mevkiini rusçaya terketmek için muvakkat olarak yaşatılıyorlaı. B a r^t-
hold’ün Tarihi», Radloffun «Aus Si-
birien»i, muasır sanat tarihçilerinin neşriyatı gibi kıymetli tarihî eserlerin mevzuunu teşkil eden iki bin yıllık bu muazzam yerli küli tür, ancak gelecekteki tarih ve arkeolog ar^tırıcılarmın mevzuu olmak üz^ tadan kaİdmla^I^bunun yerine Slavların Bizanstan azma yahut Rusların Avrupadan bozma «euroasia» sanatları yerleştirilecekmiş; acaba bunlardan ötekisini bırakarak berikini kabul etmekle, beşeriyet ne kazanmış olacaktır? Rus boyunduruğu altındaki son iki asırlık hayatında bu ülkenin, sonu gelmiyen ıztırapları, o bitmez tükenmez kıyamları nasıl doğurup beslemiş olduğu, bu kitapta genişçe anlatılmıştır. Rus nu- fusunu yerleştirmek uğruna, Asyanm buradaki asil bir ırkını, cihanşümul d^vlefleTTcurarak insan camialarının dinî ve medenî işlerine karış- mayıp, sırf siyasî ve İktisadî esaslar üzerinde müşterek bir hayat kur- mak usûlünü beşeriyete defalarca göstermiş millet yani Tiirkler
ortadan kaldırılırsa, Ortaasyada seyahat edip Ruslara meddahlık eden o kozmopolik seyahatlar ne kazanacaklardır? Gerçi Çarlık Rusyasınm Ortaasyadaki hâkimiyet kurması, başlangıçta Avrupalılara büyük umutlar vermiş; fakat bu hâkimiyet 20.nci yüzyıla geçtikten sonra kendisinin içyüzünü belirtmeye başlayınca, yalnız bizde değil, birçok bitaraf Av- rupalılarHa dahi (meselâ Dt. Le Coq) çok derin endişeler uyandu- mıştır.
Rusyanın bolşeviklik devri ise, medeniyet âlemini, yepyeni bir em- rivâki karşısında bırakmıştır. Rusya, Asyada geniş Ölçüde yayılma si-
yasetini takip eden ve bu yayılıp büyüme hareketlerine karşı duracak olan hiçbir sınır tanımıyan, hırs ve iştihası gittikçe aşıp taşan bir ımper- yalist devlet; Rus milleti de, devletçiliğe en çok bağlı ve ferdi hususî mülke bağlılığı kalmadığından, hükümetin gösterdiği her yere ve her Y
ülkeye taşınıp yerleşmeğe hazır bulunan müteharrik ve cevval bir unsur oluyor, Rus milleti bu müteharriklik ve cevvalliği ayrı bir özenme ile beslemektedir. Rus istilâları, önceleri de hep yem yeni ülkeler işgal etmek ve her elde ettiği yerdeki kavimler! kendisine, bilhassa medeni ve iktisadı şartlara dayanarak eritip temsil etmek ve onların hesabın gittikçe büyümek gayesini takip eder. Bunu Vambery, daha 1871 de tes- bit etmiş ve demişti ki: «Rusya sür’atle büyüyor, Büyük Petro zamanında ahalisi ancak 15 milyon idi, Katerînanm cülûs yılında 2 5 . milyon oldu, I. Aleksanderin Ölüm yılında 58 milyona çıktı, şimdi (1871 de) ise 77 milyon olmuştur. Bu müthiş nüfus teZayüdü, Rusların tevellüt istidadından daha çok, işgal ettikleri ülkelerdeki ahaliyi çabuk temsil edebilmeleri ile izah edilir. Bundan otuz yıl önce -B o 11 i n g, - K. a^t ren ve Re guîi’nin tetkik seyahatleri yaptıkları sırada Lena havzasında Yakutlar, garbı Uralda Vogul ve Votiaklar, sayı itibariyle şimdikinden beş defa fazla idiler. Az bir zaman sonra ruslaştılar. Rus işgali »İtina girmiş olan Türk kavimleri de şimdi, şu Yakut ve Vogullarm yolunu takip etmektedirler»373).
