anlıksal süreçlere
girmemeye özellikle özen gösterir. Oysa, Kussmaul
pedagojik olarak yöntemsel bilgiye, ancak anlıksal süreçlerin monolog ya
da dialoglar aracılığıyla adım adım izlenmesiyle varılabileceğini öne sü-
rerek, süreç odaklı yaklaşımına görgül yöntemler bulmaya çalışmıştır. Bu
amaçla
sesli tutanaklara
başvurarak, öğrenciye çeviri sürecinde kullanı-
lan yöntemleri devingen bir süreç içersinde göstermeye çalışır. Kuss-
maul’un çevirinin nasıl yapılacağını öğretmeyi hedefleyen bu süreç odaklı
yaklaşımı, öğrenciye yöntemsel bilginin yanı sıra, çeviri sürecinde bilinçli
olarak karar vermeyi de öğretir. Başka bir deyişle, bu şekilde yetişen bir
öğrenci ya da çevirmen adayı karşılaşılan sorunlar karşısında bilinçli karar
118
vermeyi ve büyük ölçekli güdümler kullanmayı öğrenir. Ne var ki, Kuss-
maul sadece çeviri sürecinde sesli tutanaklarla sınırlı kalmaz. Çeviri süre-
cinin sonunda bu tutanakları çözümleyerek, anlıksal süreçlere biraz daha
yakınlaşmayı hedefler. Bu durumda, çeviri eğitimi verenler, çevirinin na-
sıl yapılacağını, çeviri ürününde çıkan yanlışlardan çeviri süreciyle ilgili
çıkarımlarda bulunarak değil, doğrudan çeviri sürecinden yola çıkan var-
sayıma dayalı bir öğretim yöntemi kullanmamış olurlar. Kısacası, bu çe-
viri eğitiminde çeviri işlemi öncesinden başlayarak doğrudan çeviri süre-
cine dayalı bir yönteme işaret eder. Çeviri sürecindeki anlıksal süreçleri,
sınıf ortamında özellikle dialog şeklinde tartışmaya açılması, öğrencilerin
sesli düşünmesine olanak sağladığı gibi, bunların sesli tutanaklar şeklinde
tutulması, çeviri sorunlarının tartışılarak daha somut bir şekilde çözüm-
lenmesine yardımcı olur. Sonuç olarak, çeviri eğitiminde hem daha biliş-
sel, hem de daha somut bir yöntem kullanılmış olur.
Çevirmenin anlıksal süreçlerine girilmesinde bu şekilde süreç odaklı
bir yaklaşımın kullanılması, ürün odaklı yaklaşımın dolaylı ve buyurgan
öğretim yöntemine göre, hem daha doğrudan, hem de daha yaratıcı bir bir
öğretim yönteminin kullanılmasına olanak sağlar. Çeviri sürecinin anlık-
sal olarak açığa kavuşturulmasında sesli tutanakların kullanılması, öğren-
ciyi doğrudan çeviri sürecinin içine çeker. Bu şekilde, geleneksel çeviri
eğitimindeki çevirmen adayının içine yanlış yapma korkusu salan yasak-
layıcı tutumdan vazgeçilip, oldukça somut verilere dayalı devingen bir çe-
viri eğitimi yöntemine geçilmiş olur.
Kussmaul'ın kuramında öne sürdüğü yöntemin devingenliği, her çevi-
riyi yeni bir edim olarak görüp, profesyoneller dahil olmak üzere tüm çe-
virmenleri yarı profesyonel olarak kabul etmesinden kaynaklanır. Kuşku-
suz, her çeviri de karşılaşılan sorunlar birbirinden farklı olacağından, her
çevirmen her çeviride farklı bir teknik ve farklı bir çözüm güdümü geliş-
tirmek zorunda kalacaktır. Başka bir deyişle, çevirmenin dil edinciyle il-
gili olarak birtakım güdümleri içselleştirmiş olması, yeni çeviri ediminde
karşısına çıkan sorunları çözmeye yetmeyecektir. Oysa, Kussmaul’ın çe-
viri eğitiminde benimsediği bu devingen yöntem, çevirmen adayını, çeviri
süreçlerinde yaratıcı çözümler aramaya yöneltecektir. Örneğin, sınıf orta-
mında doğal olarak çeviri süreciyle ilgili yaratılan tartışmalar, öğrencinin
kararlarını sorgulamasına ve çeviri edincinin gelişmesine katkıda buluna-
caktır.
119
Do'stlaringiz bilan baham: |