3.1.4.
Vatanımız Türkistan’da Demiryolları
10
(1914)
Bu yıl geçen nisan ayından başlayarak Andican’ın büyük köylerinde demiryolları
son derece hız ile kullanılmaktadır.
Mesela:
Birincisi, Nemengan’dan gelip Andican’a, Andican’dan Hazreti Eyüp’e, Hazreti
Eyüp’ten uzanıp Almatı taraflarına gitmektedir.
İkincisi, Andican’dan bir kol çıkıp Hokant köyü, Masi, Bazarkorgan taraflarına.
8
Beyoz – asrımız başlarında memleketimizde geniş bir şekilde yayılan şiirsel mecmualar göz önünde
tutuldu.
Beyoz – herhangi bir şair tarafından tertip edilen seçme şiirler toplamının bir türü.
9
“Ayna ve Türkistan
Hata! Yer işareti tanımlanmamış.
’ın Sesi” – 1913-1917 yılları arasında
Semerkant’ta Cedidçilerin manevi babası Mahmut Hoca Behbudi editörlüğünde çıkan “Ayna” dergisi ve
“Sedai Türkistan” ve “Sedai Fergana” gazeteleri göz önünde tutulmakta.
10
Makale “Sedai Fergana” gazetesinin 1914 yılı 6 Haziran sayısında “Çolpan” imzası ile yayımlanmıştır.
Sonra “Vatan” gazetesinin 1994 yılı 5 Ekim sayısında (neşre hazırlayan Sultan Uluğbek), 2000 yılında
“Türkistan Matbuat Tarihi (1870 – 1917)” kitabında tekrar neşredilmiştir.
Sedai Fergana gazetesi esasında neşre hazırlanmıştır.
111
Üçüncüsü, Andican’dan, Oş, Celalabat, Özgend ile Çin’in Kaşkar sınırına kadar
gitmektedir. (Oş, Celalabat, Özgend demiryolları şimdi çalışıyor fakat Kaşkar sınırı
demiryolu birkaç yıldan sonra çalışmaya başlayacak galiba.) Bu yolların tümü Orta Asya
demiryollarına bağlanıp, son derece mükemmel olmuştur. Bu demiryolları çok tarladan
geçmesi, mescit ve evleri viraneye çevirmesi gibi zararları olsa da faydası daha çoktur.
Yol basmacıların ve diğer kötü saldırılarından kurtulmaya fayda sağlıyor; köyler birbirine
yaklaşır, abat olup rahatlar, ucuz yerler kıymet kazanır. Ancak gazete okuyucularımız ve
demiryolu boyundaki kardeşlerimiz “Sedai Fergana” nın 18. sayısındaki Andicanlı
Ubeydullah Hoca Süleymani cenaplarının “Türkistan’daki ve Özellikle “Fergana’daki
Müslüman Kardeşlerimize Hitap” başlıklı makalesinin içeriğine bakıp harekete geçmeniz
gerektir. Demiryollarının gelmesi ile tenab
11
ı 100 somluk yerler elbette 1000 soma çıkar.
Yalnız Ubeydullah Efendi’nin söylediğine göre, “geçici binlere
12
ilgilenmese gerek”,
akçe biter, kıymet gider ama o yerlerini bulamaz. Zamanımız öyle bir zamandır ki, geçim
derdi ile başa çıkmak, yaşam zulmünden kurtulmak için elde yer bulundurmak gerekir.
Toprak satıp, parasıyla geçinenleri yaşamın, geçim denilen dalga ve selin vurup, parça
parça edeceğinden şüphe yoktur. 100 somluk yerimiz azar azar abat olup, 5-10 bin soma
da çıkar, bunu iyi düşünmek gerek.
Yer ve toprak satan çoluğunu çocuğunu ve neslini satan ile denktir. Bir babanın
yerini satması demek çoluğunu çocuğunu ve neslini kıyamete kadar aç ve çıplak bıraktı
demektir. Vatan, toprak öyle bir anadır ki, onu küçük düşürdük, kendimizin de küçük
düştüğü göz önündedir. Yer satıp harabe olanlardan ibret alalım! Cenabı Hak iki göz ve
akıl vermiştir. Gözlerimiz ile görüp aklımız ile düşünelim! Kendimiz dünyaya çıplak
halde geldik, anamız, vatanımız, toprağımız bize bakar, rızık verir, büyütür, dünyada
yaşatır; o anayı satanlar, elbette nimetin kadrini bilmez, nimete ihanet etmiş olurlar ki,
çok kötü günaha batarlar.
