"İnsan çıyan, insan melek, insan canavar. Bilmez ki, içinde bir nefescik canı var." (201)
"Ölüm caddesinde ilerledikçe Zaman kıvrım kıvrım bükülür gider. İnsan ihtiyarlar
dünya döndükçe Yıllar arkamızdan dökülür gider."
"Bir lahza bir alev gibi Akmada canın ebede Göründü kuyunun dibi İşte atım son seferde
Gidişim hakka gidiştir Ölüp ölmemek iştir." (202)
Kafir, ölmek için ölür, Müslüman dirilmek için ölür. Son olarak Kur'an-ı Kerim'deki
öldükten sonra dirilmekle ilgili ayet-i kerimelerden birkaç tanesini yazarak bitirelim.
"O (inkarcı) insan görmedi mi: Biz onu bir nutfeden yarattık. Şimdi de aşikâr bir
mücadeleci kesiliverdi." (203) "(Nutfeden) yaratılışını unutarak bize bir de misal getirdi:
Bu kemikleri kim diriltir, onlar çürüyüp dağılmışken ? dedi. "(204) "(Ey Resulüm) de ki:
Onları ilk defa yaratan diriltir ve O, her yaratılanı tamı ile bilir."(205) "Gökleri ve yeri
yaratan (Allah), onlar gibisini yaratmaya
(201) Yahya Kemal Beyatlı.
(202) M. Necati Bursalı.
(203) Yasin: 77.
(204) Yasin: 78.
(205) Yasin: 79.
202
gücü yetmez mi? Elbette buna gücü yeter. O her şeyi yaratandır. Her şeyi bilendir."(206)
"Allah'ın şanı bir şeyin olmasını dilediği zaman, ona sadece ol demektir, o oluverir. "(207)
"O halde her şeyin mülkiyet ve tasarrufu'kudret elinde olan Allah ne yücedir!.. (Öldükten
sonra hep) O'na döndürülüp götürüleceksiniz."(208) İster onu dinle, ister dinleme. O sana
değil, sen O'na muhtaçsın. O'na inanmayan kendisi kaybeder. Çok yakında göreceksin.
(206) Yasin: 81.
(207) Yasin: 82.
(208) Yasin: 83.
203
KENDİ DÜZENLERİNİN İŞİNE KARIŞAMAYANLARIN "ALLAH'IN İŞİNE KARIŞILIR"
ZANNETMESİ NE BÜYÜK BİR FELAKET
SORU: Hz. Adem'in çocukları, niçin evlendi. Allah, başka Adem'le Havva yaratsaydı,
kardeş kardeşle evlenmeseydi, olmaz mıydı ?
CEVAP: Bu soru da çok sorulan sorulardan biri? Hatta, karşılaştığım liseli ve üniversiteli
öğrencilerin çoğu bu soruyu soruyor. Bir defasında bir profesör kadınla da tanışmıştık, o
da aynı soruyu sormuştu. Allah'ın izni ile hakikatin karşısında Hakk'a teslim olmuştu.
Kitabın içinde yer yer belirttiğim gibi, inanmak istemeyen kimse durmadan mantığına
taalluk eden sorular soracak. Halbuki, mantık her şeyi kabul edemeyeceği gibi, kişiden
kişiye algılama şekli değişir. Şöyle ki: İlkokul mezunu bir kişi ile üniversiteli bir kişinin
mantıkları bir olamayacağı gibi dünyevî bilimleri okuyanla, hem dünyevî hem de uhrevi
bilimleri okuyan kimsenin mantıkları bir olmaz. Evet, inanmayan kimse mantığa taalluk
eden sorular soracak, hiçbir soru bulamadığı zaman da elma neden uçmaz?" gibi sorular
sormaya başlayacak. O, "neden" sorusuyla, inanan insanın aklını "neden" sorusuna cevap
aramakla meşgul edecek. Soru sorulan şahıs sorusuna: "Canım, elma neden uçmazı var mı,
uçmaz da onun
204
için uçmaz" cevabım verememişse yandı demektir. Artık, arka arkaya sorular başlar.
Cevaplar dinlenmez. Çünkü, öğrenmek için sorulan sorunun cevabı dinlenir, ya aksi
olursa?...
Gelelim sorunun cevabına. Allahu Tealâ başka Adem'le Havva yaratamaz mıydı? Allah,
değil başka Adem'le Havva yaratmak, istediği kadar, binlerce Adem'le Havva yaratabilirdi.
