ır,4) gu hanların şecere ve nesepleri bu fasılda haşiye N. 225 te -zikredilmiştir.
e
Kalmukluğun Sonu
derken,1 diğer taraftan Başkurt isyanını takviye ediyordu. Nihayet bu oyun ciddî bir şekil aldı. Rus hizmetinde- olan Tatar mirzalarından Kutlu Mehmed Tefkilev, bazı tüccar ve mollalar EJbülkhayır Hana gidip Rus tâbiiyetini ciddî olarak kabul etmesini teklif ettiler. Nihayet 1 734 yılında Ebülkhayır Han Rus tebaalığını kabul etti. Ruslar da 1735 yılında, Başkurtlarla Kazakların tam ortasında, Ebülkhayır Hanın kendisinin gösterdiği yerde, «Or» ırmağının Yayık ırmağına döküldüğü noktada (şimdiki «Orsk» şehri yerinde), ozamankı «Orenburg» şehrini yaptılar. Fakat Ebülkhayır Hana kaleyi vermediler. Başkurtlar, Yayıkta kale yapmanın ne demek olduğunu biliyorlardı*, bu yüzden kaleyi yapmak için giden rus ordusunu geçirmemek için bütün kuvvetleriyle mücadele ettiler. Fakat muvaffak olamadılar. Neticede Ruslar Bozkırda duruma hâkim oldular. O güne kadar Rusyaya bilfiil tâbi olmıyan Üsergen (Qanlı), Bürcen, Yeti-Uruv, Kıpçak ve Yurmatı Baş- kurtları da artık Rus tebaası oldular. Bazı «Orta Yüz» sultanları da biraz sonra Rus tâbiiyetine girmek zaruretini hissettiler. Ebülkhayır ile bu hanlar hatalarını pek çabuk anladılar. Ebülkhayır, bir taraftan Kalmuk hanına kızını vererek ve ona dayanarak kuvvetlenmek istiyordu; diğer taraftan, 1741 yılında Ebülkhayır tarafından Petresburga gelen elçiler, Türk elçisini görerek Türkiyenin, Kazakları Rus esaretinden kurtarıp kendi tâbiiyetine kabul etmesi hakkında Ebülkhayır Han adına müracaatta bulundular155). Diğer sultanlar, bilhassa «Orta Yüz»ün hani «Barak Han» Ebülkhayırı, Rus tâbiiyetini kabul etmesinden dolayı hain biliyorlar, onunla ve oğullarıyla temastan çekiniyorlardı. Her halde î 8 .inci asır ortasına doğru bütün* Yayık havzası Yukarı Yayık (rusça Verkhni Ural) dan «Uyşük» (rusça Guryev) e kadar Rus Kozak kuvvetleriyle doldurulmuş oldu.
Kalmuk istilâsı, doğudan Çinlilerin müdahalesiyle nihayet buldu. Zaten Kalmuklarm kuvvetlenmesi ve «Tibet»e kadar el uzatabilmeleri, Çindeki durumun karışıklığından ileri geliyordu. Çin hükümeti 1644 yılında «Ming» sülâlesinin düşmesiyle neticelenen karışıklıklar ve ihtilâller dolayısıyla uzun zaman batı sınırlarına gereği kadar bakamıyordu, Fakat 18. inci asrın başında imparator «Kan-şi» (1713-1 722) memleketinde âsâyişi sağladıktan sonra, yeter derecede kuvvetli bir ordu kurabildi. 1714 te Kalmuk hanı Şiven Rabtan Çine taarruzda bulunmuştu. Bu vak’a, imparator «Kan-si»nin Kalmuklara karşı ciddî tedbirler almasına sebep oldu. Tehlikeyi gören 165
Kalmuklar Cungaryadan ve Yulduz-»Köl yaylalarından «İle» havzalarına, «İle» Kalmukları da bu ırmağın ayaklarına indiler. 1 723 yılındaki «aktaban şuburundu» vak aları Kalmuklarm yalnız taarruzundan doğmamış, aynı zamanda onların Çin tehlikesi önüne geçmeleri yüzünden meydana gelmişti. Bundan sonra Çinliler muntazaman Kaîmuk işlerine karıştılar. Şiven Rabtan’ın halefi olan Galdan Çirin Çinlilerle harbedip 1 739 andlaşmasıyla memleketinin yarısını kaybetti. Kalmuk baş karargâhı ozaman daha İle, Tekes ve Kigen nehirlerinde idi. Yaylalarından kaçan Kazakların büyük bir bölümü bu aralık Kalmuk tâbiiyetini kabul ederek geri dönmüşlerdi. Bunların yardımlarıyla Kalmuk tahtını ele geçiren «Amursana» 1 754 te Çinlilere itaat etti. Kal- muklara tâbi olan bütün eller artık Çin tâbiı oldu. Batı Kalmuklannm reisi Ayüke Han daha önce Cinle münasebet tesis etmişti ve 1714te Edil Kalmuklarma Çin elçisi gelmiş, Ayüke de bu elçiye Çine dostluk ve Ruslara düşmanlıktan bahsetmişti. Amursana Çin hâkimiyetine dayanamayıp isyan etti; çin memurlarını kesti. Fakat sonra yenilip «Orta yüz» Kazaklarına kaçtı. 1 75 7 de tekrar hükümeti ele almak teşebbüsünde bulunmuştu. Kazak hanı Abılay’m İ1,G) kendisini tutuj^ ÇinlileTe vereceğini öğrenerek Sibirya Ruslarma sığındı. İkinci yıl çin imparatoru 3i-ban-!un, kendi generallerinden «Çjaokhoy» ve «Fu-de» idaresinde Kalmuk isyanlarını bastırmak için çok büyük bir ordu gönderdi. Bunlar da, Türkistanda emsali görülmiyen bir vahşetle, bütün Kalmukları mdiirdüîer. Burada bir milyondan fazla Kalmuk kesildi.
