5. ÜÇ NOKTA ( ... )
„Art arda örneklerin sıralandığı cümlelerde benzer örneklerin sürdürülebileceğini ifade etmek için cümle sonunda kullanılır. Bu amaçla cümle sonunda kullanılabileceği gibi cümle içinde de kullanılabilir:
Fiillerin bazıları isimlerden türemiştir: başlamak, suçlamak, incelmek, çoğalmak...
Güneşli fırtınalar, renk renk çiçekler... ve başka insanlarla birlikte yeni bir hayata hazırlanıyordu.
„Bitmemiş veya bitirilmemiş cümlelerin sonun konur. Bazılarında okuyucunun cümleyi zihninde tamamlaması beklenir:
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!
Onu bir defacık görebilmek için nelere katlanmazdım ki...
Kar, yılın ilk karı... Belliydi yağacağı. Kaç gündür neydi o soğuklar öyle!
El elin eşeğini elbette türkü söyleyerek arar. Hele eşek zorla aranıyorsa. Üstelik Subaşınınsa....
Trenin pencerelerinde gülümseyen kadınlar, el sallayan çocuklar... Keskin bir tren düdüğü... Trenin birdenbire salıverdiği yoğun bir buhar... her şey bir su katmanının altında yok oluverdi birden. Sonra genzi yakan o bildik kömür kokusu...
„Söylenmek, belirtilmek istenmeyen ve kaba sayılan, söylenmesi ahlâken çirkin görülen kelimelerin yerine konur:
Olaya ... Bey’in oğlunun da adı karışmış.
Haberi ...’dan dinledim.
Toplantıya gelenler arasında ... var mıydı?
Kılavuzu karga olanın burnu b....tan çıkmaz.
Yerden topladığı ...ları onun arkasından fırlattı.
... adam, yine her yeri dağıtmış.
B....., 7 Nisan (burada yer adı gizlenmiş)
„Herhangi bir metinden alınan cümlenin öncesi ve sonrası olduğunu, aralarda da alınmayan kısımlar olduğunu belirtmek için kullanılır:
“...Annelerinin esvaplarını kızlar giyer, büyükannelerinin mücevherlerini torunlar takardı. Sırmalı çedik pabuçlar, kırmızı feraceler... Ah hele kırmızı feraceler... Baharın yeşil çimenleri üzerinde, seyir yerlerinde kadınlar tıpkı birer gelincik çiçeği gibi parlarlardı...” (Bahar ve Kelebekler; Ömer Seyfettin)
Bu görevdeki üç nokta yay ayraç içerisinde de konabilir.
„Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:
Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:
─ Koca Ali... Koca Ali, be’ (Diyet)
„Karşılıklı konuşmalarda yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır:
─Yabancı yok!
─Kimsin!
─Ali...
─Hangi Ali?
─...
─Sen misin, Ali usta?
─Benim.
─Ne arıyorsun bu vakit buralarda?
─Hiç...
─Nasıl hiç? Suya çekicini mi düşürdün yoksa?
─!... (Diyet)
6. SORU İŞARETİ ( ? )
„Soru anlamı taşıyan cümle ve kelimelerden sonra kullanılır:
Hangi elbiseyi beğendiniz?
Benimle alış verişe kim gelecek?
Soruları cevapladınız mı?
Nasıl bir kitap aramıştınız?
Evimizi, eşyalarımızı nasıl buldunuz?
Nerede ?
Kim?
Nasıl?
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
„Cevabı zaten içinde olan soru cümlelerinde de soru işareti kullanılır:
Haksız mıyım? Liderler içinde Atatürk gibisi var mı?
Yoksa bu sözümde yalan var mı?
„İçinde soru kelimeleri veya soru eki bulunan ama anlamca soru cümlesi olmayan cümlelerde soru işareti kullanılmaz:
Kaça aldım, şimdi hatırlamıyorum. (soru kelimesi nesneye dahil)
Yapar mı yapmaz mı bilmem. (soru kelimesi nesneye dahil)
Bu olayı bize ne zaman anlatmıştı, hatırlamıyorum. (soru kelimesi nesneye dahil)
„Bazı cümleler de soru kelimesi barındırmadığı hâlde soru cümlesidir. Bunlar soru işareti ile biter. Bu cümlelerin soru anlamı vurgu ve tonlama ile belirtilir:
Yaşınız?
Sen alacaktın?
Gördün?
„Bir bilginin şüpheyle karşılandığı veya kesin olmadığı durumlarda yay ayraç içinde kullanılır:
Ankara’dan Konya’ya 1,5 (?) saatte gitmiş.
1496 (?) yılında doğan Fuzuli...
„Bilinmeyen yer, tarih vb. durumlar için kullanılır:
Yunus Emre (1240?-1320), (Doğum yeri: ?), ( ?-1120)
„Soru eki soru anlamı katmıyorsa, zaman anlamı katıyorsa soru işareti de kullanılmaz?
Akşam oldu mu sıla özlemi depreşir gurbetçilerde.
Hele bir de karların eriyip sularının akması yok mu...
7. ÜNLEM İŞARETİ ( ! )
„İçinde ünlem ifadesi (haykırış, sevinç, kıvanç, üzüntü, acı, korku, hayret, ürperti, heyecan, nefret vb ani coşkunluklar) bulunan ve seslenme, hitap ve uyarı bildiren cümlelerden ve kelimelerden sonra gelir:
Komşular!
Babacığım!
Hemşehrilerim!
Tanrım!
Yazık sana!
Aşkolsun!
Hey baksana!
Ey Türk gençliği!
Hey! Biraz bakar mısın?
Hişt! Buraya gel!
Şşt! Sus bakayım!
Ee, yeter artık!
Aa! Bu da ne?
Ah, ne yaptım!
Eh! Fena değil.
Ay, elim!
Gitme ha!
Hah, şimdi oldu!
Hay Allah!
Vah zavallı!
Vay sersem!
Aman dikkat!
İmdat! Boğuluyorum!
Simitçi!
Çok ilginç!
Ne kadar güzel!
Çabuk eve git!
Ne olur yardım et!
Çık dışarı!
Güm!
Miyav!
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Ne mutlu Türküm diyene!
Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak bir devrin battığı yerdir.
Kar, yılın ilk karı... Belliydi yağacağı. Kaç gündür neydi o soğuklar öyle!
Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa duşmuş, asker!
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Ünlem işareti, ünlem ifadesinden hemen sonra kullanılabileceği gibi cümlenin sonunda da kullanılabilir:
Eyvah, geç kaldım! Eyvah! Geç kaldım!
„Parantez içinde kullanılan ünlem işareti alay etme, hafife alma, küçümseme, inanmama, kinaye anlamları katar:
İsteseymiş bu kitabı bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş.
Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.
Enflasyonun nasıl düşeceğini bilmeyen ekonomi bilginlerimiz (!) var.
Gençliğinde 100 metreyi 10 saniyede koşarmış (!).
NOKTALAMA İŞARETLERİ
KESME İŞARETİ ( ’ )
TIRNAK İŞARETİ ( “ ” )
TEK TIRNAK İŞARETİ ( ‘ ’ )
yay ayraç ( ( ) )
KÖŞELİ AYRAÇ ( [ ] )
KISA ÇİZGİ ( - )
UZUN ÇİZGİ ( ─ )
Eğik Çizgi ( / )
Denden işareti ( " )
Do'stlaringiz bilan baham: |