Karadağ, kendi sınırında yaşayan ve Osmanlı Devleti sınırları içinde kalan Beraneli
Hıristiyanları, Rugovalı Müslümanların üzerine kışkırtmıştır. Bu kışkırtma sadece şehirde
değil aynı zamanda yaylada da devam etmiştir. Karadağ Hükümeti Beraneli Hıristiyanlara
cephane ve silah dağıtarak, onları isyana teşvik etmiştir. Kosova Valisi Ahmet Eyüp Bey, 16
Haziran 1890 tarihinde Dâhiliye Nezareti’ne çektiği telgrafta, Beraneli Hıristiyanlar ile
Rugovalı Müslümanlar arasındaki mücadelenin giderilmesi için askere ihtiyaç olduğunu 4
Haziran 1890’da bildirdiğini ancak bir cevap gelmediğini belirtmiştir. Daha sonra İpek
Mutasarrıflığından gelen telgraf ile bir tabur askerin bölgeye geleceği bilgisi verilmiştir.
Diğer taraftan, Karadağ Hükümeti yayla meselesini Beraneli Hıristiyanlar lehine çözmek
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
45
için sınıra asker göndererek karakollar yapmaya başlamıştır. Vali Ahmet Eyüp Bey, bir tabur
askere daha ihtiyaç olduğunu bildirmiştir (BOA. DH. ŞFR. 143/106, R. 04.04.1306/M. 16
Haziran 1890).
Karadağ civarında bulunan Şakular ve Rugova köylüleri arasında çayır ve yayla
meselesinden dolayı silahlı çatışmalar meydana gelmiştir. Rugova köyünden Arslan Raka
yaylasına koyun sürüsünü götürmüş, Şakular köylülerinden 12 kişi Arslan’a tüfekle ateş
etmişler, isabet ettiremeyip, bir miktar koyunun telef olmasına yol açmışlardır. Bu tüfeklerin
Karadağ Prensi tarafından köylülere dağıtıldığı tespit edilmiştir. Karadağ yönetiminin bu
hareketi bölgede çatışma ihtimalini güçlendirdiği için mevcut askeri gücün dışında bölgeye,
2-3 tabur askerin gönderilmesi talep edilmiştir (BOA. Y. PRK. UM. 17/13, H.
12.10.1307/M. 1 Haziran 1890).
Karadağ sınırında Rugova ve çevresinde çayır ve yayla anlaşmazlıklarını gidermek
için sınır komisyonu İpek Kazasından Tıraviçe’ye kadar olan bölgede çalışmalar yapmıştır.
Çalışmalar sonucunda Piriştina Mutasarrıfı Nafiz Bey ve Tıraviçe Kumandanı Mirliva Salih
Paşanın da hazır bulunduğu toplantıda bazı kararlar alınmıştır. Karadağlı Şakuların çayır ve
yaylaya getirdiği 130 mevcutlu bir bölük askerin geri çekilmesi ve Karadağlılar tarafından
yapılan değirmenin yeniden inşasının mümkün olacağı, böylece bölgedeki sıkıntılardan eser
kalmayacağı dile getirilmiştir (BOA. Y. PRK. ASK. 63/59).
Karadağ dışında, Osmanlı Devleti’nin balkanlardaki şehirleri olan Kosova, İşkodra,
Filibe, Vidin, Tırnova ve Lofça’da da yayla anlaşmazlıkları yıllar boyunca sürmüştür.
Anlaşmazlıklar çoğu zaman devletin müdahalesine rağmen çözülememiş, askeri kuvvet
gönderilerek en azından çatışmanın önüne geçilmek istenmiştir.
Kosova Vilayetinin İpek Sancağına bağlı Yakova Kazasının Çernoberk ve Pokan
köyleri halkının yıllardan beri devam eden mera ve yayla anlaşmazlığı ile ilgili olarak Pokan
köyünün temsilcileri İpek Mutasarrıflığına dilekçe vermişler ve bu dilekçenin ardından
yetkililerin yerinde tespitinden sonra bir rapor hazırlanmıştır. Dilekçede Pokan köyüne ait
olan mera ve yaylayı, Çernoberk köylüleri zorla girerek sahiplenmek istemişlerdir. Olayların
çıkması üzerine İpek Mutasarrıflığı, mera ve yaylanın iki köy halkının ortak kullanımı
olduğu kararını almıştır. Pokan köyü temsilcileri bu kararın kanunlara aykırı olduğunu ve
kararın kaldırılmasını istemiştir. Kararda, dava konusu olmayan mahalden 10 kat fazla yer
Çernoberk köylülerinin kullanımına adalet ve hakkaniyete sığınmayacak şekilde verilmiştir.
Dilekçede, Orman ve Defter-i Hakani memurlarıyla meclis-i idareden tarafsız bir üye
seçilerek kararın yeniden gözden geçirilmesi istenmiştir. Dilekçenin sonunda, Çernoberk
köylülerinin saldırıları sonucunda son iki senede, Pokan köyünden Müslim ve gayrimüslim
60 kadar kişinin öldürüldüğü belirtilmiştir. Görevlendirilen komisyonun raporunda, her iki
köyün halkı, İpek ve Yakova yöneticilerinin seçtiği yetkili kişilerin, kanunların emrettiği
şekilde mera ve yayla hakkında karar vermeleri halinde tereddütsüz bu karara uyacaklarını,
artık eskiden olduğu gibi karşılıklı kavga, çatışma ve öldürme yapmayacaklarını
bildirmişlerdir (BOA. TFR.I.ŞKT, 94/9313, H. 16.06.1324/M. 7 Ağustos 1906).