Rus kendi misyonunun milletler halitasından bir yeni coğrafî mil- iet, «Rusya milleti» yaratmak olduğunu, daha geçen asrın ilk yarısında anlamıştı. Aslı arap olan şâir P u ş kin dahi «Exiği Monumentum», yani «heykel dik» unvaniyle yazdığı şürinde, kendisini Rusyada yaşıyan^ kavimler müşterek şâir olarak tanıyacaklarını söylemiş ve «muazzam Rusyanın içinde ötede beride muhtelif dillerde konuşan kâvimlerin hepsi benim adımı dillerinden düşürmiyecekleT, ister mağrur Slav oğlu olsun, ister Fin evlâtları, ister dağlarında başıboş gezen Tönguz, ister bozkırların dostu Kalmuk olsun, hepsi beraber beni yadedeceklerdir» demiştir. Aslı tatar olan, fakat Slav ittihadı fikrinin elebaşılarından kesilen^ muharrir Aksakov’a göre, Başkurt ve Kırgızlar ancak büyük Rus milletinin bozkırlarda yaşıyan Ve henüz nasraniyete kavuşamamış olan ev» îâdntdan ibarettir. Çarlık zamanında Ruslar temsil siyasetlerini daha ziyâde din yoluyla infaz ediyorlardı. Şimdi «Yeni Rus» dediğimiz Bolşevik Ruslar ise, bu siyaseti daha ziyade yeni in d üst ri sahaları açmak, -oralarda ve kollektif iğeliklerde yerlilerle Rusları karışık’,olarak yerleştirmek, müşterek çocuk bahçelerinde, müşterek gençlik ve spor Vteşki-
İâtmda, müşterek mektepte, Rus ve Gayrirus için müşterek peygamber tanılan Lenin’in talimatını ortak bir din şekline sokmak, Gayrirusları rus vilâf^erlerineT tehcir etmek yoluyla, daha hiçbir zaman tarihte ve dünyanın hiçbir kıtasında görülmiyen bir hızla kuvveden fiile çıkarıyorlar. Bu yolla milyonlarca «Gayrirus» birkaç yıl içinde eriyerek Rus olup gidiyor. -
Bu çok radikal yolu nihayet marksist sistemlerde bulmuş olan Ru- sun yayılma hareketi, mâniasız ilerleyişine rağmen tamam olmaktan çok uzaktır. Rus yayılması, Doğuavrupada arazi darlığından ileri gelmiyor; o, Sibirya, Ortaasya ve Kafkasyadaki yerli kavimlerin medenî ve ikti- sadî bünyelerinin gevşekliğinden istifade ile onları temsil eyliyerek bir «coğrafî milliyet», yani «Rus milleti» yerine «Rusya milleti» şeklinde mütemadiyen büyümek prosesinin merhaleleri olarak izah edilmelidir. Bu proses, önce temessül eden her «Gayrirus» (inorodets), kendisin^ den sonra iltihak edenleri ruslaştırmak yoluyla bazan ayrı bir hız alıypr. Ruslar kendileri bu prosesi güya karşı durulmaz «tabiî tekâmül» (stikKiy- noye dvijenye) gibi tasvir ederler. Fakat bu hiç de böyle değildin
«Rus seli», esbabı malûm ve durdurulması insanların elinde olan bir prosestir. Bunun esas sebebi, ; Rus siyasî istilâsına maruz kalan ülkelerdeki kavimlerin kültür itibariyle bünyelerindeki gevşekliğidir. Bu yüzden bunlar rusluk tarafından yutuluyor ve onu yuvarlanan bir çığ gibi büyütüyorlar. Önceleri , bu büyüme, hıristiyanlık yoluyla geldiğinden, daha ziyade şimalin gayrimüslim Fin ve şamanı Türk kavimleri hesabına inkişaf etti. Müslüman kavimler ise, büyük bir medeniyete mensup olmaları dolaysiyle, ruslaşmağa karşı koyabildiler. Fakat bu kavimler içinde, bilhassa bu asrın başmdâhberi Avrupalılaşmak maksadiyle terakkiye engeldir diye, İslâm medenî ananeleri zarurî olarak, bazan mübalâğa ile çürütüldü; neticede o, daha çat dev tinin sonlarına doğru kendisinin «başlıca dayanıç» sıfatını ve rıisluğja karşı koyma küvVeüm kaybetti; onun yerini lutıhâk istiyen thüSyet fikri ise, kabile hareketleri şeklinden öteye geçemediğinden, «biricik dayanıç» İmline gelemedi. Derken «Yeni Rusluk» t yani Sovyet Rusya kendisinin- hakikî