna attı ve yürümeye devam etti. Beş
kilometre daha gitti. Hava iyiden iyiye ısınmıştı.
Güneşe bakıp, “Kahvaltı zamanı gelmiş olsa gerek.”
diye düşündü.
“İlk kıvrım tamam. diye düşündü Pahom. Üç tane
kaldı, henüz dönmek için erken. Şu çizmelerimi bir
çıkarayım hele.” Oturdu, çizmelerini çıkarıp kuşağı
-
na bağladı ve yürümeye devam etti. Rahat yürüyor
-
du. “Beş kilometre kadar daha gittikten sonra sola
İnsan Neyle Yaşar?
71
kıvrılmaya başlarım. Burası öyle güzel ki, kaybeder
-
sem yazık olur. Ne kadar çok gidersem, o kadar iyi.”
Bir süre dosdoğru yürümeye devam etti. Dönüp ar
-
kasına baktı, şihan zor seçiliyor, üzerindeki insanlar
karıncalar gibi siyah siyah görünüyordu. Bir şey belli
belirsiz parlıyordu.
“Bu tarafa amma çok gitmişim, şimdi kıvrılayım.
Öyle de terledim ve susadım ki.” Durdu, biraz daha
büyükçe bir çukur kazdı, kesekleri yığdı ve matara
-
sını çıkarıp suyundan kana kana içtikten sonra sola
keskin bir dönüş yaptı. Yürüdü, yürüdü, yüksekçe
bir otu geçti. Hava çok sıcaktı.
Pahom yorulmaya başlamıştı; güneşe baktı, vak
-
tin öğle olduğunu anladı. “Biraz dinleneyim.” deyip
olduğu yere oturdu. Biraz su içip bir parça ekmek
yedi, uyuyakalırım düşüncesiyle uzanmadı.
Biraz
oturduktan sonra tekrar yürümeye başladı. Başta
rahat yürüyordu; yediği bir parça ekmek biraz güç
vermişti. Gelgelelim sıcaklık iyice bastırmış ve
Pahom’a bir uyku çökmüştü, ama yürümeye devam
ediyor, “Şimdi dişimi sıkayım ki bir ömür rahat ede
-
yim.” diye düşünüyordu.
Bu yönde de hayli uzun yürüdü, tam sola dön
-
mek istemişti ki az ötede çukurda kalmış sulak bir
yer gördü; burayı dışarıda bıraksa yazık olurdu.
“Burada iyi keten yetişir.” diye düşünüp tekrar dos
-
doğru yürümeye devam etti. Bu sulak alanı da da
-
irenin içine aldı ve öbür yanına çukur kazıp ikinci