Yayık-Edil-Kuban taraflarındaki Kalmuklarm başına •• aydı felâket geldi. Ayüke’nin halefi olan Seren Donduq bİT taraftan Çmlilero, diğer taraftan Osmanlılara tâbiiyet arzediyordu. Diğer bir kısmı İrana, Nadir Şaha sığınmışlardı. Ruslar tarafından tâyin edilen Donduq Da- şı’nm oğlu Ubaşı zamanında Ruslar Kaîmuk işlerine bizzat karışıp «khan
argusı» (divanı) yerine yalandan «halk cargusı» diye kendi tayın ettikleri adamlardan ibaret bir hükümet kurdular. Ubaşı buna tahammül etmeyip, 1771 yılında Edil ırmağını geçerek Uraldan ve Kazak bozkırından Balkaşa ve oradan Cungaryaya dönecek oldu. Edilin batısında ancak 5 00 ev kaldı. Geri kalan bütün Kalmuklar 33.000 çadır ( 169.000 kişi) oldukları halde tamamen CungaTyaya kaçtılar. Yolda bunları Kazaklar ve kısmen Başkurtlar yağma ettiler. Bunlar Ediiden Çin sınırına
i»») Abılay (^Ebülkhayır) bin Uvalı (=Veli), bin Cihangir, bin Eşim. Ta- vârîkh-i Khamse-i Şarkî, s. 247; bk. yine aşağıda haşiye N. 225. Kiçi Yüz hanı Ebül- khayır bn. Açe gibi bu Abılay bn Uvalı’nın ismi de «ebülkhayır» kelimesinden geliyorsa da, bunlardan İkincisi ancak «Abılay» şeklinde söylenmiştir.
kadar olan mesafeyi sekiz ayda geçtiler. Malları yağma edildi. Çin sınırına 169.000 kişiden ancak 70.000 kadarı sağlıkla gelip, yüz bini yolda öldürüldü, açlıktan kırıldı, esir edilerek satıldı. Çin sınırına varabilenlerini Çin hükümeti eyi karşıladı. Doğu Türkistanda Kara-Şehirde, Uluğ Yuduz ve Kiçik Yulduz yaylalarında, kısmen de Tarbagatayda yerleştirdi. Bugün Yulduz ve "Tekeste yaşayıp 19 İ 6 isyanında Doğu Türkis- tana kaçan Kırgızları yağma eden ve kesen Kalmuklar, yine onlardır.
Kalmuk hareketleri, Türkistan ve Moğolistan tarihinde evvelce misli görülmiyen mânâsız bir hareketti. Bu kadar Kazak, Mangıt-Nogay ve Başkurt kanı döktüler. Kendileri de bu kadar kırıldılar. Profesör Pozdneev, Kalmuk hareketleri doğudan yapılan mühim bir baskı neticesi değildir 1!i7a), diyorsa da bu fikir doğru değildir. 16.ncı asrın başında 'Cinde ve Moğolistanda seyahat eden Osmanlı müellifi Ali Ekber Kha- tâî nin açık ifadelerinden, Kalmuk hareketlerinin baş sebebinin doğu-ı daki nüfus kesafeti olduğu anlaşılmaktadır lr,7b). Bununla beraber oymak halindeki cahil ve güçsüz bir kavmin eski şevketli atalarının büyük fütuhat an’anelerini takip etmek hayali de bunda mühim âmil olmuştur. Bunlar Türkistanda kuvvetli bir hükümetin kurulamamasından istifade ederek, evvelce Moğol, devletine tâbi olan .bütün, ülkeleri tekrar alacaklarını sandılar. Asrın başka bir asır olduğunu, şartların değişmiş bulunduğunu, I 7. nci asrın Rusyada Birinci Petro çağını hazırlamakta olduğunu, tabiîdir ki, düşünemediler. Yalnız 18. inci asırda bunlar kendilerinin Rus kapanına düştüklerini . öğrenebildiler. Umumiyetle Kalmuk vak’aları Birinci Petronun plânlarının tatbik edildiği zamana
lu7a) Prof. A. Pozdneev’in muhtelif eserlerinde bu meseleye temas ederek yazdıkları Grum Grjimayla, Zapadnaya Mongoliya i U.riank- hayskmi Kray, II, 1926, s. 631-635 te hülâsa edilmiştir; bu müellif eserinin 631. sahifesinde Kalmuk muhaceretinin sebeplerine dair bütün diğer müellifler tarafından serd edilen mütalâaların bibliyoğr afisini de vermiştir.
lu7b) Ali Ekber, Khatâynâme, Aşir Efendi Kütüphanesi, N. 6İ0, varak 123: y.i' oM.
^-JÎ oiip ^İ«Ü .>-«» ^jU. J
Kalmuklarm garbe yürüyüşleri şarktan gelen geniş bir tazyikin neticesi olduğuna dair diğer kayıtlar, Kalmuklarm ve garbı Moğolların tarihini bütün mehazları göstererek hülâsa eden G r u m G r j i m a y 1 o tarafından da s. 635 nakledilmiştir; Moğollar arasında arazi nizaları için yine bk. Yâkinth-Bi- ç u r i n, İstoriçeskoye Obozrenye Oyratovt 1834, s. 61-63.
Do'stlaringiz bilan baham: |