36
VIII
Yıllar birbirini kovaladı ve Mihayla artık altı yıl
-
dır Semyon’un evinde yaşıyordu. Yine hiçbir yere git
-
miyor, gerekmedikçe konuşmuyordu ve onca yıldır
sadece iki kez gülümsemişti İlki, Matryona kendi
-
sine yemek verdiğinde, diğeri de çizme diktirmeye
gelen beye bakarken. Semyon işçisinden son derece
memnundu. Artık nereden geldiğini sormuyordu; tek
korkusu, Mihayla’nın onu bırakıp gitmesiydi.
Bir gün evde hep beraber oturuyorlardı.
Matryona kap kacakları sobaya yerleştiriyor, çocuk
-
larsa bir sedirden diğerine koşuyor, pencereden dı
-
şarıyı seyrediyorlardı. Semyon bir pencerenin önün
-
de dikiş dikiyor, Mihayla ise diğerinin önünde ökçe
çakıyordu.
Sedirdeki çocuklardan biri Mihayla’ya doğru
koştu, omzuna dayanarak dışarı bakmaya başladı.
-Mihayla amca, baksana, yanında kızlarıyla bir
tüccar karısı buraya geliyor gibi. Kızlardan biri de
topal.
Çocuk bunu söyler söylemez Mihayla işini bıra
-
kıp, pencereye koştu ve dışarı baktı.
Semyon şaşırmıştı. Mihayla hiç bakmazdı dı
-
şarı, ama şimdi pencereye uzanmış bir şeye bakı
-
yordu. Semyon da baktı ve temiz giyimli bir kadının
sahiden de onlara doğru geldiğini gördü. Kadın, kürk
giymiş ve yün şallar bürünmüş iki kız çocuğunun
İnsan Neyle Yaşar?
37
elinden tutuyordu. Kızlar birbirinin aynıydı, ikisini
ayırt etmek mümkün değildi. Ancak birinin sol baca
-
ğı sakat olduğundan biraz aksaya aksaya yürüyordu.
Kadın sundurmaya, oradan sofaya girdi, yağ
-
murlukta kapıyı yoklayıp mandalını kaldırdı ve açtı.
İçeri önce kızları soktu, arkalarından kendisi de gir
-
di.
-Merhaba, efendiler!
-İçeri buyurun. Ne istemiştiniz?
Kadın masaya yakın oturdu, kızlar da dizine so
-
kuldu. İçeridekileri görünce çekinmişlerdi.
-Bu iki kıza baharlık deri başmak dikilecek.
-Olur elbette. Bu kadar küçük ayakkabı hiç dik
-
medik, ama yaparız. Vardolalı yapabiliriz, keten be
-
zinden vardolasız yapar pençesini içten dikeriz. Bu
benim ustam Mihayla.
Semyon dönüp Mihayla’ya baktı ve onun işini
bırakmış, gözlerini hiç ayırmadan kızlara baktığını
gördü.
Semyon, Mihayla’ya hayret etmişti. Gerçi kızlar
da çok sevimliydi: Kara gözlü, tombulca, al yanaklı
idiler. Üzerlerindeki kürkler ve şallar da kaliteli idi.
Ancak Semyon, Mihayla’nın kızlara, sanki onları ta
-
nıyormuş gibi dikkatle bakmasını bir türlü anlaya
-
mıyordu.
Semyon çok şaşırdıysa da kadınla konuşmaya,
fiyatı kararlaştırmaya başladı. Fiyatta anlaştıktan
Lev Nikolayeviç Tolstoy
38
sonra ölçü almaya hazırlandı. Kadın bacağı biraz
aksayan kızı dizine oturttu ve şöyle dedi:
-Bu kızdan iki ölçü al; topal ayağına bir başmak
dik, sağlam ayağına da üç tane. Ayakları birbirinin
aynıdır. İkizler.
Semyon ölçüyü aldı ve aksak olana bakarak:
-Ayağı neden böyle aksıyor? Pek de sevimli.
Doğuştan mı böyle?
-Hayır, annesi ezmiş.
O sırada Matryona konuşmaya katıldı, bu kadı
-
nın kim olduğunu, çocukların kimin olduğunu merak
etmişti.
-O zaman sen onların annesi değilsin?
-Ben onların ne annesiyim, ne de akrabaları. Hiç
yakınlığımız yok, onları evlatlık aldım.
-Kendi çocukların değil ama onlara hiç kıyamı
-
yorsun!
-Nasıl kıyayım, ikisini de ben emzirip büyüttüm.
Benim de bir bebeğim vardı, ama Tanrı onu aldı, ona
bunlar kadar düşkün değildim.
-Peki, bunlar kimin çocukları?
İnsan Neyle Yaşar?
Do'stlaringiz bilan baham: |