düşmanı olarak tanıdığı din ile milliyeti ezmek yolunu tuttu. Ukrayna ve Kafkasyadaki «Gayrirus» hıristiyanlarm mukabelesinin istinatgâhı olan milliyetin; Türk ve İslâm kavimleri için ise din ile mlliyetten her ikisinin de ezilmesi, bu iki unsurun matbuattan, mektep Ve cerniyetten uzaklaştırıl- ması ve sıkıca takip edilmesi yerine, «en asrî doktrin» sayılan komünizmin ikame edilmesi sayesinde eski gevşek vücutları ruslaştırmak işi, önceleri sağlam bir vücut telâkki olunan İslâm tabaa arasında da âldı yürüdü. 1918-1922 yıllarında Türkistanda. Kafkasya ve Ukraynada vâki
kıyam hareketlerinin tenkilinden sonra rus imperyalizmi, «Gayrirus» ka- vimleri kendisi için artık Hiçbir tehlike teşkil etmiyecek. bir hale getirdiğine zahip oldu; önce «müstemleke» telâkki olunan_ Türkistan ile Kafkasya artık «asıl rus vatanı» sayılır oldu ve ruslaştırma yolunda dolambaçlı ^ yolların takibine artık lüzum kalmadığını gördü. Önceleri rus sosyalistlerinin kendileri tarafından daima «müstemleke» (koloniya) yahut «kenar ülkeler» (okraynı Rossiyi) diye anılan bu ülkelerin «Rus vatanı» (rodina) tesmiye edilir olması, Leninin ölümü ve Rusyada işbaşına, «coğrafî milliyet», «şekil (yani dil) farkları ile beraber münderecat (yani ruh ve ideoloji) itibariyle bir ve yekpare olan Sovyet milleti» şiarlarını tahakkuk ettirmek va’diyle gürcü Stalinin gelmesi, rus imperyalizmi tarihinde yeni bir deyir açmış old-,. İhtimal bu «Rusya milleti», biından böyle diktatörlerini Stalinden sonra da «yeni Rus»luğa geçen «Gayrirus» (inorodets)lardan seçecektir. Müşterek ideoloji, müşterek vatan, Sovyet Rusya mukadderatı adına çalışmak, vatanı müştereken indüstrileştirme ve kolhozlaştırma, ve bu gayeleri de, bu «müşterek» liği sembolleştiren «Gayrirus -rehber»! erin eliyle gerçekleştirmek, işte bugünkü «yeni Rusluk» şiarı budur.
«Yeni Rus» münevveri, Rusyadaki milletlerin sırf coğrafî» bir millet olarak karışmasına engel olan küçük milliyetlere, İslâmiyet ile bu- dizm gibi dinlere olduğu kadar «rus çarlığı» ve «ortodoks hıristiyanlığı» na da candan düşmandır. Onun ilk plânı, bahaneler ve meselâ sulama işlerinin düzenlenmesini ileri sürerek Amuderyanın cenubî kollarını, Kök- suyu, Balkhâbı, Murgab, Tiçan (Herirud), Etrek ırmaklarının Afganistan ve İran elindeki kısımlarını ve Araş ırmağının da sağ kollarını ele geçirerek Hindikuş sırtına, Horasan ile İran Azerbaycanı içerilerine doğru yürümek ve Doğu Türkistanı işgal etmektir. Bu vaziyette Batı Türkistan ile'Kafkasya, rusluğun sıra bekliyen yeni yayılma hareketlerinin temeli ve merkezi olacaklar ve bunlar, rus yayılma hareketinin birer merhalesi olmak itibariyle, eski Kazan, Astarkhan ve Batı Sibirya (Tura) hanlıklarının vaktiyle gördüğü işi göreceklerdir.
Şimdiki yeni rusluğun tuttuğu yol, şöylece biçimlenmektedir: 1) Komünizm ile rus imperyalizmini, biri ötekinin mütemmimi olan iki esas umde sıfatiyle birleştirerek Rusyaya tâbi milletlere ve dünyaya karşı iki yüzlü bir siyaset gütmek; 2) Rus milletinin cihan hâkimiyeti gayesini «mukaddes ideal» şekline sokmak, ve millî gayelerini bu yolla tahakkuk ettirmek uğrunda ölmeğe hazır mutaassıp ve cengâver millet kılmak;
3) Her türlü vasıtayı kullanarak Rus nüfusunu çoğaltmak; 4)* Rusun, Asyanm yeniden işgal edilecek olan yerlerine hemen taşınabilecelk seyyar ve cevval olmasını temin etmek; 5) Yayılma‘ve fütuhatta katiyeti
Do'stlaringiz bilan baham: |