13
Üzümden elde edilen güzel rızık ile müskir ayrı tutulmuş, genel anlamda müskirin güzel
bir rızık olmadığına imada bulunulmuştur.
İkinci aşamada Bakara sûresinin 219. ayeti nazil olmuştur. Rivayete göre Hz. Ömer (r.a.)
Hz. Peygamber’e (s.a.v.), “Şarap malı yok ediyor, aklı gideriyor. Allah’a dua ediversen
de şarabın hükmünü bize açıklasa!” dedi ve ardından “Allah’ım! Bizi içki hakkında
yeterli bir açıklama ile aydınlat!” diye dua etmeye başladı. Bunun üzerine şu âyet nazil
oldu:
52
“Ey Muhammed! Sana şarap ve kumarın hükmünü soruyorlar. De ki: Bu ikisinde
büyük
bir günah, bir de insanlar için bazı yararlar vardır. Fakat günahları,
yararlarından
daha büyüktür.”
53
Bu ayette içkinin günah olduğu hususuna işaret edilmekle birlikte birtakım faydalarının
da olduğu ifade edilmiş ve kesin bir yasak konmamıştır. Bu ayetin nazil olması üzerine
müslümanların bir kısmı “büyük günah” olduğu için içkiyi terketmiş, bir kısmı ise
“insanlara yararı var” şeklinde düşünerek içmeyi sürdürmüştür.
54
Üçüncü merhale ise şudur: Bazı sarhoş sahabilerin cemaatle namaz kılmaya
niyetlenmeleri ve imamın bazı ayetleri zıt anlama gelecek şekilde hatalı okuması üzerine
“Ey inananlar! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de cünüpken yolcu
olmanız müstesna gusül yapmadıkça namaza yaklaşmayın.”
55
ayeti nazil olmuş ve bunun
üzerine içki yalnız namaz vakitlerinde ve ilk defa olmak üzere haram kılınmış, mutlak bir
yasak gelmese de kullanımına sınırlama getirilmiştir. Buna binaen sahabiler içkiyi yatsı
namazından sonra içiyorlar, ayıldıktan sonra da sabah namazını kılıyorlardı.
56
Dördüncü ve son merhale ise şu şekilde gerçekleşmiştir: Utban bin Malik (r.a.) bir
evlenme ziyafeti vermiş ve arkadaşlarını davet etmişti. Said bin Ebi Vakkas (r.a.) da
oradaydı. Ziyafet yemeği için hazırlanan kızarmış deve kellesini yediler ve içki içtiler.
Sarhoş olup akılları başlarından gidince asalet iddiasında bulundular. Sa’d (r.a.) da bu
52
Ebu Davud, Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, ter. Necati Yeniel, Hüseyin Kayapınar, Şamil
yayınları, İstanbul, 1991, 12:286; Halebi, Multeka Tercümesi Mevkufat, 1:401; Serahsi, Mebsut, edit:
Prof. Dr. Cevat Akşit, c.XXIV, İstanbul, 2008, s.1; Mustafa Baktır, “İÇKİ”, Türkiye Diyanet Vakfı
İslâm Ansiklopedisi, (Ankara: TDV Yayınları, 2000), 21:459
53
Bakara 219
54
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili, Huzur Yayınları, 2003, 2:146
55
Nisa 43
56
Ebu Davud, 287; Mustafa Baktır, “İÇKİ”, 21:459
14
alanda kendi asâletini
dile getirerek soyunu, kavmini öven ve Ensârı hicveden bir şiir
okudu. Ensardan biri buna öfkelendi. Devenin sofradan kalkan kellesini alıp onunla
Günay
Sa’d’ın (r.a.) kafasını yaraladı. Bunun üzerine Sa’d (r.a.) Resûlullah (s.a.v.) efendimize o
kişiyi şikâyet etti. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a),“Ya Rab! Şu içki hakkında bize net bir
açıklama yap!” diye dua etti ve duanın akabinde şu meâldeki âyet-i kerime nazil oldu:
57
“Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları
ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve
kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan
alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?”
58
Bu ayetin nazil olması ile birlikte şarap ve onun gibi sarhoş edici olan içkiler kesin olarak
yasak kılındı; fakat cezai bir müeyyide konulmadı.
Do'stlaringiz bilan baham: