Felsefî Uyarı
Bil ki Hak Teala için filozoflar nezdinde subuti ve selbi sıfatları vardır. Selbi sıfatlar denilmesinin sebebi selbin (olumsuzluğun) selbedilmesidir. Yani noksanlığın selbedilmesine irca edilmektedir. Bazıları ise subuti sıfatlara, cemal sıfatı ve selbi sıfatlara ise, celal sıfatı demişlerdir. Zülcelali ve’l İkram bütün selbi ve subuti sıfatların toplamıdır. Bu söz her iki aşamada da araştırmalara aykırıdır.
Birinci aşamada selbi sıfatlar tahkik üzere sıfatlardan değildir. Zira Hak Teala’nın zatında ne selb ve ne de selbin selbi söz konusudur. Hak Teala selbi sıfatlarla muttasıf değildir. Zira selb ile muttasıf olmak, ma’dule önermelerde olur ve ma’dule önermeleri ise Hak Teala hakkında caiz değildir. Zira imkaniyye boyutlarını doğrular ve de Zat-ı Mukaddes’te terkibe sebep olur. Dolayısıyla selbi sıfatlar mutlak selb etme yoluyla basittir ve de sıfatın selbidir; selbin selbi sıfatını isbat değil. Başka bir ifadeyle Hak Teala'dan noksanlıklar selb-i basit (yalın olumsuzluk) ile selbedilmiştir, yoksa olumlu ve madule yoluyla noksanlıkları selbetmek, O’nun hakkında sabit değildir. O halde hakikatte tenzihi sıfatlar, sıfat değildir. Hak Teala subuti sıfatlarla muttasıftır.
İkinci aşamada ise marifet ehli nezdinde cemal sıfatı, ünsiyet ve bağlılık gerektiren sıfattır. Celal sıfatı ise dehşet, hayret ve azamet getiren bir sıfattır. O halde lütuf ve rahmete taalluk eden şey, cemal sıfatındandır. Tıpkı rahman, rahim atuf, latif, rab ve benzeri isimler gibi. Kahır ve kibriya sıfatına taalluk eden şey ise celal sıfatındandır. Tıpkı malik, melik, kahhar, muntakim ve benzeri isimler gibi. Gerçi her cemalin içinde celal vardır. Zira her cemalin içinde de hayret ve dehşet vardır ve de azamet ve kudret sırrıyla kalbe zuhur etmektedir. Her celalin batınında rahmet vardır. Kalb onunla batini ünsiyet kurar. Bu açıdan kalp, fıtratı gereği cemal ve cemile cezbolduğu gibi; kudret, azamet, kadir ve azime de cezbolmaktadır. O halde bu iki tür sıfat subuti sıfatlardır; selbi değil.
Bu konu anlaşıldığına göre bil ki, Allah gerçi ism-i azamdır ve de cemal ve celal sıfatları O’nun tecellilerindendir ve hakimiyeti altındadır, ama bazen celal sıfatı karşısında cemal sıfatı hakkında kullanılmaktadır. Nitekim ilahiyyet ve uluhiyyet de tür açısından da cemal sıfatına aittir. Özellikle de eğer celal sıfatının karşısında vaki olursa. “Kulhuvellahu ehad” ayetindeki “ehad” kelimesi, belki de Zat-ı Mukaddes’in besatet (genişlik) kemali makamından ibaret olan celal sıfatlarının başlıcalarındandır ve Allah da cemal ismine işarettir. O halde ayet-i şerifede Hak Teala’nın nisbeti ehadiyet ve vahidiyet makamı hasebiyledir. Ve de feyz-i akdes ile tecelli olarak- bu üçü, bütün ilahi boyutları kapsamaktadır- tanıtılmıştır. Elbette bu, önceki uyarıda zikredilen birinci ihtimale göredir. Bu uyarıda zikredilen ihtimale göre ise, Hak Teala’nın nispeti, bütün isimleri ihata eden celal ve cemal isimlerinin makamı hasebiyle tanıtılmıştır. Allah bilendir.
Do'stlaringiz bilan baham: |