Fakat, o zaman sorular biter miydi? Nerden biliyoruz ki, Allahu Tealâ birkaç tane Adem'le
Havva yaratsaydı, o zaman da; "Madem ki, Allah birlik ve beraberlik istiyordu, bizleri niçin
bir anne ve babadan yaratmadı? Demek ki, birlik olamayışımız Allah'ın yaratmasından
dolayıdır" demeyeceklerini. Allah (c.c), bütün insanların birlik ve beraberlik içinde
olmalarını istiyor. Irk ayrımını, yani bu kavim beyaz, bu kavim siyah, bu kavim sarı, bu
kavim kumral gibi ayırımları sevmiyor. Bunun için de, bütün insanların kabul edeceği bir
ana -babalan olmalıydı ve "Ey insanlar, hepiniz Adem'in çocuklarısınız" buyurulmalıydı ve
buyuruldu da. Eğer, böyle bir ana ve babadan yaratılmayıp da "Adem'lerden yaratıldınız"
demek suretiyle bir çok Adem ve Havva'dan yaratılsaydık, o zaman seyretseydik dünyanın
manzarasını. Çünkü, bir baba (Adem), bir anadan (Havva) meydana gelmiş olmamıza
rağmen, Kur'an-ı Kerim'de Allahu Teala: "Muhakkak ki, Allah yanında en keremliniz
(iyiniz), en muttaki olanınızdır (Allah'tan en çok korkanınızdır)" buyurmasına rağmen,
Peygamberimiz (s.a.v), Veda Hutbesi'nde: "Ne Arab'ın Acem'e, ne Acem'in Arab'a
üstünlüğü vardır. Ancak, Allah'tan çok korkan üstündür" demesine rağmen, değil
Hristiyanlık ve batıl dinler, şuursuz Müslümanlar dahi, yok Türk ırkı üstündür, yok Arap
ırkı üstündür, yok İran ırkı üstündür demek suretiyle birbirleriyle harpler etmişlerdir. Eğer
bir de birkaç Adem ve
205
Havva'dan meydana gelinseydi, o zaman seyretseydik yeryüzünde olan hadiseleri.
Çünkü, Adem'in birinin soyundan gelen insanlar, illa bizim ırkımız üstündür, diğer Adem
ve Havva'nın soyundan gelen insanlar, illa bizim ırkımız üstündür der ve yok sen şu
Adem'densin, yok ben bu Adem'denim, derlerdi.. Bu sefer de, insanlar, devamlı birbirleri
ile harp halinde olur, yeryüzünde hiç mi hiç huzur kalmazdı. Şu anda bir baba (Adem) ve
bir anadan (Havva) meydana geldikleri halde dünyada huzur yok. Huzur yok ama suç
insanlarda. Çünkü, Allahu Tealâ: Kullarım ırk üstünlüğü yapmasınlar diye bütün
insanların ana babalarını bir yaratmıştır. Kitaplarını bir göndermiş (Kur'an-ı Kerim),
peygamberini bir yapmış (Hz. Muhammed Mustafa) kıblelerini bir tayin etmiş (Kabe-i
Muazzama). Peygamberimizden önceki insanlara da Allahu Tealâ kitaplarını ve
peygamberlerini göndermiştir.
Bir de, önce Allah'ın hatalı iş yapmayacağına inanmak lazım. Bunun için de, Allah'a tam
inanmak lazım. Kardeş kardeşle önceden evlenebilir kanununu koyan da Allah (c.c), şimdi
o koyduğu kanunu kaldıran da Allah. Ana rahminde, kız ve erkek çocuğunu bir yatakta
yatıran Allah (c.c), o dokuz aylık dünyadan sonraki dünya olan bu dünyada aynı hususu
yasaklar.
Kız ve erkek kardeşlerin aynı yatakta yatmasına müsaade etmez. Şimdi sorabilir miyiz ki:
"Ey Allah'ım, ana rahminde ikisini bir arada yatırdın da, şimdi niçin müsaade
etmiyorsun?.. Müsaade ettiği şartlar başka idi, şimdiki şartlar başka. Dünya onun olduğu
için, üzerindeki kanun da onun. Denizdeki balığın kanununu hatalı yapmayan Allah (c.c),
insanlığın kanunlarını da hatalı yapmaz. Yaptığı her işte vardır bir hikmet. Onun hikmetini
tam anlayacak kapasitede değiliz.
Diğer yönden, ikiz doğan Hz. Adem'in çocukları, çaprazlama evlenmişlerdir. (İkizler
birbiriyle değil, kendilerinden önce veya sonra doğanlarla evlenmişlerdir.) Hadiselerle
tespit edilen bu hususa göre, hikmet-i ilahiyece ikizler arasında yine bir kanuna riayet
edildiği görülüyor. Ayrıca, ahlakî yönden mühim bir tarafı da, Hz. Adem'in çocukları
birbirleriyle evleneceklerini bilmiyorlardı. Hüküm sonra geldi. Fakat şimdi eğer bunu
dinler yasak etmemiş olsalardı, çok küçük yaşta aynı evde yaşayan kardeşler arasında
kontrolü çok zor, engel olunmaz ahlaksızlıklar ve küçük yaşta büyük su-i istimaller
meydana gelirdi. Halbuki, şimdiki dinler, kanunlar, örfler, âdetler ve ahlakî kaideler iyice
yerleştiği için, kimsenin kafasında bu mesele hakkında menfi fikirler uyanmıyor...
Do'stlaringiz bilan baham: |