Amea folklor institutu

The Influence of Fireside on Learning Success of Primary School Students
ABSTRACT. Nowadays the increasing of humanbeing’s value on individual differences is an important and crucial reality that is not possible to fail to notice in the global world. The handed data of human psychology with the reality of having a hundred years’ of history, every child carries the social, cultural, psycological and cognitive features of the area in wich the child has been living, developing and growing up. It may be possible for the child to develop and mature the potantial abilities derived from the borth by means of interactivating them with the environmental factors. According to many researches if these variables put into different places (isolated) it may not be healthy/correct to develope the personality and so on. In our study, we used a guestionnaire as well as we tried to tell the support of parents, brothers and sisters, close relatives and especially Grand fathers – Grand mothers’ support to develope all dimensions of the children, how they understand the family and the relations between the environment and them being the basing frame to collect the necessary data used for some other researches having credibility scalas. The guestionnaire has four alternatives.The data handed by the guestionnaire were evaluated according to the 10 (ten) variables. Our commends depended on the answers of the guestionnaire given by the choosen students. After that we suggest some suggestions depending on the handed data.
Key Words: Firesite and education, The interactivity in firesite/family, The social and psychological support for children
GİRİŞ
Aile ortamının ana-baba, kardeşler, dede-nine ve birlikte yaşayan diğer fertlerinin çocu­ğun ilk doğduğu andan itibaren devam eden yaşam süreci içerisinde onun sosyal, psi­ko­lojik ve duygusal gelişimine etkisi oldukça önemlidir. Ana-babayla beraber çocuk­ların birlikte ya­şa­dıkları fertlerin; kişilik yapıları, eğitim durumları, meslekleri, zeka dü­zeyleri, bedensel ve ruhsal hastalıkları, psiko-sosyal durumları, sosyokültürel statüleri, ye­tişme tarzları çocuk için ayırdıkları zaman vb. durumlar, çocuğu birinci planda etki­ler. Çocuğun ve aile etkileşiminin ya­nı sıra, ailenin sosyoekonomik durumu, özellikle bilgi teknolojilerine yatkınlığı ve kullanım yeterlikleri, ev ortamının huzur ve güveni, bi­reyler arasındaki sağlıklı iletişim ve anlayış, ya­şa­nılan şehir, evin bulunduğu sos­yo­kültürel çevre, sosyal imkanlar, dev­letin sunduğu imkan­lar, okul ve öğretmen durumu, akrabaların durumu ve konumu, sağlık hizmetlerinden yarar­lanma, iletişim ve medya araç­­larının durumu ve buna benzer sayılmayacak kadar etken ile ço­cuk etkileşim içe­ri­sindedir. Bütün bu etkileşimler ile çocu­ğun psiko-sosyal ve sosyo-kültürel gelişimi şekillenir. Aile ortamında yaşanılan tüm olum­suzluklar çocuğun sosyal ve psikolojik gelişimini problemli hale getirecektir. Olumsuz me­sajların yer aldığı sağlıksız iletişim ortamlarında aile bireylerinin tümünde olduğu gibi, özel­likle çocuklarda da istenmedik tutum ve davranışlar gelişmektedir. Unutulmamalıdır ki, yaşayan ve gelişen bir biyo-psişik ve sosyo-kültürel varlık olan çocuk; konuşulan her sözden, her jest ve mimikten, her tavır ve durumdan, iyi veya kötü olarak etkilenecektir. Bu etkilenme ile çocuğun kimlik, kişilik ve psiko-sosyal yapısı belirginleşmeye başlar. İdeal tu­tum, davranış ve aile ortamı çocuğun sağlıklı bedensel ve ruhsal gelişimini hazırlayacaktır. Aksi takdirde ailenin işlevselliğini ortadan kaldıracak etkileşim ve iletişim arızaları çocuk­larda ve aile bireylerinde psikiyatrik rahatsızlıklar şeklinde ortaya çıkacaktır. Çocukların genel ve özel durumları aile ortamından, çevre ve toplumdan kesinlikle etkilenecektir. Sağlıklı bireylerin yetişmesi için fonksiyonel ailelere ihtiyaç vardır. Her yanlış davranış kar­şısında daha başka yanlış davranışların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bu durum adeta bir kartopuna benzer. Yuvarlandıkça büyür ve önüne geleni ezip geçer. Hayatın temel kurallarından birisi de, etki tepki prensibidir. İyi veya kötü her etki o çeşitten bir tepki veya belirti olarak ortaya çıkacaktır. Bireysel farklılığın ön planda olduğu her çocuk aslında ayrı bir dünya olarak algılanmalıdır. Toplumların gelecekleri dikkate alındığında çocuk yetiştir­menin önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Çünkü sağlıklı toplumlar sağlıklı ço­cuklardan meydana gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında çocukların biyo-psiko-sosyal gelişimlerini doğru yönlendirmek özellikle ana - babaların en önemli görevlerinin başında gelmektedir. Çocuğun kişiliğinin oluşumunda genetik özellikle­rinin yanı sıra çevresel et­ken­lerin de öneminin olduğu bilinmektedir. Realist felsefenin eğitim ve öğretim önerisinde olduğu gibi, doğanın ve tabiatın ilke, yasa ve sistemlerinin öğrenilmesi çevreye uyum süreci olarak algılandığında, çocuğun iç yeterlik ve potansi­yellerinin ortaya çıkmasında temel faktörler olabileceği unutulmamalıdır. Reggio Emilia yaklaşımında da bu düşüncenin ön plânda olduğu gerçeği açıktır. “Çocuğun 100 Dili” olarak ifade edilen bu yaklaşımı temel alan okullarda çocukların kendilerini farklı “dil”­lerle ifade edebilmeleri için azımsan­mayacak kadar malzeme zenginliği ve etkileyici bir fiziki ortam hazırlanmaktadır. Çocuklar sınıflarında hazırlanmış olan mini sanat atölye­lerinde uzman öğretmenlerin yönlendir­mele­riyle birçok yaratıcı etkinliği gerçekleştire­bilmektedirler. Burada doğa ve doğal gerçek­liklerin algılanmasının çocuk gelişimindeki etkisi söz konusudur. Çevresel koşulların dü­zenlenmesinde de anne ve babanın payının azımsanmayacağı gerçeği ise göz ardı edilemez. Nasıl ki bir bitki, tohum ne denli iyi olursa olsun verimli bir ortam olmadan gelişemezse, bir çocuk da aile ortamın elverişli olmadığı durumlarda yeterince ve sağlıklı gelişemez.
Çocuğun ilk temel eğitim aldığı yer aile ortamıdır. Çocuğun bu manada toplum­sallaşmasında ailenin önemi büyüktür (Unicef.org 2004). Çocukların genel davranış özelliklerini yorumlamak ve onların ruhsal yapısını tanımak onların çok boyutlu gelişimini yönlendirmek açısından önem taşımaktadır. Anne babaların çocuğun ruhsal süreçlerini tanımadan yönlendirme ve eğitim çabaları sonuçsuz kalabilir.