Topraktan yaratıldık, demek ki toprak bedenimizdir. Kendi bedenimizi kendimiz
satarsak, bu akılsızlık olmaz mı? Tuhaf!
11
Tenab - Eskiden Orta Asya da kullanılan bir alan ölçü birimi olup yaklaşık olarak 1814,76 m2’ye denk
düşmektedir.
12
Geçici binler – Güvenilmez paralar anlamında.
112
Vatanımız önceden abat değildi. İşte demiryollarının gelmesi ve yerleşmesi ile abat
olur, köylere de medeniyet girer.
Ey kardeşler! Şehirliler olduk! Olduk! Ama köylülerden büyük ricamız şudur ki,
Avrupa’nın modasından, şişesinden, bozuk ahlakından örnek almadan ve bunları bu
yönden taklit etmeden, belki ilim, fen, hüner, sanayiye benzer medeniyetlerinden örnek
alıp, bu yönden taklit etmemiz lazımdır. Avrupa’nın modası ve bozuk ahlakı sizleri
harabe, vatansız esir, kul yapacaktır. Bundan sakınınız!
Avrupa’nın okul, medrese, ilim, fen, sanat, hünerlere benzer medeniyetleri sizleri
abat, rahat âlim yapıp, cahillikten, esaretten, kulluktan kurtaracaktır. Kardeşler,
gözlerinizi açıp iyi düşünün!
İşte bu Fergana demiryolunda bir sevindiren iş vardır ki: 700 tenab
13
yere tren
istasyonu ve iskele yapma ihalesini Nemengan’da oturan aslen Taşkentli olan muhterem
Molla Abdullah Efendi Hamidullayev almıştır. Tren istasyonunu izlemek için
gittiğimizde, Molla Abdullah Efendi’nin küçük kardeşi Abdülaziz Efendi ile
görüştüğümüzde, Abdülaziz Efendi teessüf kılıp dedi ki: Böyle büyük müesseselerin
faydasını Avrupalılardan görüp, onların ellerine geçmesine içimiz sızlayıp, “Nemengan”
istasyonu ihalesini de almıştık İşte şimdi büyük Andican istasyonunu da aldık.
Vagonlarca
çimento gelip durmaktadır. Çimentodan biriketler yapıyorlar. İlk başlayan
istasyona Ermeni ve Ruslar gelip oturmaktadır. Biçare Müslümanlar ise yerlerini
kiralamaktadırlar. Şimdiden kiraya verseler de, zaman içinde azıcık para ile satmaları ile
de muhtemeldir. Tren istasyonuna yakın yerlerde, isyasyon etrafında şimdi yabancı
millet mensubları görünmeye başlandı.” İşte bunun gibi sözleri Abdülaziz Efendi ile
oturup konuştuk.
Kardeşler dikkat edin! Sonra pişman olmaktan fayda olmadığı hepimizce
malumdur. Hiç olmazsa, Abdülaziz Efendi gibi örnek gösterici fedakâr tüccarlarımızdan
ibret alıp vatanımızın zenginliğini, ticaretimizin faydalarını yabancıların cebine
koymadan ve vermeden kendi cebimizde alıp yürümemiz gerektir.
Böyle işlere girişmenin işte tam da vakti!
13
Tenab - Eskiden Orta Asya da kullanılan bir alan ölçü birimi olup yaklaşık olarak 1814,76 m2’ye denk
düşmektedir.
113
Bizde insanız, insan gibi yaşayalım!.. Geçim dalgası ile boğuşuyoruz!
Kardeşler!.. Zaman ganimettir.
“Sedai Fergana”: Demiryolu ahali razı olmadığında mescit ve medreseyi hiçbir
zaman yıkıp geçmez, rıza ile geçtiğinde de bunun için büyük paralar verip geçer.
Do'stlaringiz bilan baham: |