Reel Düşmanlık
Akıncı bir toplum olarak kuzey ve batı taraflarındaki düşmanlarıyla sürekli mücadele halinde bulunan Oğuzlar için Arşun Oğlu Direk Tekür de doğal bir yağıdır. Salur Kazan’ın oğlu Uruz’un sorusuna verdiği cevapla söylersek Arşun Oğlu Direk Tekür de diğer yağılar gibi “… biz anlara yetsevüz öldürürüz, anlar bize yetse öldürür” (Ergin 1998: 158) şeklinde bir düşmandır. Nitekim Kazılık Koca, Bayındır Han’dan akın dilediğinde tereddüt bile etmeden gittiği yer Arşun Oğlu Direk Tekür’ün mekânı olan Düzmürd kalesi olmuştur. Bu doğal düşmanlığın yanı sıra Yigenek ve başta Bayındır Han olmak üzere diğer Oğuzlar için Kazılık Koca’yı tutsak ettiğinden dolayı da ayrıca bir düşmanlık özelliği kazanmıştır. Üstelik Oğuz alpları için dev gibi oluşu ile yenilmezliği de bir çeşit “alplık” kazanma potansiyeli oluşturmaktadır. Bu ve benzeri anlatımlar Direk Tekür’ü dinî ve destanî kökenli düşman tiplemesi yanında reel bir düşman olarak da tanımlamamıza imkân verir. Özetle Oğuzlar için Direk Tekür ve Düzmürd kalesi, akın yapmak için her yönden meşru bir hedef teşkil etmektedir ve bu yönleriyle Direk Teküryetince öldürülmesi gereken bir yağıdır. Nitekim Emen başta olmak üzere Oğuz’un yirmi dört sancak beyi onu öldürmeyi denemişlerdir.
Direk Tekür hakkındaki abartılı tasvirlerin işlevsel bir boyutu da vardır: Düşmanın abartılı tasviri, yapılacak işin ve bunu gerçekleştirecek kahramanın da abartılması anlamını taşır. Bu çerçevede düşmanın boy olarak uzunluğu, kullandığı silahların olağanüstü ağırlıkta olması gibi hususlar, onu yenecek olan kahramanın da büyüklüğüne kanıt olarak değerlendirilmelidir. Düşmanın büyüklüğünü ortaya çıkaran bir başka husus da başta Yigenek’in dayısı Emen olmak üzere onunla mücadeleye girişenlerin başarısız oluşlarıdır. Böylece Yigenek’in mücadelesi diğer adlı sanlı Oğuz alplarının yenemediği bir devi yenmek olarak da anlam kazanmıştır. Nitekim bu mücadele sonunda Yigenek Bayındır Han divanında kendine önemli bir konum edinmiştir. Yigenek’in Bayındır Han’ın divanındaki konumu Bamsı Beyrek hikâyesinin girişinde şöyle anlatılır: “Bayındır Han’unkarşusında Kara Göne oğlı Kara Budak yay tayanup turmiş idi, sağ yanında Kazan oğlı Uruz turmış-idi, sol yanında Kazılık Koca oğlı Big Yigenek turmış idi.” (Ergin 1998: 116). Aynı hikâyenin son kısmında ise Beyrek, Banıçiçek’in Yalancı Oğlu Yaltacuk’la yapılan düğününe son anda yetişmiş; Budak, Uruz ve ŞirŞemseddin’le birlikte Yigenek’in de düğünde güveyiyle birlikte ok atmakta olduğu ana tanık olmuştur. Bu kısımda Yigenek’ten “Biglerbaşı Yigenek” (Ergin 1998: 142) şeklinde söz edilmesi de onun konumuna başka bir işarettir. Aynı hikâyenin sonucunda Beyrek, Yigenek, Kazan Bey, Kara Budak, Delü Tundar ve Uruz Bey ile birlikte Bayburt hisarına akın edip kaleyi fethederler. Burada Yigenek’in Salur Kazan, Salur Kazan’ın oğlu Uruz, Salur Kazan’ın kardeşi Kara Göne’nin oğlu Kara Budak, Delü Tundar ve Şir Şemseddin gibi seçkin alplar arasında sayılması oldukça önemlidir. Yigenek, Kazan’ın oğlu Uruz tutsak düştüğünde de onu kurtarmaya giden alplar arasında yer alır. Elbette ki Yigenek’inbütün yönleriyle ayrıca ele alınması icap eder. Ancak burada yeri gelmişken onun birkaç özelliğini daha vurgulamak isteriz: Kendi adını taşıyan hikâye dışında ikinci hikâye olan “Salur Kazan’ın Evini Yağmalanması” boyunda Salur Kazan, verdiği toy sonunda “yeme içme”den sonra ava çıkmaya karar verirler. Bu beyler arasında Kardeşi Kara Göne, Bayındır Han'ın düşmanını bastıran Şir Şemseddin, Bayburt hisarından uçan Beyrek, Kazan'a keşiş diyen Yigenek ile saymakla tükenmeyen bütün Oğuz beyleri atlanırlar, ava çıkarlar. Hikâyenin sonunda da Kazan’ın evini kurtarmasına yardımcı olanlar arasında da Kazılık Koca oğlu Yigenek’in ismi sayılır. Görüldüğü üzere Salur Kazan’ın hem toyunda yer alıp birlikte ava çıkanlar arasında, hem de ona yardıma koşan beyler arasında Yigenek’inde ismi geçmektedir. Ancak ondan bahsedilirken çoğunlukla babasının adıyla “Kazılık Koca oğlu Yigenek” şeklinde anılırken burada “Kazan’a keşiş diyen Yigenek” ifadesi ilgi çekicidir. Son olarak Yigenek’in Dede Korkut Kitabı’nda çok az kahramana lâyık görülen şu epitetle anıldığını da ekleyelim: “Çaya baksa çalımlu, çal kara kuş erdemlü, kur kurma kuşaklu, kulağı altun küpelü, kalın Oğuz biglerini bir-bir atdan yıkan, Kazılık Koca oğlı Big Yigenek çapar yetdi.” (Ergin 1998: 175).
Do'stlaringiz bilan baham: |