-ı:>) Bıı malumat bana bizzat Akçuraoğlu tarafından tahrirî olarak verilmiştir.
!) Aktchura-Oglu Yousouff. l’Etat actuel el les aspirations des Turco- Talars Musulmans en Russie, Lausann 1916 ceman 16 sahife; ve almancası, Die (jcıemvartige laçje der Muhammedaneschen Turco-Tataren Russlaııds tınd ihre Bestrcbungen, fmahal ve tabı yılı gösterilmemiş) 12 sahifedir. Unvanları bir ise de, biraz daha kısa olan almancasına bazı şeyler ilâve edilmiştir.
-15) «le Comite pour la cîefanse des droits des Turcu-Tatars Musulmans • u Rııssic».
ra!ı Mukimiddin Beğcan, Kazak-Kırgız namına Ahmetoğlu Safa, Ku- mukim namına Ahmet Saip Kaplanov, Dağıstan namına Seyit Tahir E- fcndi, Çeıkeşler namına Aziz Meker bulunmuşlardır. Bu heyet «Rusya Müslüman Türk-Tatarlarınm Müdafaaİ Hukuk Cemiyeti» namına hareket etmiş, fakat her millet ve il kendi namına ayrı ayrı muhtıralar vermiştir. Oıtatüıkler namına verilen muhtıralar da ayrı ayrı ise de «Tarar, Çağatay, Kııgız-Kaysak milliyetleri mümessillerinin muhtıraları» na- ıniyle fransızca 1 8 sahifeîik bir risale şeklinde bir araya toplanarak kongre zamanında Lozaııda tabediimiştir. Ayrı ayrı maruza vermek, bu üç füık ülkesinin iktisadı ve siyasî isteklerini bir çerçeve içerisine almakta görülen müşkülâttan ileri gelmiş olsa gerektir. Umumî gayenin bir olduğu kaydolunmakla beraber ona erişmek yolları muhtıralarda »yrı gösterilmiştir. Akçuraoğlu Yusuf Beyin Kazanlılar (les Tatars de Kazan) namından okuduğu maruza on sahife, kadar olup, biraz tarihi malûmat ilâvesiyle hemen hemen yukarıda zikri geçen risalenin ihtisarından ibarettir. Kazanlılarm millî siyasî şiarları olarak da, şu iki esası ileri sürmektedir: 1) Ruslarla bütün hukukta müsavat- 2) Medenî muhtariyet, yani Tatar milletinin din, lisan, maarif işlerinde hürriyeti
Mukîmeddin Beğcanın «Çağatay milleti mümessilinin muhtırası», yalnız üç sahife (S. 1 l-13)den ibarettir. Buna göre: «Bukhara, Khıyva hanlıkiariyîe, Rııs-Türkisianının beş vilâyeti ahalisi, Çağatay milletini teşkil eder». Fakat Bukhavalı olan mümessil, daha ziyade Bukharayı bahis mevzuu etmiş ve demiştir ki: «Ruslar bu memleketi hiçbir hakları olmadan ve sebepsiz istilâ ettiler. Onlar, bizim memleketimizi ve halkımızı yağma için geldiler. 1866 yılında Sasık Göl (sic!) muahedesiyle Bukharanın dahilî işlerde müstakil kalacağını kabul etmişlerdiyse de, sonra o ahdi bozdular; şimdi emir, bir rus vilâyetinin müdüründen başka bir şey değildir. Yarım asırlık rus hâkimiyetinin Bukharanın İktisadî ve medenî inkişafına bir faydası dokunmamış, bilâkis engel olmuştur. Rus hükümeti kendi casusları vasıtasiyle müslümanlar arasına mezhep ihtilâfları sokuyor. 1909 (sic!)-* yılında vâki olan sünnî ve şiî ihtilâfı, rusîarın tertibatından ibaretti, onlar bu bahane ile hanlığın iç vilâyetlerine rus kıtaları soktular ve sevkiilceyş cihetinden mühim olan noktaları işgal ettiler. Rus hükümeti millî siyasî matbuata müsaade vermiyor. Bukharayı komşu memleketlerle münasebetten men’edıyor, hac seferine
-40) Nos revendications: 1—Egalite des droits civils et politiques avec les Itusses orthodoxes de. l’Empire, 2—Liberte et autonomie culturelle, c’est-a-dire l.iberte et autonomie de la langue, de l’enseigment et de la religion de la nationna- lite Tatare.
hile mâni oluyor. Kendisini sivilizatör göstermesine rağmen, Rus, bizim millî sahada tabiî surette terakkimize mânidir. Bundan dolayı biz Bu- lchara ve Khıyvanm tam istiklâlini ve gasbedilen yerlerin iadesini talep ediyoruz»322).
Safa Beyin dört sahife ( 14-18) tutan «Kırgız Kaysak halkı (peuple) mümessilinin muhtırası»nda, 1735 te Ebülkhayır Hanla Ruslar arasında akdolunan muahede esas ittihaz edilmiştir, o zaman esas: 1) Kazak Hanlığının dahilî otonomisi, 2) askerliğin mecburî olmaması, 3) toprağa dokunulmaması, 4) din hürriyeti, olmuş imiş; bu muahedeyi Rus nakzetmiştir. O, evvelâ hanlığı kaldırdı, sonra 1868 yılında kendi İdarî taksimatına tâbi kıldı. Sonra, Kazakları tazyik eden 1868, 1891 yılı
«Sahra vilâyetlerinin idaresine ait kanunlar»dan, dini ve iktisadı tazyiklerden bahsedilmekte, bilhassa Kazak topraklarının gasbedderek Rus hükümeti inhisarına alınıp Rus muhacirlerine verilmesi hususunda, umumiyetle toprak meselesine, bu maruzada ehemmiyet verilmiştir. 1910 da Duma’da mebus profesör ' Kapustin’in, Kazakları tamamen temsil için muhaceret siyasetini şiddetlendirmek • lâzımgeleceği hususundaki sözleri naklolunuyor. Rusların, Kazaklara, tıbbî muavenet göstermedikleri, hattâ 1908 yılında Astarkhan Kazakları istedikleri halde, muavenet edilmediği söyleniyor. Kazakların talepleri şunlardır: 1) Kazakistan otonomisi, 2) Toprak-arazi meselesinde Ebülkhayır Han zamanındaki muahedenin esas ittihaz edilmesi, 3) Ruslarla hukukta müsavat ve «Sahra kanunları»nın lağvı, 4) Kazaklardan alman vergilerin, Kırgız-Kazak âmme işlerine, maarifine, sıhhî işlerine sarfedilrnejsi, maarif, âmme işleri, din hususlarında Ruslarla müsavat.
Do'stlaringiz bilan baham: |